Üstad ile ölümünden kısa bir süre önce tanıştık. 2-3 kez görüştük. Direkt “damardan” iletişime geçebildiğim bir insan oldu.
Tanışınca yazılarına hayranlığımı dile getirdim ama tutumluluk konusunda “Alamancı olduğumdan” kimin kimden öğrenebileceğinden emin olmadığımı söyledim. Güldük.
Bir süre sonra Yalçın Pekşen’ın bir yazısından öğrendim ki tutumluluk veya \”cimrilik\” konusunda da üstadım imiş.
“Çatalca’daki Vakfın inşaatında ayakkabıları çamurlanıyormuş. İnşaattan sonra Nişantaşı’ndaki evine giderken doğal olarak ayakkabısındaki, paçalarındaki çamurun bir kısmı yollara düşermiş. Bir gün aklına gelmiş ki tapulu arazisinin toprağını şehre bonkörce saçıyor!”
Okuduğumda kalpten gülüp sonra kendisiyle de paylaşmıştım. Bu bakış açısındaki detay doğrusu okuyana kadar hep gözümden kaçmış. Bu zeka parıltısına imrendim. Ama çiftçi olarak tarlada çalıştıktan sonra bolca “tapulu araziden çamuru şehre taşıma” alışkanlığımı değiştiremedim.
Aziz Nesin’in “Türklerin %60 ı aptaldır” sözü yankı yaptı. Bir süre vatandaşlarımızın kendilerini kabul ve anlamaları olgusunu sarstı.
Bir süre sonra da Umberto Eco çıtayı yükseltti ve yüzde seksenden bahsetti..
Halbuki bırakın Türkleri, insanoğlunun % 50 si bilimsel tarif olarak normalin altında zekaya sahip. Vasat %50 ise, onun üstündeki zekadakilerin çoğu da zaten yapılıp edilene bakınca, zeki bir tür olduğumuz izlenimini pek bırakmıyor.
En zeki olarak kabul edilenlerin yaşam öykülerini, insanlığın zaman zaman bir kaç yüzyıl kısmen geriye giden tarihindeki, savaşlara falan bakınca :
kendimizi beğenmiş, bazen sempatik ama genelde çok da zeki olmayan bir türüz!
Yani (kendilerini dışında tutarak) aptallık yüzdeleri verme hatasına düşecek kadar saf aydınlara sahip bir türüz.
Biraz daha derinlemesine okuyunca bu “saf bir tür olduğumuz” yaklaşımının bin yıllardan beri şu veya bu şekilde söylendiği ve kibirimiz ve eksik olan algı kapasitemizden dolayı hala da genel kabul görmediğini fark ediyor insan.
Hele şu an dünyada yaşadığımız neokonservatif populist akım yanısıra kendi imalatımız küresel ısınmanın yaratacağı faciaya doğru dörtnala yol aldığımıza bakılırsa!
Ne yapacaksın? İlla zorla herkese anlatmaya çalışmak da sempatik olmayan bir tavır. Aziz Nesin gülümseterek, bazen kahkaha attırarak gerçekleri en azından kısmen anlatmayı ve insanları aydınlatmayı beceren nadir yazarlardan biri idi.
Halbuki evvel zaman 500 yılında (yani 2500 küsur yıl önce) Urla’da doğan Anaksagoras örneğin “ yetilerimiz yetmediği için gerçeği kavrayamayız” demiş.
I ask credit for this…zeki
Haklı olarak! Evrim kitabında yazına link koymuştum! bulayım hemen koyayım
https://www.yarimada.org/aziz-umberto-ve-mahmutun-yuzdelerizeki-kivrak/
İstanbul Odtü Mezunlar Derneğine misafir konuk olarak davet edildiği zaman ; Aziz Nesin ile bizzat tanışma şansına sahip oldum.
Orada ona yöneltilen
“okuyucunuza %60 ı aptal diyorsunuz. Bu nasıl bir şey?” sorusuna cevaben:
“Aslında % 92 dir aptallık oranı, bakınız 1982 Anayasa referandum sonuçlarına” demişti.
Binnur ÖZMEN ( hayatının ilk oy’unu HAYIR diyerek %8 azınlığın içine giren kadın)