Geçici Hükümet

Biraz da eğlenerek bir seçim tahmini yazdım, kendimle de alay etmek amacıyla da hatta “Bir de benim seçim öngörülerimi kabul eden bir yasa çıkartsalar tam olacak, bu kadar masraf edip seçim falan yapmadan hepimiz rahat ederdik.” diye ekledim.

Ülkenin geçmişine ve tanıştığım insanlara bakınca hep benim yerim daha ziyade sağın içinde diye düşünürüm. Birçok dostum da bu yaklaşımımı yadırgar. Ben sağda daha fazla sağduyu ve bonsans görürüm ama bilemem, insanlar istediklerini görürler derler.

CHP li ve AKP li dostlarım var ve çok şükür o kriterlere göre dost seçmiyorum. Partisiz de bir sürü dostum var! Hadi daha netleştireyim, olacağı da yok zaten ama   Bedri Baykam türü bir düşünce dünyasına sahip olanlar ile ayni partide olmak istemem.

Doğal olarak elimde gerçekleri gösteren bir gereç yok.   Politika’da gerçeklerle yapılan bir iş. Ben yazılarımda Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin çok yıprandıkları kanaatimi açıkça dile getiriyorum.

Keşke dinlenebilseler ama bence istifa da edemezler geri de çekilemezler, ellerindeki her imkanı kullanarak güçte kalmayı deneyeceklerdir. Belki de ülke için 4 yıllık bir koalisyonun faydalı olabileceğine inananlardanım. AK Parti 4 yıl iktidarda olmazsa kıyamet kopacak diye inanmıyorum.

Bahçeli\’nin yıprandığını ve partisinin idaresini bırakıp akil insan olarak geri planda kalması umudumu kaç kez dile getirdim. Yiğidi öldür ama hakkını yeme derler: Öne sürdüğü dört şartı neden AK Partinin kabul etmediğini de kolayca anlayamıyorum.

17Aralık olaylarında ABD nin rolü var mıydı? Sanki evet. Ama olsun veya olmasın bu çağda bir hukuk devletinde izah edilmesi gereken veriler ortaya çıktı, pazı gücüyle bastırılması gereği değil.

Demirtaş’ı belki de genç olduğu için beğeniyorum. Fakat Kürt kardeşlerimin taleplerinin kısmen ütopik olduğunu da görüyorum.

Sağın da daha dingin ve dinamik liderleri ortaya çıkartmasını umuyorum.

Ülkede olan her gücün bir sebebi var. Hiçbiri de benim için düşman değil, hepsi insan ve hepsi yurttaşım. “Kabataş’ta benim başörtülü bacımın üstüne işedi deri ceketli insanlar” diyenlere inanamıyorum ve herhalde benim hatam, bir daha da inanabileceğimi sanmıyorum.

Eğitim en önemli konu diyorum da o konuya gelebilmek için dik durabilen parlamenterler gerek ve bu da belki en sonunda dar seçim bölgeleri demek ve netice itibariyle lider sultasından kurtulmak için yeni bir partiler kanunu demek. Vesayete karşıyım ama mutlak otorite ile disiplinli yönetime de taraftarım. Bunun çözümü dört veya sekiz yılda bir liderlerin değişmesi demek daha uzun süreden hayır gelmediğini dünya denilen laboratuvarda ve ülkemizde yeterince görmedik mi?

Erdoğan olağanüstü bir lider (bence idi) ama geldiğimiz noktada ülkenin Erdoğan’ı kazasız belasız aşabileceğini umuyorum. Zaman içinde de olacağına eminim de, keşke canlar bu süreçte bu kadar birbirlerinden uzak olmasalar. Ülkenin anlık durumuna üzülmemek mümkün değil. Keşke Erdoğan başkanlık sisteminin kontrol mekanizmaları için de çalışmış olsa idi ve hatta kendi devrinden sonra olabilecek bir başkanlık sitemini kurma çabası içinde olsaydı. Akla rahmetli Demirel’in ünlü “kendim için birş ey istiyorsam namerdim” sözü gelmiyor mu?

Ben bir partiye üye olmadım bundan sonra da olacağımı sanmam.   Nasıl maraton koşmayı ve ona heves etmeyi düşünmezsem, aktif politikaya da girmeyi düşünmem. Yaşım geçti diye düşünüyorum.   Daha ziyade halkın içinde bir insan oldum ama bu yaştan sonra da bazı elitist tavırları edinmemin yazacağım ve ortaya koymak üzere çabaladığım kalan bir kaç fikir için de gerekli olduğunu düşünüyorum.

Günlük bir not: Tuğrul Türkeş’in geçici bakanlık teklifine evet demesi ilginç bir gelişme. Bakalım Mevla n’eyleyecek?

1 thought on “Geçici Hükümet”

  1. BAskanlik sistemi konusundaki dusuncelerinizi de merak ediyorum. Dik duran parlamenter bu sistemde mumkun degil AMa dar bolge ile bir baskanlikta, cok guclu kisilikler parlamentoya girebiliyor ancak. HEr dar bolge kendi icinde bir baskanlik secimine sahne oluyor sanki. Ne dusunursunuz

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *