Corona için aşılar yolda. Basında açıklananlardan yola çıkarak biraz konuya açıklık getirmeye çalışayım.

Bilimsel çalışma yapmamış insanın gazetede okuduğunu yorumlaması zor olur. Bir sürü “profesör doktor” da kamuoyunu ürkütecek veya gururunu okşayacak açıklamalar yapıyorlar.
Örnek bir: Çöl tozları – geliyor dikkat! Üstünde bolca virüs olabilir veya virüs kapalı havada yayılabilir türünden.
Örnek iki: Honza Türkleri varmış, 120 -140 yıl falan yaşarlarmış. Bakınız: https://youtu.be/n7km31JwNtU
Bu tür safsatayı önlemenin bir yolu var. YÖK bir karar alır, bu profesör dr titri sadece üniversitede ve bilimsel yayında kullanılır diye. Emekli olunca da bu titr üniversitede kalır.
Muayenehanede olsun tv de olsun, gazetelerde olsun bu titr kullanılmaz. Tv ler isminin altına (emekli Deniz bilimleri Profesörü) veya Şu an cart üniversitesinde zart profesörü diye altyazı geçebilir. Ama ötesine ceza kesilir. İsmin başında Dr. Titri örneğin ABD de kullanılır ama genelde mesleği yazılır veya söylenir.
Aşılara gelince: bir firma yayın yaptı yüzde 90 etkili diye. Sonra ikinci firma yayın yaptı yüzde 95 etkili diye. Sonra birinci firma bir daha genişçe bakınca bizimki de yüzde 95 dedi. Sonra üçüncü firma geldi yüzde 70 etkili dedi. Ama ilk doz yarım verilip ikincisi tam verilirse yüzde 90 etkili dediler. Bu rakamlar tüm dünyada yayınlandı.
Yüzde doksan etkili demek yüz kişiden on kişi hastalanıyor demek. Yüzde doksan beş etkili demek 5 kişi hastalanıyor demek. Ağır mı hafif mi bilemeyiz. Genelde yüzde 99 ölümcül olmadığından normal popülasyondaki seyrini tahmin edebiliriz. Ama basitçe birkaç yıl geçmeden bu verilere ulaşamayacağız – yani bilmiyoruz. Eğitimli tahmin ile yola çıkacağız. Bardağın dolu tarafı bu, ama basın isterse yüzde doksan ile doksan beş arasındaki farkı bambaşka da yayınlayabilir. A grupta on hasta B grupta beş hasta hastalanıyorsa : iki misli denek hastalanıyor diye de haber yapabilir. Bardağın boş tarafı vurgulanabilir.
Norveç’de sınıflarda bir çalışma yapılıyor veya İtalya’da ve bu veriler dünyanın her yerinde kullanılıyor. Şimdi sınıftaki öğrenci sayısını bilmeden bu yayını ülkemizdeki karar için kullanmamız zor. Ayrıca klima var mıydı yok muydu ve var ise ne tip bir klima vardı? Özetle bunu değerlendirecek olanların tercihan kendilerinin bilimsel deney yapmış olmaları çok faydalı, sadece kof titrler ve işkembeden verilen demeç ile değil.
En başında bir hekim çıkıp Covid ile burun -buruna çalışıyoruz demiş ve kendi ekibine “kahramanlar” demişti. (yani kendisi başkahraman!) Genelde eğitim sürecinde bu tür ucuz kahramanlık denemesi bilim insanından ütülenir ve eseri kalmaz. Yoksa da meslek örgütleri uygun cezalar keserler falan.
Batıdaki aşıyı bulanlardan hiç kimse böyle “burun buruna çalışıyoruz – kahramanlar!” türünden hamasi bir demeç vermedi, çünkü sanıyorum onlar Covid ile başka türlü çalışıyorlardı ki aşıyı buldular.. Kol Kola? Kafa kafaya? Sırtını dönerek? Neyse siz karar verin.
Elimizdeki malzeme ile yola çıkacağız. Öneri: basındaki demeçleri, hele hele sosyal medyadakileri bir mantık süzgecinden geçirin. Örneğin bir firmanın aşısı “aylarca normal buzdolabında saklanabilirmiş“”bir yıl etkili olacakmış! Köfte kardeş deseler : “kaç ay”,”kaç yıl” geçti bu aşıyı bulalı?
https://www.gozlemgazetesi.com/HaberDetay/251/1130589/asi-bilimsel-aciklama-ve-basin.html