Şeker bizi zehirliyor mu?

Şeker ve şekerli yiyecekler üzere geçen hafta yazmıştım. Bu hafta da devamı:

Şekerle  Zehirleniyor muyuz?

Araştırmacıların buldukları bir şey  şişmanlık hareketsizliği getiriyor. Hareketsizlik mutsuzluğu. İnsanlar az hareket ettiklerinden şişmanlamıyorlar, öncü çok fazla şeker yemek.  Bilhassa da fruktoz çünkü evrimsel açıdan bu denli fazla saf şeker yemeğe hazır değiliz. Ya beş ile yirmibeşbin yıl evrilmemizi bekleyerek, inat ederek toplum  olarak  şişmanlamaya devam edeceğiz, ya da doğamıza göre uygun yemek yiyeceğiz. Önümüzde iki seçenek var.\"\"

Vücut kitle endeksinin TV de anlatılmasına hafif alaycı bir şekilde yaklaşmıştım bir kaç yazı önce. Bence aklı selim kullanmak ve birkaç bilgiyi TV lerde ve basında  paylaşmak daha önemli.

Her  kilolu çabuk ölmüyor, bir kısmı sağlıklı olabiliyor. Fazla kilo başa bela, önlemek için de birkaç şeye dikkat etmek gerek.

San Fransisco’lu Endokrinolog Şeker satan şirketlerin başbelası  Dr. Lustig’ten  yapılması gerekenler:

1)     Şekerli içecekler ve hertürlü meyva suyuna veda. Meyvayı posası ile yiyin. Bir kutu şekerli içecekte bir günde metabolizmanın halledebileceğinden fazla fruktoz var ve evrimsel olarak bu denli çok saf fruktozu öğütmeye enzimlerimiz hazır değil. Glukoz her hücrede kullanılırken Fruktoz sadece karaciğerde metabolize ediliyor ve yağa çevriliyor.

2)     Posalı yiyecek tercih edin. Posa doyma hissini belirginleştiriyor. Posa olmadan vücud doyduğunu algılaymıyor ve sadece salata değil meyve kabukları, keten tohumu, lifli sebzeler, kepek vs bolca tüketmekte fayda var.

3)     Televizyon veya bilgisayar  önünde geçirdiğiniz  zamanı satın alın! Yani bir saat bilgisayar önünde oturacaksanız bir saat yürüyün, bisiklet binin, dolaşın. Önce kendinize yatırım yapın, sonra harcayın, bire bir. Oturarak çalışıyorsanız sık ayağa kalkın bir tur atın masanın etrafında. Pedometre (adımsayar)  ile olayı şeffaflaştırabilirsiniz. Akıllı telefonlarda pedometre uygulaması var, internetten veya dükkanlardan da alabilirsiniz. Günde onbin adım faydalı.

4)     Birinci tabak yemekten sonra aynisinden bir ikinci tabak yemek istiyorsanız yirmi dakika bekleyin, doyduğunuzu anlayabilesiniz diye, hala aç iseniz afiyet olsun.

Yavaş yemek ve yavaş hazırlanan posalı yiyeceği yemek önemli.  Slow food akımları yerine keşke yavaş yemek veya doğal sofra isimleri daha sık kullanılsa; ama özü yirmi kere çiğnemeden yutmamak, posalı gıdayı tercih etmek ve hazır gıdadan uzak durmak.

Şeker  bilinçli tüketilmesi gereken bir gıda. Fruktoz da zararlı değil eğer günde sadece 100Kcal civarında tüketirseniz. Alın bir şeker kamışı çığneyin. Zararlı olan saf şekilde metabolizmanın halledemiyeceği oranda fruktoz   almak. Fazlası doğrudan karaciğer yağlanmasına yol açıyor.

1970 li yıllarda yüksek oranda fruztoz içerek katkı maddeleri piyasaya çıktı ve obezite epidemisi yayılmaya başladı. Sade erişkinlerde değil,  küçük çocuklarda bile!   Şeker bağımlı yapan bir besin maddesi. Nixon zamanında gıdanın ucuzlaması politikası ile milyarlarca dönüme mısır ekildi ve üretim fazlası tadlandırıcı fruktozlu  siruplar olarak piyasaya yayıldı.  Yağın damar sertliğine yol açtığı bilgisi ise bambaşka yanlışlara yol açtı. Yağsız olunca tadsız olmasın diye bol tuz ve yanısıra fruktoz konsantreleri tadlandırıcı olarak hemen her besinin içine girdi.

O denli ki ABD süpermarketlerinde 34  ekmek çeşidinden 30 unda Dr. Lustig fruktoz içeren katkı maddeleri bulmuş. Şeker ayni kokain gibi ani mutluluk hissi veriyor. Glukoz her hücrede kullanılırken fruktoz sadece karaciğerde metabolize ediliyor. Fruktoz yani meyve şekeri, dolayısı ile doğal diye de geçiştirmeyin. Tütün de doğal, bir sürü zehir de doğal. Meyva suyunda C vitamini var diye çocuklara içirmeyin. Posalısını yesinler veya yeşil veya kırmızı biber yesinler, narenciyeden daha fazla C vitamini var biberde.

**

\"\"

***

\"\"

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *