Gezi ve 17 Aralık Ayakkabı Kutusu Olayları geçen seneye ülkede damga vurdu. AKP ve bilhassa lideri ise olayı dış mihraklara bağladı. Halbuki bence özeti artık Erdoğan’ın kavgacılığından, ve tekadamlığından Arınç’ın kibirinden ve her ikisinin de sığlığından, ayrıca giderek otoriterleşen bir rejimden ve dinin bu denli açıkça politikaya alet edilmesinden Türk insanlarının sıkılmaya başlamaları idi.
Umuyorum yavaşça gerçek tahammüllü bir demokrasiye geçiş adımlarıdır bunlar ve CHP eski hastalıklarından kurtulur veya yepyeni bir grup ve parti kurulur ve kavgacılık yerine neler yapacaklarını söyleyerek oy isterler.
“Anayasa teklifimiz şu olacaktır” diye kısa, öz ferah bir Türkçe ile yazılmış metin ile ve bizi lider sultasından kurtaracak “Seçim kanunumuz bu olacaktır” diye net, kolay anlaşılır metinlerle ortaya çıkarlar. Çevre hakkında düzgün mesajlar verirler. Dini propagandaya karıştırmadan.
Ve bir kişi veya kişiler etrafında değil de bu ilkeleri gerçekleştirmek için seçilmek istediklerini anlatırlar.
Köprü, tüpgeçit, otoyol projeleri’ne taraftar olduklarını Kanal İstanbul’a tamamen karşı olduklarını anlatırlar. Nedenleri ile. Askerin sivil otoritenin emrinde olması gerektiğini net bir şekilde anlatırlar.
Bakabileceğin kadar çocuk yap diyerek ve devletin görevinin en iyi eğitimi vermek olması gerektiğini anlatırlar.
Çevre ve karbondioksit salınımı konusunda dünyada söz sahibi olabilecek bir ekipleri olur vs.
Güç bağımlılık yaratıyor. Erdoğan var gücü ile güçte kalmak için savaşacak. Başka türlü varolamaz, anlaşılan somut şahsi ve ailevi nedenleri de var güçte kalmak için . TV den izlerken Cumhurbaşkanı olamazsa geleceği falza parlak değilmiş gibi bir intiba edindim sanki. Bu izlenim benim için çok üzücü oldu. Çünkü samimi inancıma göre Erdoğan ve AKP bu ülkeye anlamlı hizmetlerde bulundular.
Şahsen geçen yıl benim için de ilklerle doluydu. Yirmi yıl öncesinin kilosuyla girdim 2014 yılına. Ve anlaşılan kilo sorunu çözüldü gare. Yemeğin yarınını ye ve daha fazla hareket düsturu ile. Epeyce kalori saydım. İlk defa mangal yaptım. Şimdiye kadar mangal deyince hep bazıları yapsınlar ben de yiyeyim diye bakardım olaya. Oğluma bakarak özendim.
Mangal yapmayı sevdim bir defa yaptıktan sonra birkaç kez daha yaptım.
Futbol izlemeye başladım TV de bir kez de maça gittim. Bayağı bir sosyolojik olay. Tam bir futbol hastası olamam artık ama olaya Fransız değilim artık en azından. Kişisel hadaf olarak önümde 30 yıl öncesinin kilosuna dönmek var ki – biraz çalışma gerekecek ama büyük sorun olmayacak gibi gözüküyor.
Sevgili Mahmut Bey Kardesim,
Yazınızı zevkle okudum.
Tesekkkür ederim. HAYIRLI SENELER.
Sevgiler,
Göksel
2014-01-01 08:58, Mahmut Tolon yazmış:
Bana göre başbakan Erdoğan kuvvetinden hiç bir şey kaybetmedi. çünkü, bu ülke, başbakanların, cumhurbaşkanlarının generaller karşısında esas duruşta beklediği, milli iradenin askeri vesayet karşısında sözde kaldığı ülke olmaktan çıktı. Artık IMF’den yardım dilenmiyoruz, hiç borcumuz yok, yardım edenler safına geçtik. Aylardır, güney-doğudan hiç şehit haberi almamak mutluluğunu yaşıyoruz. Gençlerin cenaze resimleri gazeteleri doldurmuyor. Artık ülkemizde istismar edilecek başörtüsü diye bir sorun kalmadı. Artık hastane kapılarında kimse ölmüyor. Doktorların büyük bölümü kaçsa da doğru dürüst hastanelere kavuştuk. Hele ambülans konusu tamamen düzeldi. Türkiye iyilerin, mazlumların, ezilenlerin umudu oldu. Türkiye’de dünyanın en önemli ekonomileri arasına girme konusunda dev adımlar atılıyor. Montrö ile Boğazlardan beleş geçen yabancı gemi sahipleri, kanal İstanbul’da ellerini ceplerine sokacaklar. Üçüncü hava alanı Frankfurt hava alanının liderliğine son verecek. Marmaray bir çok ülkeye parmak ısırttı. Kastamonu, Şırnak dahil hava alansız bölge kalmamak üzere. Uçak biletleri otobüslerden ucuz. Cumhuriyetin 79 senede yaptığı duble yollardan üç mislini 11 yılda yaptılar. Enflasyon %60’lardan tek haneye indi. Faizler yüzde yüzler üzerine vurmuşken 4,5’lara kadar indi. Gezi Parkı, 17 Aralık saldırılar, Bernanke olmasa Bist 100, yüz bini geçmek üzereydi….Yer nedeniyle burada kesmek zorundayım “HAFIZAYI BEŞER NİSYAN İLE MALÜLDÜR”
Sevgi ve saygılarımla- H. Emre Oktay
H.Emre OKTAY hangi ülkede yaşıyor?
Teşekkürler Mahmut- 2013 yılının- ülkesel ve kişisel boyutta- muhteşem analizi için. 2014 yılının ülkemize çözüm getirmesini-adalet, insan onuru, huzur, güven, düşünce özgürlüğü, eğitimde ve yaşamın her boyutunda eşitlik, toplumsal barış, insan haklarına saygı, dürüst politika gibi kavramların yeşermesini, açlık, sefaletin- en azından popülasyonun %20 si ile ilgili- son bulmasını diliyorum.
Prof. Gül (Güner) Akdoğan