Abbas Güçlü’nün Urla\’daki konuşmasında ilginç bir olay yaşadık. CHP İlçe Başkanı Bahri Yalaz dostum çok güzel bir açılış konuşması hazırlamış.
Türkiye’nin genel durumu, önümüzdeki Anayasa değişikliği vs. Mek parmak fazla yüksek sesle anlattı. Bir belde ilçe parti başkanının bir belirli konu : “Eğitim! Paneli” açılış konuşmasından ziyade bir parti genel başkanının halka konuşması gibi. Beğendim de yeri ve zamanı orası mıydı diye de düşündüm.
Abbas Güçlü açılış konuşmasına itiraz etti, “konumuz eğitim” dedi. Ki o da haklıydı.
Hamaset maalesef parti genel başkanlarının konuşmalarında bolca. Konumları gereği kendilerini ön plana koyuyorlar. Basitçe Batıdaki liderler gibi sakince kendilerini geri planda tutup konuya eğilemiyorlar. Eh örnek de oluyorlar, Bahri Bey kardeşimin konuşması gibi binlerce konuşmaya da neden oluyorlar. Akla “Politikacı olabilirsin ama uzman veya sanatçı veya sporcu veya piyanist veya iyi bir tercüman olamazsın” türünden sözler geliyor.
Her birimiz vatan millet diye bolca duygulara hitabeden konuşmayı az destek alarak hele hele iyi bir metin yazarı var ise biraz idman edip yapabiliriz. Zor olan belki kendini geri plana koyan ve konuyu ön plana koyan bir açılış konuşması.
Fazla ses, fazla yaygın hedefler vs konudan saptırıyor. Konuya eğilmek için sükunet gerek ki ses uzmanlarca hedefe yönelik sarfedilebilsin.
Güçlü’nün saptamasına itirazlar oldu ve ertesi gün parti içi telefonlaşmalara kısmen şahit oldum. Basit bir çatışma ve tepkiler, tepkiler. Çatışma kültürünün bizde azlığı! Bahri Yalaz, dostumdur ve bu satırların proaktif kısmını rahatça anlar diye düşünüyorum. Sorun zaten O’nun konuşması değil, olan tepkiye tepki bence.
Belki olan biten batı ile doğunun bariz bir farkı idi. Böyle uzman konuşmalar genelde daha sık yapılmalı ve gençler ve eğitimciler tercihan başkanlar falan olmadan fikir alışverişinde olmalılar.
Bizde ise her dernek başkanı, konusu ne olursa olsun vatan millet derdinde oluyor. Baro başkanları, Tabip odaları başkanları en güzel örnekler. Kafalar şişiyor. Fazla laf kalabalığı ve verim düşüyor. Tabipler odası başkanı örneğin kan bağışı konusunda iyileştirmelere değinse, hekim eğitiminde küçük basit adımlar için çabalasa sanki daha iyi mi olacak? Bu genelleme ve hamaset hepimizi sağırlaştırıyor, kavgacı yapıyor akıl yerine duygularımızı kabartıyor. Konu rüzgar enerjisi mi? Teknik ve doğa nedenlerinden vazgeçiyor ve konu hemen gidip anayasa ve AKP iktidarında düğümleniyor.
Yahu genelden vazgeçelim. Konu Anayasa olunca da gene hamaset. Kaçımız Anayasa’yı okudu kardeşler? Hangi parti veya baro veya Barolar Birliği veya X Üniversite, Y Hukuk Fakültesi anayasa taslağı yaptı? Tek konuda odaklaşalım ve onu çözmeye çalışalım. Bu arada, başta “Eğitim” demiştik ya o konuda bir yazımı paylaşayım ;Reklamlara geçelim: ) https://mahmuttolon.wordpress.com/2016/05/14/turkiyede-egitim-sorunu-tek-kanunla-kolaylamak/#more-4068 veya bence en önemli eksiğimiz olan Evrim’i öğretmemek konusunu da : “Evrime inanmak” isterseniz bakınız www.mahmuttolon.com güzel karikatürler de var! Cep telefonunuzdan okuyabilirsiniz.