Türkiye\’deki Durum

 

 

Doğrudan başka tutunacak ipimiz yok. Doğruya tutunup doğru bildiğimizi, hep hata yapma payımız olduğunun bilincinde olarak yazmalıyız. Benim ülkeye verebilecek  neyim var? Yaşım itibariyle artık tankların üstüne tırmanamam, darbeyi önleyenlere safra olurum. Sonradan gidip meydanlarda da eğlenmek benim seçimim değil. Babası Yassıada’da yatan ve başta Erdoğan’ı destekleyen birisi olarak neden karşıtı oldum?

 

İlk başta üç çocuk söylemi ile başladı. Demografi ile uğraşanların kıdemlilerinden biriyim bu ülkede.   Nüfusu para ile kıyaslıyayım ve ABD tarihini örnek vereyim. Para az sayıda zenginde birikti orada basın onların elinde sonunda Başkan seçtirmeye kadar götürdüler. Ne zaman Rockerfeller şirketleri bölündü bir nebze daha fazla demokrasi ortaya çıktı. Yani demek istediğim bu “Pideleşme Süreci” olarak adlandırdığım süreci ben daha ziyade “iyi” bir süreç olarak görüyorum.

 

Paranın tek ailede veya ülkede toplanması iyi bir şey değil, biz insanların yetenekleri veya şimdiye kadar yaptıklarımızı gözden geçirirsek sandığımız kadar zeki veya becerikli yaratıklar olmadığımızı anlarız. Onun için tek ırk veya ülke veya hatta tek dinde büyük nüfusun toplanmasını dünya için sakıncalı olarak görürüm. Hele hele “din” deyip esasında “ırk” veya çocukken ezberletilmişi anlayabiliyorsak tüm dünya genelinde.

 

Bu dünyada sıfır yılında çeyrek milyar ,   İstanbul’un fethinde yarım milyar insan yaşarken bu sayı 1900 lü yıllarda iki milyar olmuş, şimdi yedi milyarı geçmiş, su kaynakları gözle görülür bir şekilde tükeniyor. Üç çocuk demek sadece bilgi eksikliği ile olabilir. Bu rakamları lütfen önünüzde kareli bir kağıda çizin ve aradan geçen zamanı da görselleştirin.

 

Danışmanları yok mu bu söylemi düzeltecek?  diye hayıflandım. Erdoğan’ın uluslararası ve Batı’da da saygın bir lider olmasına bu israrlı söylemini en büyük darbe olarak algıladım ve üzüldüm.

 

Sonra gördüm ki “müritler şeyhi uçurur” ve gerçekten de söylenemiyor. Bilimde bir devrim niteliğinden olan ve kısmen müslüman bilimadamlarının öncülük yaptığı evrim kuramını anlamadan bu günkü moleküler biyoloji veya tıbbı anlamak mümkün değil.

 

Sadece demografi’ de değil evrimde de bilim insanlarımız konuşmaya ürküyorlar. Konuya hakim birkaç biliminsanı ile birlikte Dokuz Eylül Üniversitesinde ders verirken ülkede ilk kez bir Türk ekip tarafından yapılan Evrim farkındalık anketini yaptım. Neticeler felakete yakın idi. Benim tankı durdurma çabam da elbet ancak bu şekilde olabilir diye de yazmaya devam ediyorum. Bir emekli hekime kalmamalı idi ilk anketi yapmak. Kariyer korkusu olmadan genç üniversiteliler çoktan yapmış olmalıydı.

 

 

Ama nasıl örneğin enflasyon ile savaşta veya bir uçağı uçurmakta veya yapmakta teknik bilgi gerekirse   ve  bilginin yaşayabilmesi için “saygı” gerekirse pideleşirken bu saygı kaybolursa hayra alamet bir olay değil.

 

Erdoğan ülkenin yetiştirdiği en büyük liderlerden biri, çok hizmet etti ama sanki birkaç sene önce emekli olsa idi çok daha sağlıklı olurdu. Korkarım ülkedeki sistem buna izin vermiyor. Bakınız Bahçeli’ye son ana kadar başta kalmaya gayret ediyor. \”Liderlerin\” tek tek vasıflarına bakınca olağanüstü birini de göremiyorum. Siyaseten baskın çıkma çabası Ortadoğu\’nun bir hastalığı.

 

Takımlarda da öyle, lider yerine birisini yetiştirmiyor. Demokrasi için partiler kanununun değişmesi ve belki halkın dar çerçevede kimi seçtiğini bilebilmesi gerek. Bu ne zaman olacak bilemiyorum. Benim görüp göremeyeceğimi de.

 

Lider olan, ülkemdeki sistemde ikbali de dağıttığı için parti dengesini gözetme gereği duymuyor, kendisi partideki dengeyi kuruyor. Ve doğru populizme yöneliyor. Bir hekim olarak herhangi bir insanın ülkeyi kimyası bozulmadan en fazla sekiz belki zorlanırsa on yıldan fazla yöneteceğine tıbben inanmıyorum.

Yani pideleşme sadece seçkinlerce yönlendirilen halkın seçiminden çok daha iyi ama gereken bilime, hukuka ve insana saygı ve liderlerin kontrol mekanizmaları yeterince köklü iseler.

1 thought on “Türkiye\’deki Durum”

  1. Sayın Pide meraklısı dostum! Olaylara, hep bir pide gurmesi olarak değil, gözlerini biraz da tabağındaki pide’nin aroma, şekil ve lezzetinden birazcık uzaklaşarak bakmayı da denemelisin. Örneğin, fırıncı esnafının problemleri, buğday ve bitkisel yağ kalitesinin ıslahı, gıda ve hayvancılık standartları, sağlık konuları, ticari konular, pazarlama teknikleri, ihracat pazarları vs. gibi…Bu “anti-3-kids” takıntısı da bana hep garip gelmiştir. Bunu bir zamanlar masonic bir parola olarak tekrarlayıp duranlar vardı! Ama bugün ülkemizin demografik, çevresel ve ekonomik gerçekleri yanında ben böyle ciddi bir sıkıntımız olduğuna inanmıyorum.  Dünya’da bugünlerde başka neler konuşuluyor dersen: Eğer yersen, bak A nuclear war with Russia is imminent, says a former NATO general | | | | | |

    |

    | | | | A nuclear war with Russia is imminent, says a former NATO general By Alexander Nazaryan In his new book, “2017 War with Russia,” General Sir Richard Shirreff argues that a belligerent Russia… | |

    |

    |

Leave a Reply to umur daybelge Cancel Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *