Öncü Gazetesi ve Yerli Yabancı Gazeteci

Bir kaç satır yabancı yerli gazeteci mukayesesi yaptıktan sonra Türk basın tarihinde önemli bir yeri olan Öncü gazetesi hakkında yazacağım. https://www.gozlemgazetesi.com/2022/08/19/yerli-yabanci-gazeteci-ve-oncu-gazetesi/

Frankfurter Allgemeine (FAZ) Almanya’nın önde gelen gazetelerinden biridir. Türkiye ve Orta Doğu muhabiri geçen ay misafirim oldu. 90’lı yıllarda Emirgan’da komşum idi. O zamandan beri dostuz.  İster istemez bu ülkedeki tanışım olan gazetecilerle mukayese ettim. 5 günde iki Urla bir Akhisar yazısı yazdı. Arada gazetesine Suudi Arabistan, Katar vs hakkında yazı yetiştirdi. Epeyce çalıştı. Benim ev sahipliğimle işaret ettiğim konuları ayrıca özen gösterip araştırdı. Bir arkeolog ile Urla’yı dolaştı.  Kiraladığı araç ile Akhisar’a gitti. Rainer Hermann hem Arapça hem Farsça hem de Türkçe konuşuyor ve okuyor. Bizde olsa çoğu gazeteci tatil yapıp gene de 3-5 yazı çıkartırdı bu sürede. Fazla okuyup araştırmaya gerek duymadan.

Yerli gazetecinin “keyfinin yerine gelmesi” lokantada tanınıp tanınmaması ile orantılı olarak değişebiliyor. Onu tanıyan lokanta iyi, tanımayan ise daha az iyi!  Bizim insanımız kendi ile daha meşgul, dolayısıyla gazeteci kendi tanınmasını en önemli öge olarak görüyor. Halbuki Hermann etrafına ve konulara ilgi duydu. Kendisi hakkında sürekli yayın yapıp monologlara kaptırmadı kendisini.

Yazmaya ve basına genç yaştan beri ilgi duyarım. Almanya’da okul arkadaşlarımdan birkaçı gazetecilik mesleğini seçti. Bir sınıf arkadaşım epeyce de tanınır bir gazeteci oldu. Bir başka okul arkadaşım Bundespresseamt’ta (hükümetin Basın yayın birimi) çalışıyor. Ama orada gazeteci hep arka plandadır. Haberi ön plana almazsa yadırganır.  Bizde gazeteci epey daha ön planda.

Türkiye’ye dönünce de yoğun hekimlik uğraşının yanında Almanya’da çıkan Milliyet’te köşe yazıları yazdım. Epey yaş farkına rağmen Çetin Altan’la çok sıkı dost olduk. Alev Coşkun ve İlhan Selçuk ile Cumhuriyet Almanya için ciddi uğraşlar verdik. Türkiye’de yayınlanan gazetelerde çeşitli yazılar yazdım. Urla’ya yerleşince hepsi doğal olarak bitti. Gelin size bugün Türk basın tarihinin önemli bir dönem gazetesinin ve sonraki on yıllara damga vuracak isimlerin kısa öyküsünü paylaşayım:

Öncü Gazetesi… İnternette bile adı yok! Yeni Işık şirketi Türkeş’in eşi, Öcal Uluç, bir emekli Albay ve İKA ajansı sahibi tarafından kurulur. Duayen gazeteci Öcal Bey’in ağzından aktarayım; o zamanlar 20’li yaşlarında.  1960 darbesi sonrası patron Türkeş. Bedii Faik yazıyor: “Türkeş kalıcı” diye. Gerçekten de kalıcı oldu. “Öncü” ismi Türkeş’in fikri imiş.

26 Ağustos 1960 tarihinde günlük gazete olarak yayın hayatına başlıyor. Altan Öymen Genel Yayın Müdürü, Oktay Ekşi Haber Müdürü.

Yazar kadrosunda Fakir Baykurt, Mahmut Makal, Mustafa Ekmekçi, Sermet Çağan, Mete Akyol, Örsan Öymen, Nilüfer Yalçın, Kurthan Fişek, Hıncal Uluç, Oktay Kurtböke var. Öcal Uluç’a göre finansör Kazım Taşkent.

13 Kasım 1961 Türkeş Hindistan’a askeri ateşe olarak yollanıyor. Altan Öymen ve Oktay Ekşi ayrılıyorlar. Aydın Yalçın idaresinde Ekrem Alican destekleniyor. 1963 Öncü Gazetesi kapanıyor.

Böylelikle bir dönem bitiyor. Öncü’de çalışan gazetecilerden yaşayanlar anılarını anlatsalar da “Öncü” olayı daha bir aydınlansa. Çünkü sol fikirli yazarlar MHP’nin kurucusu olan Türkeş’in gazetesinde yazıyorlardı.

Her ülkede gazeteci hemcinsini beğenmez. Bizde bu uç noktada. Kalemi ile para kazananlara çok saygı duyarım ve hoşgörülü davranırım. Yazı hakimiyetini çok beğenip de içeriği ile hemfikir olmadığım çok yazar var.

Bizde sohbette bile hoşlanmadığı gazetecinin isminin anılmasına hırçın tepkiler vermek adettendir. Bileşik kaplar prensibi, biz hekimler farklı değiliz, Avukatlar böyle. Umarım bu zamanla değişecektir.

Bunu ayıplayarak veya destekleyerek geliştirmek de bizlerin elinde.

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *