Politik İslam herhalde sona eriyor Türkiye’de. Bir daha da toparlanacağını sanmam.
Ama tarih bize neler gösterdi. 1930 ların başında hiç kimse Almanya’da Hitlerin başa geçeceğine ihtimal vermiyordu. Onun için yaşarsak göreceğiz.
Politik İslam’ın bir daha olmaması için iki yol mümkün. Birincisi yasaklamak. Ki bir yere varmadığını gördük. İkincisi serbest bırakmak. Tarikatlar varsın olsun ama devlet içinde örgütlenip maddi, politik (benzer düşünürün, liyakatsizin, bir üst makama çıkabilmesi gibi) çıkar bağlantılarını önlemek. Bir üstün kendine yakın düşüneni terfi ettirmesi doğaldır, konu çalışma alanı ile sınırlı ise itiraz da edilemez. Ama fizik hocasının sadece tanrıtanımazı terfi ettirmesi ise görülen ve yanlış yerlere varan bir yaklaşım olur.
Mesele yobazlığın tarifini iyi yapmakta ki teşhis erken konulabilsin.
Yobazlığı iki ana gruba ayırmak mümkün. Esasen sınırlar kaygan, geçirgen ve puslu, Jazz yobazlığı, Halk müziği yobazlığı, spor yobazlığı da olabilir. Her türlü izmin yobazlığı mümkün.
- Din ile ilgili yobazlık
- Ulusalcı laik kültürel yobazlık
Alt grubu Irkçı yobazlık.
Her iki grupta da, müşterek olan bazı veriler var.
- Tam gerçek olmayan bir şeye inanmak yani bir anlamda gerçeği görememek.
- İnandığının tam gerçek olmamasına neredeyse isterik bir şekilde itiraz etmek. Farklı fikire tahammülsüzlük. (Fobi).
- Komplo teorilerine etrafta casuslar olduğuna inanmak veya bu fikre yakın olmak.
Dolayısı ile farklı düşüneni, inananı bir tehlike olarak görmek ve olabildiğince dışlamak, susturmak, teması kesmek.
Fobi tarifinde de sağlıklı olmayan bir ruh hali vardır. İslamofobi, Örümcek fobisi vs. Olmayacak şeyleri yol olmasın diyerek önlemek için vahim bir çaba. Ve dünyayı siyah ve beyaz görmek. Örneğin bir parti yakındaki seçimde yenilecek mi? Yaptığı her şeyin yanlış ve hatalı olduğunu savunmak ve tam da bunu söylemeyeni casus hain vs. olarak görmek.
Spor örneğinden yola çıkalım. Yogatapar diye bir ekstrem hayal edelim. Bu kişi normal kültür fizik veya yürümek veya ağırlık kaldırmaya şiddetle itiraz edecektir. Her fiziki gelişmeyi yoga içinde arayacaktır. Başkalarını dışlayacaktır. Hatta belki yoga merkezi yakınında ağırlık kaldıran merkezlerin açılmasını bile önlemek isteyecektir.
Benzer yaklaşım bilimsel kuramlarda da görülebilir. Her şeyi bilim ile (kişinin kendi öz bilim tarifine göre) izah edebildiğini sananların olayı diğer yaklaşımları dışlamak, yasaklamaya çalışmaya kadar vardırmaları. Bu yaklaşım da bilim tarihinde görülmüştür.
Üniversiteler tarihinde şeytanın avukatı diye bir tabir vardır. Her kişi Katolik ise tartışacak şey yoktur. Ama gerçek de kurgusaldır. O neden ile farklı olanı savunmak ve tartışmak için bir kişi şeytanın avukatlığını yapmak ile görevlendirilir.
Dinin tahakkümünde de iş başka dinleri yasaklamaya kadar varabilir. Ayni dinden olmayan casustur. Tehlikelidir. Yasaklanmalı, yok edilmelidir.
Çok seslilik kısır döngüyü aşar.