Paralel, Nokta ve Düz-Ülke Devletler

Bir  ilkokul matematik öğretmeni bir kitap yazmış: bir şaheser!

Düzülke diye lisanımıza da çevrilmiş. Bestseller kelimesi hafif kalıyor. Çağaşan bir kitap.

Yazar Dikdörtgen takma adıyla yazmış. yazarın ismi Edwin Abbott Abbott, İskoç ve İngilizce yazmış.

Nereden mi biliyorum çağ aştığını?  Bu kitap yazıldığında uçak seferleri, arabalar ceptelefonları yok. Bilgisayar hiç yok.  Yani kapatılması söz konusu olan Utube ve Facebook ta yok.

Biz de lider seçeceğiz yerel seçimde, de dolaylı olarak seçeceğiz. Ya  tamam, ya devam mesajı vereceğiz oylarımızla.

Açık toplumun bir ürünü olan Erdoğan’ın yükselişini destekledim ve alkışladım.  Sonra psikolojik belirtiler barizleşince işler giderek eğlenceli olmaya başladı ve evet, doğrusu bazen  tedirgin oldum.

Son olaylarda da artık bu hükümetin çekilmesi gerektiği kanaatindeyim. Çekilmemiş olduğuna şaşırıyorum. Ama tedirgin değilim. Tünelin sonu görüktü  gare Ege  deyişiyle.

Bir “yetkili” çıkıyor  ve diyor ki:  \”Yasadışı bir şekilde elde edilen yapılan yalan yanlış bilgiler internete konuluyor, Başbakanımız hakkında yayılıyor, tabii ki kapatabiliriz bu internet  yayın organlarını”  Yasadışı diyerek yasadışı dinlemeyi kasdediyor.  Başbakan bile kendisi kabul etmiş bir bölüm içeriği.

Yani hayal edin, bir hırsızlık oluyor örneğin siz kameranızla olayı  resimliyorsunuz ve hırsızın izni olmadığı için polis delili kullanamıyor?  Doğru, yanlış parallel veya düz veya kübik tartışmıyorum ama telefon konuşmalarının seviyesi son derece üzücü ve utanç verici bir boyutta.  Hükümet istifa etmeyi  düşünmüyor. Düşünemiyor. Çünkü netice olarak yüce divanda başkalarına yaptığının bir kısmının kendisine de yapılacağından korkuyor. Oylar ile karar verilecek!

Daha evvel de bu utanç verici düzlemin işaretleri aşikar idi, giderek te ses kaydı doğru olsun olmasın ortaya çıkıyor: tabii ki yasaklıyacağım (sansürleyeceğim) evrimi yaklaşımında -kendi açımdan olanı-  özetliyorum. O milletvekili  spordan sorumlu bakan iken doping zirve yapıyor.

Bu şimdi tabii ki yasaklayacağız utube’u veya facebook u düzeyine geldi. Düzülke.

1884 de yazılmış kitapta (Flatland- Düzülke)  Sen bir noktasın!

Özetle bir nokta çizgiyi anlayamıyor, kendisi bir nokta ya, herkesi nokta sanıyor. Çizgi’nin dibini görebiliyor ve nokta sanıyor.

Kübü ise hiç anlayamıyor.  O da sadece bir nokta. Saygı falan duymuyor. Yani ikinci ve üçüncü boyutlar ise tamamen “gawuricadı” .

Erkek egemen dünya, kadınları anlayamıyor.  Erkeklere göre düzenliyor. İhtiyar, genci anlayamıyor. Genç, ihtiyarı anlayamıyor. Saygı?  O da ne?

Güncele getirirsek  :  anlamadığını yasakla, senin oyunla geldiğin yerde seni  nokta san ve devam et..  Sonra  senin çizgi olduğunu anlayınca yasakla. Kübü de yasakla. Evrimi de sansürle  vs vs. ne kadar komik değil mi? Düz.

Başka  bir düzlem ülkesinde (2013 Almanya)

700 Euro için Cumhurbaşkanı Wolff istifa ediyor ve sonra aklanıyor. Bizde istifadan bahseden hala yok.  Kasalar ve ayakkabı kutusundaki milyon dolarlar? Ayıp?  Yok canım, yasadışı olarak kamuoyu ile paylaşıldı! Bir zahmet istifa etsen de aklansan?  Olmaz!  Ben bir taneyim (öylesin tabii), ben olmazsam ülke batar. Kurtuluş savaşının ortasında gemiyi terketmem. Evet canım.

Bu arada  seçimlerden sonra gelecek zamlarla hep beraber ödeyeceğiz faturayı. Şimdi de enflasyon şeklinde ödüyoruz. Korkarım bir süre daha ödeyeceğiz.  Dış dünyadaki görüntümüz Bengladeş ile Kongo ile Suriye arasında dolanıyor.  Başbakan hala %5 ile kredi verdiğinden bahsedebiliyor seçim meydanında. Forbes turbun büyüğü daha heybede Türkiye’nin  balon ekonomisi için diyor. Seçimden önce tapelerde son bir \”altın vuruş\” bekleniyor. Hayırlısı.

Bakınız Arman Unan’ın yolladığı komşudan bir karikatür:

http://www.kathimerini.gr/756284/sketch/epikairothta/politikh/skitso-toy-hlia-makrh

Paralel, dikdörtgen falan bitti, kaos’un içindeyiz ve meraklanmayın bu kaostan  sadece hayır çıkacaktır.  Bilinçli, bilenen seçmen çıkacaktır. İstanbulhepimizin .org a girin. Ege hepimizin , dünya hepimizin! Fazla da heyecana kapılmamak gerek, iş basit değil ve eğlenceli; noktalar hep çoğunlukta olacak, demagoglar hep düz insandan daha başarılı olacaklar. Koskoca başbakan, bu kadar da yol yaptı. Her ülkeden benzerleri çıkıyor, her ülke kendi kefenini, günahlarını  sırtında taşıyor. Ve bir şekilde başetmeye çalışıyor. Biz de!