Fedakar Diplomat Eşi ve Başbakan

 

Önce bir dışişleri hikayesi ve kleptomani. Malum, kleptomani çalma hastalığı.

 

Bir çatal yürütmek, bir küçük biblo ve bu şekilde tatmin olmak. İsmini vermeyeceğim bir büyükelçimiz ve eşini bir davette garson uyarmış: “Falanca ülkenin temsilcisi gümüş çatal bıçak takımından bir tane ceketinin cebine koydu!” diye.

 

Eyvah! Gümüşler hem sayılı, hem temsilciye zimmetli. Eksilmesi demek misyonu devrederken ürkütücü boyutta kırtasiye demek. Kolay mı ülkeyi temsil etmek?

 

Diplomatımız ve eşi yabancı temsilciyi yemekte çaktırmadan gözetlemeye başlamışlar. Gerçekten de tatlı gelmiş. Adam afiyetle yemiş bitirmiş, kaşığı peçeteye silip “cup” ceketinin iç cebine.

 

Ne yapsın sefir ve sefire? Yabancı temsilci ile yüzleşseler diplomatik bir skandal. Yüzleşmeseler zimmetli gümüşler için kırtasiye enselerinde. Tam bir allta sakal, üstte bıyık vaziyeti vesselam.

 

Herşey vatan için! Fedakar diplomat eşi!

 

Sonunda kahramanımız sefire hanım, misafirler ayrılırken fedakar bir şekilde kendisini canhavli ile cepheye atmış! Yabancı temsilciye sıkı sıkı sarılmış ve iki yanağından öperken iç cebindeki kaşık ve çatalı “ Ah! Ne kadar da dikkatsizim ve sakarım! Özür dilerim, elimde çatal bıçak size veda busesi vermeye çalışıyorum” diye özür dileyerek adamın cebinden alıp çıkarmış. Yabancı temsilci tabii birşey diyememiş.

 

Ve Başbakan

 

 

 

Yeni   başbakan Davutoğlu ülkenin en iyi liselerinden birine gitmiş. En iyi üniversitelerinden birine, Boğaziçine. Başarılar dilemek ve gözlemlemek gerek.

 

Dış politikasını beğenmeyenlere tam katılamıyorum.. Çok zor ve kaygan bir zeminde aktif politika deniyor en azından. İngilizce telaffuzu biraz daha iyi olabilirdi ama o zarf sadece.   En iyi okullar, lisan bilgisi : çok iyi derece Almanca ve İngilizce ve biraz Arapça. İyi niyetle izlemek gerek.

 

Yok marazi düşman olarak bakıyorsanız AKP ye sevgili bir takım dostlarım bir kısım eleştirilerinize katılırım bile belki. Ama “bunları da ipte sallandırmalı” falan seviyesine yaklaşıyorsanız samimi tavsiyem “neden böyle hissediyorum” diye uzun uzun düşünün. Muhtemelen bir faydası olmayacaktır. Bir psikologa görünmek belki bazı pencereler açar.

 

!7 Aralık ve ayakkabı kutularına gelince, anlaşılan halk jürisinin çoğunluğu ile olayı bitmiş olarak kabul etmek gerek. Önümüzdeki nesile kadar bilinçlenme sürecine bir oranda katkısı olacaktır. Bundan 20-30 yıl sonra olanı eminim daha iyi anlayabileceğiz.

 

Kıskanıyorsanız bu bakanları ve müstakbel bakanları ve kendinizin daha iyi olacağına inanıyorsanız buyrun meydan sizin. Nefret ediyorsanız da buyrun edin edebileceğiniz kadar.   Ama lütfen tatminsizliği etrafa yayarken biraz dikkat edin. Aşağılamayın. Engin analizlerinizden her an, herkesi faydalandırmaya da çalışmadan önce ortamı bir koklayın. Bakın, her iki kişiden birinden fazlası bu takıma oy verdi. Empati kurmaya çalışın.

 

Uslüb seviyesi yeni başbakan ile daha bir akademik olacaktır doğal olarak. Ülke yeni başbakan ile daha bir “mektepli“ olacaktır. Üç çocuk falan gibi laflar İstanbul Erkek lisesi rahleyi tedrisinden geçtikten sonra belki sadece yeni Cumhurbaşkanı ile empati kurmak açısından ağzından çıkabilecektir. Ben esas Cumhurbanı\’ndaki değişimi merak ediyorum. Hergün konuşmaya devam edecek mi?

 

Son basın toplantısında, kendi tarifi ile yokuşa sarmış bir kamyon gibi ağır ağır konuşan eski ve çalışkan Ulaştırma bakanı biraz buruktu. Davutoğlu onun kadar kadar çalışkan ve kesinlikle daha bir dünya vatandaşı.

 

Dışişleri mensubu dostlarımın burun kıvırmalarına bile o denli fazla önem vermiyorum. Öymen de Bonn Büyükelçisi olduğunda çevresini fazla çalıştırdığı için herkes şikayetçi idi. Bekleyelim ve görelim derim. Hayatın tadını çıkartmaya çalışın değerli AKP fobik dostlar.

 

 

Biruni’nin dediğini anımsayın: “aptallar vezirlere gıpta eder, akıllılar hallerine acır demişti “rahmetli. Şikayetten ziyade olumlu işler yapma çabası prim yapıyor yaşamda sanki. Sadece şikayet ortamı kapkara görmeye yol açıyor.

1 thought on “Fedakar Diplomat Eşi ve Başbakan”

  1. Olanları tarafsız gözle değerlendirebilmek, empati kurmakta başarılı olabilmek önemli bir meziyet sayın Tolon., etrafımızda artık çok az görebildiğimiz bu özelliğiniz yazılarınızı okurken güvenebilirlik ve görüş açısı kazandırma konusunda bir çoğumuza doğru referans oluyor., teşekkür ederken kaleminize ve aklınıza sağlık diyorum.
    Değerlendirdiğiniz şartlarda ülkemize ve bizlere hayırlı olmasını diliyorum..

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *