Dünya ve Dünyalar

 

 

Yedi milyar insan var ise, yedi milyar da dünya var. Her biri diğerinden farklı.

 

Bu dünyaların hepsinde bu dünyayı “yaratan kişi” kendi dünyasının merkezinde bile değil. Bazısı kendi güneşi, bazısının güneşi farklı bir insan. Bazısında din olarak ne anlıyorsa o.   Genelde tabii dünyasının merkezinde kendisi ve özlemleri var kişinin. Her kişinin bir de denge gereksinimi var. Haksızlık etmek, etmemek dengesi. Bir an ederek daha etkin olma melodileri. Bazı dünyada beş kişi var, bazısında milyonlar. Bazısı da  dışarı ile neredeyse teması olmayan tek insanlık bir dünya. Her dünyanın sınırları var, kırmızı çizgileri, yumuşak karınları, açık ve kapalı yerleri. Sevgi ile yönetilen dünyalar var, korku ile belirlenenler, merak ile yönelenler.

 

Ne mutlu çok dünyada yer alabilenlerimize. Bazen bir anı, bir seda, bir cümle, bir fikir, gereksinim, bazen günlük alışveriş halinde.

 

Yedi milyar insan var ise, yedi milyar da Allah anlayışı var. Çok farklı tanımlar, tasavvurlar, tahayyüller. Tasavvur yani göz önüne getirme ve hayal etme. Tahayyül yani hayali kanatlandırmak, zihinde süslemek ve bütünleştirme çabası.

 

Doğal olarak yedi milyar da lisan var. Kültür var. Bazı tanımlar ile bazı insanlar ana akımlar yapabilmişler. Örneğin kişilerin, kültürlerin kendilerini anlamasına tanımasına yardım eden dinler.

 

O dinler çerçevesinde insanlar saf tutabilmiş ve birbirlerine etki edebilmişler.

 

Genlerimizde olan en azından geçici, bazen kalıcı olan bir partner seçimi olayı var. Neslin devamı ile ilgili ama o öge bile tek neden değil. Bu \”ortak seçiminde\” de inanılmaz farklılıklar var. Fakat “gönül kapılarının birbirlerine açıldığı” ve yepyeni dünyaların kurulup paylaşıldığı bu beraberlikler seçimde ne sadece neslin devamını amaçlıyor, ne de kalıcılığı, güveni. Etrafınıza bakın, çok farklı dünyalardan çiftler var tüm alışagelmişlerin, sınırların gümrük anlaşmalarının, lisanların dışında, kendi dünyalarını kuran. Bu çiftler kısa zamanda yepyeni normlar, normaller oluşturuyorlar.

Yepyeni dünyalar yaratılabiliyor. Bizim lisan, kültür din olarak tanımladığımız   ögelerin tamamen dışında dünyalar kuruluyor. Bazen beraberlik anında kurulan dünyalar bir süre sonra yıkılıyor ve eski dünyalar ve hafızada kalanlara sığınılıyor ama çoğunlukla yeni dünyalar kalıcı izler bırakıyorlar, beraberlikler yıkılsa bile. Yepyeni yaklaşımlar yavaşça normal olma yolunda ilerliyorlar.

“Sürüden ayrılanı kurt kapar” tehditleri ve çatık kaşlar her yerde iken bu yepyeni dünyalar ve yepyeni yollara türümüzden milyonlarcası her gün, kendi güdülerine, birikimlerine,özlemlerine, düşüncelerine dayanarak yelken açıyor.

 

Bu çok seslilik esasen bir umut bizler için. Saf tutarak bir yerlere gidebilme, daha fazla güven hissedebilme gibi avantajlar elde edilebiliyor ama hep bir süre sonra “kemikleşmeler ve kireçlenmeler” başlıyor sistemlerde. Bunları aşmak da ancak yeni yollar, yeni hevesler ile oluyor.

 

Teknolojideki devrimlerle, enerjiyi daha iyi anlayarak ve kullanarak bilgiyi daha çabuk ve fazla dağıtma imkanları ile yepyeni dünyalara yol açıyor türümüz. Bu çok seslilik son derece önemli hale geliyor. Yepyeni kanunlar, kurallar ve normlar ile yataydaki düzlemde daralan dünyamızda yepyeni boyutlarda beraber yaşama imkanları ancak bu şekilde doğuyor.

 

Yedi milyar dünya ve biri diğerinin ayni değil.

1 thought on “Dünya ve Dünyalar”

  1. Ne kadar derinlere inmişsin, değerli saptamalar bunlar, fiziksel ve tinsel saptamalar.. ilk okununca zahiri görünümde ama bu tarz tefekkür devam ederse batıni Dünya’nın kapılarını açarmı dersin.,
    Bu 7 milyarın bir kısmının, özellikle senin, ve birde bayram kelimesi üzerine zahiri ve sonradan da batıni tefekkür edenlerin içlerinde yaşadıkları bayramları kutlu olsun..

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *