Hukuk Guguk, Tarih, Mustafa Necati, Nuri Pakdil

 

Yassıada diye yazınca zihnimdeki bazı anılar su yüzüne çıktı.

İnsan ilk kez hukuk ile karşı karşıya kalınca çok tedirgin oluyor doğal olarak-. Sonra alışıyor.

1960 darbesi oldu. Ben 9 yaşında babamın evinden, annemin evine geçtim. Onlar boşanalı bir 5-6 yıl olmuştu.

Annemin mallarına da tedbir konuldu.  Nasıl bir hukuk anlayışı ise artık. Neyse o dönem bir şekilde geçti.

 

Annem 1967 vefat ettiğinde bize kalan bir giriş katı dairesini ağabeyimle İş Bankasına sattık. O zamanlar daha 27 Mayıs “Bayram” olarak kutlanıyor. Ağabeyimle bana “tapu harcını azaltmak için İş bankasına düşük gösterip sattık “diye devlet dava açtı.  Ben o sıralar Almanya’dayım.  Davaya bir anlam veremedik.  Haydi biz tapu harcını düşük tutmak için böyle bir yola girmek istesek  bile alıcı İş Bankası,  onlar nasıl yapabilirler?   Davalar devam etti. Sonunda Yüksek Mahkemeye vardı.  Aradan otuz yıla yakın zaman geçmişti.\"PHOTO-2020-06-22-13-10-33\"

 

İstanbul’da 90 lı yılların başında bir  ”Yüksek Hakimin”  böbrek taşını kırıyorum. Mesleğini öğrenince  bu hikayeyi anlattım.  Birkaç gün  sonra Ankara’dan aradı ve beraat ettiğimiz müjdesini verdi! Tunalı Hilmi Caddesindeki Kuğulu Park’a yakın İş Bankası. Detaylı kayıt orada vardır hala. Hukuk guguk diye bir masal kitabı yazdım,  bakın bu anıyı yazmak aklıma gelmedi.

 

Babamın dedesi  Bergamalı Dr. Mehmet Paşa Haydarpaşa Askeri hastanesi başhekimi imiş. Yani sonra Gata  olan kuruluşun sertabibi.   Girişinde resmi asılı idi. Bergama belediyesinde de bu yönde kayıtlar var, 1899 da ölmüş. Erenköy Sahrayı Cedit’te mezarı var. Baba’mı da oraya gömdük.  Gel zaman git zaman ismi “başhekimler” listesinden silindi. Ağabeyim 2000 li yıllarda bir gidip zamanın başhekimi ile konuşmuş. Oradan aldığımız resmi ve mezarındaki yazının resmini  de götürmüş. Nazikçe dinlemişler ama ağabeyim “Pazar’dan bulduğu paşa dede resmi ile gelen insan\” muamelesi gördüğü hissi ile ayrılmış.  Neyse ne! Vefa,  mefa, falan filan.

 

Celal Bayar’ın Caddebostan’da oturduğu evin bulunduğu sokağın ismi Hazırcevap sokak idi. Sonra “Hasan Ali Yücel” sokak olarak değişti. Ki Bayar’dan daha önce o sokakta oturan bir başka ünlü politikacı olarak  Hasan Polatkan var. Ve esasen Bayar’ın da sevdiği ve takdir ettiği bir politikacı Hasan Ali Yücel.  Ama biraz keyfi değil mi bu isim değişikliği?  Neyse ne!

 

Muzaffer Tunçağ’ın yazısından Mustafa Necati’yi daha detaylı olarak algıladım.  Sonra bir arkadaşım ile  konuşurken Nuri Pakdil’in ismini öğrendim. Keyfi uygulamalar gerekli mi?  Ne mutlu Mustafa Necati’ye bu kadar  yıl sonra ne çok seveni varmış. Nuri Pakdil’e de internetten baktım, ismi başka bir yere verilemez miydi? Ona da ayıp. Neyse ne!  Al birini, vur diğerine. Genelde bu partizanlıktan da değil. Aptallıktan.

 

Bu zihniyeti değiştirme zamanı gelmedi mi?

 

 

 

 

 

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *