Yerel sorunlardan ve çözüm önerilerinden bahsetmeye karar vermiştim ama tam 40 yıldır kısmen eskiden ön saflarda uğraştığım çevresel nedenler ve Trump’un Paris antlaşmasından “çıktım” demesi beni küresel konularda yazmaya dürttü. Yerel konulara önümüzdeki günlerde tekrar döneceğim.
Saygı ve sevgi ile ABD nin Başkanını izliyorum. Dünyadaki 7 milyar insanın yarısı gibi. Doğal olarak kendi deformasyonum çerçevesinde anlamaya çalışıyorum adamı.
Bir hekim doğal olarak o mesleğin deformasyonu ile bakar ve Trump’u bir kanser oluşumuna benzetiyorum.
Bir çiftçi olarak bakınca benim çiftçilik yaptığım topraklarda en az 8 bin yıldır yoğun tarım yapılıyor. Benim ABD deki bakir alanlar ile rekabet etme şansım yok. Zaten ABD’liler fazla da böbürlenmesinler. Başarıları ve ilk ülke olmalarının nedeni kökte sadece 200 yıldır o da ilk yüz yılında yarım buçuk tarım yapılan coğrafyaları.
ABD dünyayı en fazla kirleten ülke, ABD en önde gelen ülke çünkü en verimli topraklar onlarda.
Vücutta bir yeni oluşum en fazla enerjiyi kendisine alabilecek durumda ise alır. Ve diğer organlara yeter besin kalmaz. Önce diğer organlar zayıflar, sonra hasta ölür.
Bu açıdan bakınca Trump’un seçilmesini dünya için bir şans olarak görüyorum.
Başarılı bir iş adamı ve inşaatçı. Hayatımda çok başarılı sempatik ve olumlu inşaatçı gördüm. Bir yerde hafsalaları yetmiyor, mesleki deformasyonları nedeni ile nüansları anlamaya. Bir yerden sonra güçten anlıyorlar. Güç onlarda ise olay tehlikeli oluyor ve yanpirikleşiyor.
Trump tabii ki kanser değil. Fakat dünya bu lider ile bu ABD ye seyirci kalamayacaktır. Ama Trump ya Amerikan dolarına alternatif olarak Euro’nun dünyanın para birimi olmasına neden olacaktır, ya da başka bir alternatif birim Şanghay beşlisinden ortaya çıkacaktır.
Paris anlaşmasına karşı tutumu o denli ders niteliğinde ki, ya Çin Rusya ve Hindistan birbirlerine yaklaşacaklardır ya da “ihtiyar Avrupa” Gürcistan, Azerbeycan ve Türkiye ile bir olma yolunda adımlar atacaktır. Tabii sonra Lübnan ve belki hatta İsrael. Almanya’daki seçimlerdeki netice belirleyici olacaktır “İhtiyar Avrupa” silkinebilir mi? Kendi ego ve avrosantrik tutumunun rahatlığının bir yere varmayacağını gerçekten görebilecek mi?
Dünya bu yanpiri ve egoistçe tutuma seyirci kalamayacaktır. Bu nedenlerle bir musibet bin nasihattan iyidir atasözünü belki yabancı dostlar da anlasınlar diye çevireyim:
One calamity is more effective then thousand sermons (or counsels)!
Ein Misglück ist lehrsamer als 1000 Sermone (oder Ratschlaege)!
Veya genç nesil için modern Türkçesini de yazayım: bir bela, bin vaazdan (öneriden) iyidir!