Erdoğanofobi, Madenler, Su ve Hava

 

Su ve nüfus konusuna değindiğim geçen (8 yılllık) yazım  epeyce olumlu tepki aldı. Duayen gazeteci Öcal Uluç Gözlem Gazetesindeki köşesinde bu konuyu yazacağını söyledi. Suyu belki ilerde çok ucuza füzyon enerjisi ile, belki de güneş enerjisini daha iyi kullanarak deniz suyundan üretir hale geleceğiz. Eh, enerji ucuzlayınca havayı da yaparız ve “özelleştiririz” üç sıkım “oksijenli çam kokulu” hava şukadar para diye. Bir zamanlar, çok değil, bir nesil önce, suyun da şişelerde satılacağına insanlar inanmıyorlardı. Hava ve su önemli konular, bizim ülkenin başbakanı da bizler için ve güncel açıdan önemli.

 

“Muhalif” Basındaki TV lerdeki somun pehlivanları ABD, İngiltere, Almanya kömür ve diğer maden işletmeleri ile mukayeseleri zevkle ve tekrar tekrar yapıyorlar. Hepsi kömür uzmanı kesildi. Buradan yapabildiklerince başbakan’a gönderme yaparak eksikleri ortaya koyuyorlar. Başbakan da sanki “reklamın iyisi kötüsü yoktur” diye düşünerek olsa her konuda sağolsun birşeyler söylüyor. Ne demişler? Çok laf yalansız, çok para haramsız olmaz!

 

Bizim basın bu kadar bilge ve yargılayıcı ise  bu kömür madenleri konusunu ve tehlikeleri daha önce de gündeme getiremez miydi?  İktidar mı mani oluyordu madencilerin yıllardır söylediklerini bir kaç program dahilinde sunmaya ve kamuoyunu uyarmanıza? Basının bol soslu ayolinsancıllığı sayesinde tüm kömür madenleri kapatılsın mı diye tartışır bile olduk.

 

Güvenilirliklerini yitiriyor muhalif basın bence. Bazı gazetelerin, TV lerin CHP ye tüyo verme yarışında olmalarından da hayli sıkıldım.

 

AKP nin enflasyon ile savaşdaki başarısı, askeriye’nin asli görevine dönmesini sağlaması (hernekadar kısmen “paralel” olduğunu iddia edilse de), ekonomik başarısı su götürmez. Şahsen Ermenistan, Kürtler, Kıbrıs konusunda da en azından yeni ve olumlu yaklaşımlar sergilendiği kanaatindeyim. Başbakanın anladığı, anlamadığı her konuda ahkam kesmeye başlamasından, 3 çocuk demeye başlayınca tedirgin oldum ve bilhassa bazı vali ve kaymakamların da bunu tekrarlamasından.

 

140 dolara ye çıkan kömürün 24 dolara çıkartılması bundan sonra mümkün olmayacaktır. Daha pahalıya ama düzgün çıkartılacaktır. Bu da daha bilinçli ama 5- 10 dolar ek maaliyet getirecektir. Yanılmış olayım 40 dolar daha pahalı olsun!

 

Kleptokrasinin 140 dolara nasıl çalıştığını da gördük. Bürokratlar, politikacılar, bilhassa bakanlar ve maden işletenler görevlerini yapmadıkları için   insanlar öldü. Sadece maden işletenlerin savcı önünde olmasından ve bir kısım gazetelerin de ucuz bir şekilde bu haberlerin içinde banyo yapmasından da tedirginim.

 

Ve herşeye ragmen Erdoğan’ın Türkiye’nin yetiştirdiği başbakanlar arasında ilk 3 e girdiği kanaatindeyim. Artık psikolojik olarak yıprandığını ve istirahat etmesinin ülkenin yararına olduğunu düşünüyorum.

 

Korkarım ayakkabı kutuları falan istirahat etmesine izin vermeyeceklerdir ve bir sathı maile giriyoruz.   Yerdeki vatandaşa tekme atan gayretkeş danışman da bu ülke için olabildiğince kötü bir resim idi, savunulması da. Danışmanların kalitesinden de tedirginim.

 

Ne muhalif basın veya burada tanışdığım birçok dost gibi bir erdoğanofabim var, ne de şakşakcıların söyledikleri gibi başbakanda bir dünya lideri falan görüyorum. Çok başarılı ortadoğu tipi bir lider. Halkın bazı hayallerini ve ezilmişlik hissinden kaynaklanan ruh halini, burada da, Almanya’da da oya çevirmekte şimdiye kadar çok başarılı oldu. Korkarım ne kadar arzulasak da daha dünya çapında falan bir başbakanımız olmadı. AKP nin iç dinamiklerinin de nasıl işlediğini önümüzdeki haftalarda göreceğiz.

 

Daha çeklerin ödenmemesine karşı veya yolsuzluğa karşı düzenli işleyen, hakça bir hukuk sistemi bile oturtamadık. Sadece AT nin kötü düşünülmüş sistemini kısmen kopyaladık ve tercüme ettik.

 

Eskiden bu ülke kanununda karşılıksız çek yazan hapishanede yatardı. Sırf bu nedenle de daha fazla çek ödenirdi. Şimdi malını eşinin üstüne yapan hapis de yatmadığı için piyasayı bulandırma dışında “manevi” bir yaptırım olmadan, elini kolunu sallayarak “eşinin” arabasına binip gidiyor.

Halbuki bu tür yöntemlerde AT bizden de istifade edebilirdi. Onlarla bu konuları istişare edecek düzgün bir parlementer grup olsa idi. Lider sultasını önleyecek hakça bir seçim sistemini de hala yapamadık! Varsa yoksa köşe kapmaca ve bolca kibir.

 

.

 

 

 

 

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *