Hukuk
İnsanlararası ilişkileri kabaca düzenleyen bir sosyolojik araştırma hukuk. Genç iken okumak istemiştim ama sonra, daha temelden kavrarım diye umarak, doğa bilimlerini seçmiştim. Hukuk sadece hukuçulara bırakılamayacak kadar önemli onun için doğabilimleri açısından bakarak bir kaç kelime yazmak istiyorum.
Hukuk genelde doğada olmayan ve insan aklı ile ve hissiyatları ile süreç içinde kurumsalllaşmış bir dogma.
Çok basit bazı ayrıcalıklar bile verilince, insanlar kibirli ve aptal yaratıklar olarak bu ayrıcalıkları kullanabilecekleri son raddeye kadar, dirençeleri zorlayana kadar kullanıyorlar. Bazen akıllı olup durabiliyorlar bazen de güç sarhoşluğu içinde kırılma noktaları aşılıncaya kadar devam ediyorlar.
Hukukçular arası dayanışma, hekimler arası, parlamenterler arası dayanışma da bunun örnekleri. Kast dayanışması. Çok abartmadan bakmak faydalı, esasında son günlerde olanlar Yassıada’da olanları anlayınca ve analiz edebilince basit ve dünyada da hukukun adım adım gelişmesi çok farklı değil . Özel Yetkili Mahkemeler olayını da çok abartarak anlamaya çalışmak sadece zihnimizi karıştırır.
Hukuk kısaca dogmanın, doğa ile uyuşma çalışması. Hukuk hayali bir özlem ve uygulayanlar tüm zaafları ile sadece insanlar olduğu için yüzyılar içinde zarfa yani formaliteye olan gereksinimin idrakı. Hukuk, düşünsel bir idealin o anki bilgiler ve güçler dengesinin aktif aranması süreci.
Uzaydan gelen bir yabancı gözüyle bakıp düşünceleri tek tek açmaya çalışayım: Doğa’da eşitlik yok. Ölüm var, güç var ve çeşitli boylarda, zekada canlılar ve uzun vadede bakınca bunların arasında bir denge ve birbirlerine gereksinim var.
İnsanlar ise uzun süreçleri anlayabilmek için yeterince donanmamış canlılar. O nedenle dürtüleri ile reaksiyon gösterip olayların büyük çoğunluğunu olduktan sonra anlayabiliyorlar.
Uzun vadede olan gereksinimi sezdikleri için de eşitlik gibi kuramlar ile önce kendilerini sonra yakınlarını, türlerini , sonra diğer canlıları korumaya almak istiyorlar. Çalışma prensibi ise olmayan bir olgu : eşitlik. İnsan hakları vs türü tarihsel gelişmeler hep bu açıdan bir anlam ifade ediyor.
İlk insanlar güçlünün etrafında toplanıyorlar. Güçlü her yere yetişemeyeciğini görünce kurallar koyuyor. Kendisi kuralların dışında olduğu sure işleyen bir system. Hukuk tarihinde Magna Carta ilk kez uzlaşma ile “en güçlü” olarak algılanandan alınan haklar ve bireyin hakları istikametinde atılan bir adım. Uzlaşma deyince de tamamen düşünsel bir huzur ortamı içinde oluşan bir fikirleşme anlaşılmasın. Uzlaşma netice itibarı ile kayıpların kazançtan daha fazla olacağının idrakı. İlahi adalet uzlaşmadır!
Yassıada mahkemelerine varan süreçte ne oldu? Bazılarının kibir ve ayrıcaklarını tahammülfersah olarak algılayan bir kesim “kendince iyi niyetle (vatan millet için )” darbe yaptı. İlk başta iktidardan aldıkları kesimi yurtdışına yollamak vs türünden düşünceler içindeler iken , “hukukçulara” danıştılar. Hukukçular sosyalbilimciler olarak kendi doğru bildiklerini söylediler ve netice olarak bazı ayrıcalıkları elde ederek Yassıada trajikomedisi ortaya çıkmasına neden oldular. Yassıada yargıçları, savcıları sonra meslekiçi ödüller ile yeni yargıçların, savcıların seçiminde sözsahibi konuma geldiler.
Ergenekon ve Özel Yetkili Mahkemeler konusunda da farklı bir şey olmadı esasen. Farklı haklar elde eden bazı hukuçular “beşer şaşar” bir süre tekbaşlarına bir güç sarhoşluğu yaşayarak bazı algıladıkları doğruları hesap vermeden kendi idealleri doğrultusunda uygulamaya koydular.
Netice itibarı ile batı dünyasında daha önce olduğu gibi Türkiye gücün sekiz – on yılda bir el değiştirmesi gerçeğini algılıyor tarihsel açıdan. Tabii ki NSA Türkiye’de bir küsur milyon konuşma dinlemiş ( Fransa’da çok daha fazlasını dinledi. Telaffuz edilen rakam 70 milyon idi geçen sene Ekim ayında). Şaşırmamak gerek . Merkel de dinlendi, sünnet çocuğu gibi, sevimli bir şekilde biz de olanları algılamaya çalışıyoruz şu an. Dinleyeceklerdir, dinleyeceksin ve dengeleri, kendi evinin içini elinden geldiğince izan insaf içinde temiz tutacak kapasitede ve idrakta olan liderler seçeceksin. Uzlaşarak.