Evrimbilim: Darwin ve Türkler (4)

 

Darwin’in Türkleri aşağıladığı söylenir. Gerçekten de örneğin “hollow” boş, kof kelimesini Türkler kapsamında kullanmıştır. İfrat ve tefrit meselesi. “Etrakı bii idrak” veya “millet değil illet” diyenlerin hepsini asmak gerekmiyor. Darwin’i de bazı söylemlerinden dolayı “Türk düşmanı” diye damgalayıp tatmin olmak yanlış. Cımbız ile bir yüzeysel söylemi kucaklayıp bu sığlığa da düşüp debelenen köşe yazarlarına şahit oluyoruz.

Sadede geleyim: Bertrand Russel’dan Winston Churchill’den, kendimden ve sizden somut örnek vererek.  Beşer şaşar ve hatasız kul olmaz, söylemlerinin altını çizmek sadece amacım. Benden genç olduğunuzu varsayarak Sizi de listeye koydum ve yanını boş bıraktım siz lütfen, kendiniz doldurun.

Bir kere saygı ile kimin ne zaman yaşadığına bakalım:

Darwin 1809-1892

Winston Churchill 1874-1965

Bertrand Russel – 1872-1970

Ben “Deniz” naciz kulunuz 1950- hala ortada.

Siz değerli Okuyucum?

Evrim  önce neredeyse büyük balık küçük balığı yer gibisinden algılandı. Ben tıbbiye okurken canlı mı- değil mi? diye tartışılan küçücük bir virüsün artık hayvan veya insan neslini tüketebileceğinin farkına varıyoruz. Yani özetle öğreniyoruz, daha fazla kavrıyoruz.

Hem hastalığı, hem de yaşadığı çağ dolayısı ile Nietzche nin (1884-1900) söylediği o kadar abuk şeyler var ki, okursanız şaşarsınız. Bunlar bu filisofu çağ açan bir düşünür damgasınından arındırmamalı.

1930 lu yıllarda ABD de sadece Afrikalılara karşı bir önyargı yoktu: birinci sınıf, Kuzey Avrupadan gelenle, ikinci sınıf göçmen diye Güney Avrupa’dan geleni (yani Türkü, Yunanlıyı) kanun ile ayırıyordu ABD.

Churchill‘in 1930 Hindistan’da yaşayan insanlar hakkında: “ben onlardan nefret ederim, hayvani insanlar, hayvani bir dinleri var” Veya “Avustralya ve Amerika yerlilerin arazileri daha üstün ve güçlü bir ırk tarafından alındı” yazıları da bolca, merak edenlerce okunabilinir. Sade bununla kalmadılar. Tasmania’da yerli kalmadı! Geçen zaman içinde İngiliz kibiri epeyce yontuldu umalım.

Bertrand Russel 1929’da: ” Zencileri, genelde ve ortalama olarak beyaz adamdan daha aşağı bir ırk olarak görmek herhalde doğru olur. Ama tropik iklimdeki çalışmalar için zenciler son derece gereklidirler ve onların neslinin yok edilmesi (insanlık sorunlarının yanı sıra) istenilmeyen bir şey olur.”

1952’de Russell :

“Bazen ırkların karışmasının biyolojik açıdan istenilmeyen bir şey olduğu söyleniyor. Bu bakış açısının herhangi bir kanıtı yok. Ayrıca zencilerin beyazlardan daha az zeki olduklarının da kanıtı yok. Fakat bunun kararını vermek, zenciler ve beyazlar eşit şartlarda yetişene kadar kolay olmayacak.”

1970 li yıllarda genç bir hekimken bile “Türk Kürt’ten üstündür” türünde bir salakça yaklaşım-genelleme-önyargı içindeydim. Yani Darwin nasıl Türkleri bir mektubunda “geri ırk” olarak tasnif etmişse. Allah’a şükür ki okuma ve Kamran İnan ve Hikmet Çetin gibi insanlarla konuşma fırsatım oldu, bir çok Kürt ile arkadaş olarak ne denli hatalı, yanpiri ve yanlış bir önyargı içinde olduğumu kavrayabildim.

Siz neredesiniz sayın okuyucum?  Ülkemizdeki genel anlayış nerede? Evrimbilim ile ulusalcılığı birbirine karıştıranlardan mısınız? Darbeler hakkında bu günkü yaklaşımınız nasıldır? Okuma fırsatınız oluyor da populer kültür yazarlarından başkasını da okuyor musunuz? (öneririm- zihin açabilir!)

Bizler bugün artık Darwin’in hayal bile edebileceğinden daha fazla evrimbilim biliyoruz. Kabul etmese bile her hekim ve veteriner ve her ziraat mühendisi bu bilgileri artık uyguluyor.
Evrim bize dünyayı anlamamıza ve çözüm üretmemize olanak veren bir bakış açısı. Eflatundan, Ebu Reyhan el  Biruni\’den (873-1048) ve Çinli dahi Şen Kuo dan (1031-1095) beri hissedildi  ve giderek Charles Darwin in dedesi dahil birçok bilimle ilgilenen insan tarafından bu sezgiler paylaşılabilir bilimsel dile çevrildi.

Darwin evrim hakkında yazdıklarını yirmi sene kadar Viktoryen İngiltere\’de dini tepkiden çekindiği için yayınlamadı. Alfred Wallace ayni konuyu bilimsel biçimde dile getiren makalesi yayın kurulunda olan Charles Darwin in önüne konana kadar.

Ancak ondan sonra Charles Bey uzun zamandır hazır olan kitabını yayınlamaya karar verdi. Yani bir yandan çekiniyordu bağnazca tepkilerden, diğer taraftan da öncülüğü kaptırmak istemedi. Wallace da coğrafi evrimin babası olarak tarihe geçti ve  kendisinden daha yoğun bu konu ile ilgilenen Darwin\’i takdir etti ve destekledi.

Bundan 150 yıl once zaman artık olgunlaşmıştı ve “Türlerin kökeni” bilim çevrelerinde genel bir kabul gördü.

Darwin\’in mütekamil bir insan olması bilim için bir şans idi.

Bir sürü yanlış yorum yapıldı ve tarihe gömüldü. Galton vs ırkçılığı bile evrim ile izah etmeye çalıştılar.  Darwinizm kelimesi o zamandan kalma.

2 thoughts on “ Evrimbilim: Darwin ve Türkler (4)”

  1. Yok, doğru da olur ama teknik nedenler ile Gözlem gazetesinde 15 günde bir yayınlanıyor ve son yazılar artık orada yayınlandıktan sonra blogda yer bulacak:)

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *