Başbuğ’un bir beyanatını dinlerken Dreyfuss falan dedi de doğrusu alakayı anlayamamakla birlikte aklıma dün yazdığım yazı geldi ve oradaki soru: neden benzine bu kadar vergi ödüyoruz? Daha evvel de yazmıştım zeytinyağı dünya fiyatına pamuk dünya fiyatına da neden bizde araçlara bu kadar çok vergi ödüyoruz? Kısa bir araştırma yaptım, hamaset yerine rakamları karşılaştırmak hep ferahlatıcı bir olay:
İstanbul’da onyedi ordu evi var. Ülkemizde Yediyüzbin’den fazla ordu mensubu var.
AKSARAY Orduevi Tel: 212 635 29 68
B.ÇEKMECE Orduevi Tel: 212 883 49 76
ÇATALCA ASKERİ GAZİNOSU Orduevi Tel: 212 789 37 60
DAVUT PAŞA KIŞLASI Orduevi Tel: 212 645 45 82
DENİZ ASB. Orduevi Tel: 212 242 05 66
DENİZ SB. Orduevi Tel: 212 242 00 42
FENERBAHÇE Orduevi Tel: 216 345 28 07
HADIMKÖY Orduevi Tel: 212 771 24 34
HARBİYE Orduevi Tel: 212 234 31 00
KALENDER Orduevi Tel: 212 262 40 56
KASIMPAŞA Orduevi Tel: 212 254 31 50
KENAN EVREN KIŞ. (K.YALI) Orduevi Tel: 216 417 57 80
MASLAK Orduevi Tel: 212 276 11 72
SARIYER ASB. Orduevi Tel: 212 242 0566
SARIYER SB. Orduevi Tel: 212 242 03 88
SELİMİYE Orduevi Tel: 216 342 5670
TOPKULE KIŞLASI Orduevi Tel: 212 659 70 10
İzmir’i , Antalyayı saymıyorum. Ordu Edirne’de anlarım. Diyarbakır’d’a anlarım, Artvin’de Kars’da Van’da anlarım da İstanbul da bir sınır şehri mi?
Mukayese edilecek ordular’a bakalım: İngiltere 100 bin’in altına indirmek gayretinde. Almanya’da 220 binlik ordu 175bine indirmek gayretinde. Fransız ordusunda 250bin kadar asker/subay var.
Ordu ile mi bitiyor? Bunun Tarım Bakanlığı var, Diyaneti var, var oğlu var. Bu fiyatlara araç ve benzin bulabildiğimize belki şükretmek gerek.
Bir de aslan olduk kaplan olduk diye böbürleniyoruz ya. Ekonomistler ne diyorlar acaba? OECD den İlginç Raporun Nedeni isimli yazısında Deniz Gökçe dostum kıdemli bir ekonomist olarak Akşam gazetesinde şunu yazıyor: “Ancak 2060 yılında bu ülkelerin fakirlerinin hayat standardı dört misline çıksa da ve tüm 7 kat büyümeye rağmen Çin ve Hindistan\’ın hayat standardı gelişmişlerin yüzde 60 kadarı olabilecek (Türkiye için de böyle)!”