Ahmet Hakan ile Ahmet Altan arasındaki kavga, Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasındaki “kanlı” kavga galiba genel seviyemizi ortaya koyuyor. Caka sanayii. Dezinformasyon. Renkli laflar ve bol heyecan.
Neden BBC güvenilir bir haber kaynağı olarak algılanıyor? Belki İngiltere ile Almanya futbol maçında bile spiker “biz ve onlar” diye yorum yapmadığı için olabilir mi? Maçı anlatıyor. Histeri krizleri falan geçirmeye çalışmıyor spiker. “İngiliz Takımı, Alman Takımı” diyor . Yani mesafeyi koruyor ve objektif haber vermeye çalışıyor.
Gerek Ahmetler kavgası gerek politikacıların seviyesi korkarım gençlere örnek oluyor. Onlar da bu şekilde olmanın imrenilecek bir tavır olduğunu sanıyorlar.
İki Ahmet de yorumcu, ikisini de beğenirim. Doğal olarak güce göre yelken açan insanlar. Kendi birikimleri doğrultusunda önlerine gelen haberleri yorumluyorlar. İkisi de sosyal bilimci doğal olarak eğitimleri ve görüşleri doğrusunda yorumluyorlar uzmanlıkları içerikten zarf, yani paketleme üzerine. Bir temel bilimcinin alçakgönüllülüğüne de gerek yok onların mesleğinde, çok fazla alçak gönüllülük olursa belki rüzgarları fark edemiyecekler.
Ahmetlerin kavgasında sanki içerikten ziyade kişilikler savaşıyor. Karşılıklı suçlamalar, hakaretler, uzlaşmaya veya doğruyu aramaya yönelik bir çaba göremiyorum. İkisi de “hata yaptım” diyemiyorlar eski bir yazıları hakkında. Yaldızları dökülecek diye mi çekiniyorlar? Böylesinde bir ortamda habire yazı yazıp hata yapmamak mümkün mü? Rüzgarları yokluyorlar. Yelkenler doluyor ve boşalıyor. İkisi de güzel yazıyorlar. İlgi ile izlemek düşüyor biz fanilere. En kara sensin en beyaz benim. Benim kadar kara değilsen kötüsün sen. Ben kara derken sen neredeydin? Yazı ile hayatını kazananları hep saygı ile izliyorum. Zor zanaat. Cennet ile cehennemi, iyi ve kötüyü bize izah edenler bakın ne kadar ünlü olmuşlar ve çok sayıda takipçileri var.
Ahmetler kavgasının tam neden olduğunu ise anlamakta zorlanıyorum. CNN de bir saat geçirmek mi? “Moderotör” iken “taraf” olmak mı? Kişilik çatışması mı? Bu denli şahsi saldırganlık. Müşterek şeyleri çok daha fazla bu iki ünlü Ahmetlerin. Bu kavgada ikisi de kaybediyor sanki.
Örneğin “Küresel ısınma” diye bir şeyler uyduruyor ABD deki “liberaller”. Nüfus patlaması diye de. Erdoğan nüfus konusunda son noktayı koydu. Üç çocuk yapın diyerek. Adam vizyon sahibi. Trump da seçilince bu küresel ısınma saçmalığını tarihe gömecek. Bütün Meksikalıları ve Müslümanları ABD den atacak ve America first diyerek duvarı çekecek ve bu küresel ısınma zırvası da bitecek herhalde.
Sürü ve güdüsü ve tedirginlikleri. Tuğla üzerine tuğla koy ustam, aman temeli sağlam olsun. Bugün gidip çimento almalıyım. Tuğla borcumu ödemem gerek. Bir deprem veya ısı artması, çıkınını al ve kaç . Bir savaş, oradan da kaç. Kaçacak yer kalmayınca yaşam mücadelesine devam et. İnternet kesik, umarım bugün tamir edebilirler. İnşallah elektrikler kesilmez. Trafo sahipleri o kadar yatırım yapıp trafo alıyorlar, elektrik şirketleri trafoyu satın almadan oradan elektrik veriyorlar. Dava et sen de. Dava et ve kazan, örneğin kayıp kaçak kesiklerini, sonra temyizde de kazan. Sonra da boş yere ödediğin parayı tahsil et bakalım. Güneş enerjisi çözüm olacak ama yatırım yapmak istesen, kırtasiyede boğulursun, aracılar önemli. Tuğla üzerine tuğla koyanlar ve enerjiden para kazananlar. Evet bir de yazı ile kazananlar var. Kaynak hep önemli. Enerji önemli. Politika önemli. Sürü’de nerde olduğun önemli sanki. Ünlü olmak daha güvenli mi? Daha fiyakalı en azından. Huzur ve ağırbaşlılık da önemli galiba.
Ikinci cumlenize ooppps. BBC kesinlikle guvenilir bir haber kaynagi degil. Oylesine sinsice bir yayin politikalari var ki. (ABD de yasadigim yillarda Zimbabve ye yonelik bir yayin kampanyasinda kesfetmistim hic te masum olmadiklarini…)