Tarım Arazisi ve Duble yollar

Türkiye genelinde kaba hesapla 1 milyon dönümden fazla tarım arazisi duble yollar için feda ediliyor.
Ondan sonra sen çık şehrin göbeğinde olan 500 veya bin dönüm tarım arazisine bina izni vermiyeceğim de! Yahu Hyde park dağda mı? Londra’nın göbeğinde, yani düz tarım arazisinde. Paris düz tarım arazisinde. Milan, Chicago, Tokyo hakeza, hepsi düz tarım arazisinde!
Araçlara tarım arazisini feda et, insanlar keçi gibi dağlarda yaşasınlar! Deprem sonrası bu söylemi yadırgayabilirsiniz ama deprem yanlış yapılmış binayı yıkıyor! Düz arazide olanı değil. Yanlış anlayıp vur deyince öldürmemek gerek. Bilhassa yaşlanan nüfus düz yolda yürür.
Yol gerekli mi? Gerekli, toplu taşımacılığı teşvik et. Ve Cumhuriyetin kuruluşundakinin 7 misli nüfusu Anadolu’nun dengesi bozulmadan taşıyamıyacağını kabul et bir zahmet. Düşünmeni planlamanı ona göre düzenle. Çocuk gibi “üç çocuk beş çocuk” diye inatlaşma! Doğa ile inatlaşamazsın. Bu üç çocuk inadının bir iyi tarafı kuraklıkla birlikte en azından belki bu yörede yaşayan türümüzün bu inadın ne denli saçma olduğunu bir kez daha anlaması olacak.
Oturduğun dairede yedi misli nüfus olsa nasıl tuvalet yetiştireceksin, nerde yatıracaksın, nasıl alışveriş yapacaksın? Bir düşün. Koridorları iki misli genişletsen yatak odasına yer kalacak mı? Tuvalete yer kalacak mı?
Orman Yolları / Yangın yolları
Orman yolları tercihan yatay olmalılar bunu da 15 yıldır yazıyorum ama bir tepki bile alamadım. Nedeni? Yokuş aşağı açılan her metrekare erozyona açık bir metrekaredir hem de yürüyüş yolu olarak kullanılmaya elverişli değildir. İnişe dikey yani eğimi kesen yol ise erozyonu tutar ve yürüyüş için bilhassa yaşlanan nüfus nedeni ile yatay yol herzaman dikey yoldan daha iyidir.
Traktörle tarlayı yokuş aşağıya sürmek daha kolaydır. Onun için de çiftçi yatay sürmekten kaçınır ve ziraatçi de habire anlatır eğime yatay sür traktörü diye. Çiftçiyi eğitip ödüllendirmek yerine hor gör. Çiftçi’ye bakış açımız da biraz yanlış tabii. Sırtına memuru bindir, aracıyı bindir, adam sana gıda üretsin. Üretmeyiverince de şaşır. Çiftçiyi doğa korumacısı olarak gör ve eğit. Sen devletteki ormancıya kaç para veriyorsun? Tüm araziler senin elinde olsa kaç memurla kaç paraya bukadar araziyi tımar edeceksin?
“Benim çocukluğum köyde geçti ben çiftçiliği tarımı iyi bilirim” deme ey köy kökenli politikacı. O denli kolay değil tarımı bilmek ve anlamak. Çocukluğun nükleer tıp merkezinin olduğu sokakta geçince nükleer tıpçı mı oluyorsun? Çocukluğun Anayasa mahkemesi karşısında geçince Anayasa hukukçusu mu oluyorsun? Konuşmaktan vazgeç, biraz dinle veya tercihan sindirerek oku.