Urla’da bahçemde artık neredeyse hergün sincap görüyorum ve aptal bir türün mensubu olduğum için de seviniyorum.
14 yıl önce taşındığımda porsuk, yaban domuzu da görürdüm ama artık onlar yok, sincapların sayısı ise arttı. Civarda az kalan makiliği bilinçli bir şekilde koruduğum için buraya sığınıyorlar. Son olarak komşu tarlaya bir site yapıldı ve devletin arazisinde olan ve her kış akan, yoğun bir makilik ile bezenmiş aramızdaki dere yatağından kamyonlarla toprak alındı ve makilik yok edildi. Yatağa beton döküldü. Kışın toprak suyu içeceğine “zıt erenköy” değerli tatlı su, beton yatakta, denize doğru akıyor artık.
Selami Gürgüç ve Bertuğ Ösen ile dilekçeler verdik Belediye’ye, yanıt bile gelmedi. İş edinip takip etmek gerek, ama edemedik.
Sincaplar benim bahçede yaşıyorlar ama evler arttıkça “mahallede” sayıları artan kediler de peşlerinde, bu geçici doğal denge bir süre sonra sincapların yokolması ile sonuçlanacak.
Aptal tür dedim ya biraz izah edeyim. Sincabı seviyoruz, onun kuzeni fareyi veya sıçanı sevmiyoruz. Bu da bizim dünyayı önyargılarımızla algılama biçimimiz.
İngiltere’de bizim sincap dediğimiz türün nesli azalıyor , tahminlere göre 140 bin adet kalmış, ama Amerika’dan gelen daha iri olan gri-sincap sayısı ise tahminen 3 milyon civarında! İtalya’da gri-sincapların yayılmasını önleme çalışmaları ayol insancıllığı dalgası ve “sincapseverler” tarafından engellendi. Sıçanseverler de var mı acaba?
Kedi ve köpekleri seven olarak sokak kedileri ve köpekleri hakkında defaatle yazdım ve hatta lisanımzda eksikliği görüp “ayol insancıllığı” (psödohümanizm) tabirini sıkça kullanmaya başladım. Var mı balon balığı sevenler? Ne kadar bilgi, bilinç ve ilgi gerek, karar verebilmek ve harekete geçebilmek için?
Ey böcekseverler muhtaç olduğunuz güç damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur! Bonn civarında asyadan gelen ve ormanları tedricen öldüren bir böcek türünü (asya Laubholzblockkaefer) öldürmek için bir ormanı kestiler ve yayılmasını ancak önleyebildiler.
Ağaç ithali ile gelen bu böceğin ülkeye girmesini önlemek için köpekler eğittiler ve gümrüklerde bu köpekler kereste ithalini, böcek girmesin diye, koklayarak kontrol ediyorlar.
Balon balığı dedim de, bir ürkütücü gözlem paylaşayım haziranda bir hafta Bodrum – Dalyan arasında tekne ile dolaştık, yakaladığımız 8 balıktan 4 ü balon balığı idi. Bu balık türü son 9 yıldır bu sularda görülmeye başladı, iklim değişikliği nedeni ile. Zehirli olduğu için yenmiyor ve keskin dişleri ile ağları kestiği için zararlı. Bu balık daha önce sadece Kızıldeniz’de vardı.
Neden üç çocuk lafı duyunca, belediye başkanı iken çok beğendiğim, başbakan iken ilk yıllarında beğendiğim Erdoğan’ın artık istirahate çekilmesini isteyecek kadar canlanıyorum bilmem anlatabildim mi?
Evrim ile uğraşmadan bu olan biteni anlamak mümkün değil. Nüfusu anlamak mümkün değil, demografiyi anlamak ve çözüm üretmeye çalışmak mümkün değil.
Ey ehli vatan, uyanın gari, Türkiye elden gidiyor. Grisincaplar ve balon balıkları ülkemizi istila ediyorlar. Oh be, bu sıcakta, bu son cümle iyi geldi ruhuma.
Mirim, yine pek akıllı, pek adam gibi, pek adamakıllı. Yaz wordpress.com’a at, ol mahiler içinde bilen çıkar. Ömrüne bereket, Tezer
Sent from my iPad
>
Ama balon baliklari pek seker yahu 😛