Ahlak, Etik ve Doğa

 

 

 

Umur Daybelge’nin Ahlak üzerine yaptığı bir sunumu dinlemek şansını elde ettim. Kitabının çıkmasını heyecan ile bekliyorum.    Daybelge dış etkenlerden hiç etkilenmeden   ve ismi ile harmoni içinde umursamadan bir konuya odaklanma yetisine sahip nadir insanlardan biri. Nadir diyorum ama ben bir geçkin hekim olarak itiraf edeyim başka bir benzer vaka’ya şahit olmadım. Tüm yaşamını Stanford’dan tutun, Massachusets Institute of Technology, Çekmece Nükleer Araştırma, Tübitaktan tutun İTÜ Uzay Uçak bilim  bölümü ve Max Planck enstitülerinde geçirmiş. Ünlü Filosof ve Fizikçi von Weicsackerin derslerini dinleme şansını elde etmiş bir insanın tüm konuyu peş peşe 4-5 saat içinde, biz fanilere paylaşabileceğini düşünmesi bile hayret verici ve Umur dostumun alçakgünüllülüğünün bir simgesi gibi idi.

 

Umur hoca tartışma ile yaklaşık 1.5- 2 saat ahlak  ve etik üzerine konuşacaktı. Süre sonunda ve hazırladıklarının yaklaşık % 30 unu sunduktan sonra dinleyiciler acıktılar, ekran iflas etti ve Umur hocamız konuyu kısaca bağladı.   Bana tüm ekrana yansayacak yazı ve resimleri verdiği için sunumu ertesi sabah saat 5 de kalkıp sonuna kadar okudum.   Esasen bu önemli konuyu bir kitap haline getirmesi için yolu epeyce kolaylamış.

 

Onun ne dediğini kitap haline gelince okuyabileceğiz. Ben sadece benim kendi birikimim ile ne anladığımı yazabilirim. Etik kısaca ahlakın bilimsel araştırması.

 

Türün yaşamda kalması için bir denge ve düzen gerek. Doğal dengelerde örneğin pes pozisyonu vardır köpeklerde. Karşılıklı gereksinim sayesinde beraber yaşam ve sürü güdüsü. Herhalde bu gün de türümüzün korunması, barınması ve devlet kurma gibi özellikler için en önemlisi sürü güdüsü. Bu güdülerden  tedricen \”ahlak\” kavramı  ve sonra \”kanunlar\” ortaya çıkmış.

 

Türümüzde bu, çocukları öldürmemek veya tarihte zaman zaman erkek çocukları öldürmek gibi şekiller alarak sonunda gelmiş dayanmış : “öldürmeyeceksin!” kuramına.   Uyuluyor mu? Hayır, maalesef hala her gün haberlerden izlediğimiz kadarı dünyamızda uyulmuyor ama en azından genel kabul gören bir kavram.

 

Ötesinde “çalmayacaksın!” kuralı konulmuş ve çeşitli kültürlerde cezaları da belirlenmiş Hamurabi kardeşimiz döneminden beri veya biz bilemeden taş devrinden beri. Zarar vermeyeceksin, yaparsan tazminat ödeyeceksin vs. Hep güçlülerin ve kanun kural koyabilecek konumda olanlarca kanunlar çıkmış doğal olarak. O.J. Simpson davaları dünyadaki ve bilhassa ABD deki durum için bir örnek. 2011 yılında önce bir araç bombası le sekiz kişiyi sonra bir gençlik kampında 69 kişiyi öldüren ve mahkum olduktan sonra Norveç hükümetini hapiste kendisine “gayriinsani” davranıldı diye dava eden caninin (Anders Breivik) hikayesi de ayrıca türümüz için ders ve ibret verici nitelikte.

 

Günümüzde de hukuk sistemleri zengin ve güçlüleri koruyan şekilde. Darbe hukukları oluşmuş bizde, Yassıada ve Silivri hukuku en taze örnekler. Sonunda ilahi adaletten medet umuyoruz veya ilahi adaletin uzlaşma olduğunu anlamaktan.   Ve ahlak bizi koruyacak doğal, sonra kültürel şemsiye.  Gerek uzlaşmayı, gerek beraber yaşamı kolaylaştıran görgü kuralları (ahlakın daha ince ve daha medeni yazılımı) haline gelmeye başlıyor.

Mikroplarda bile çok çeşitlilik ve beraber yaşam için uyum mevcut. Kendi kalın barsaklarımızda yaşayan aerob (örnek E.coli)  ve anaeroblar başlıbaşına uyum için örnek teşkil ederler.

Kendi akvaryumlarımızda yaşarken ve sadece çevremizi görürken hiç bir kültürü veya kuralı beğenmeyecek kadar kibirleniyoruz. Dara düşünce de en basit kural için şükran hislerimiz kabarıyor. Böylesine de ilginç ve aptal bir türün temsilcileriyiz. Veya Anadolu’dan felsefeyi Atina’ya taşıyarak dünya felsefesine anlamlı katkısı olan Anaksagoras kardeşimizin yaklaşık 2500 yıl önce dediği gibi “yetersiz yetiler” ile “dünyayı anlayamayan” ama ahlak kurallarına da kafa yoran sevimli bir türün fani temsilcileriyiz.

2 thoughts on “Ahlak, Etik ve Doğa”

  1. Dinlemek,okumak,anlamak,araştırmak…
    Ortalama gençlik ve yeni nesiller..
    Teknoloji denizinde şambrel ile yüzmek gibi gençler sanal alemin sosyal gücü ile yüzdüğünü sanıyor boğulurken.
    Kıymetli Hocalar yeni nesile anlatabilseler.
    Sizin gibi kendini çoğaltmaya çalışan gençler olsa hep…
    Saygılarımla..Kıymetlisiniz.

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *