Acıklı Güldürü -Tesisat

Tesisatçı eğitimi aldım. Nefroloji diyorlar bilimcesine. İç hastalıklarından sonra yapılan bir üst ihtisas.  Ülkeye döndüğümde en fazla diyaliz yapan Haberal idi. Ülkemde yaklaşık 40 bin diyaliz yapılmıştı. Benim yönetimimde de yaklaşık 40 bin diyaliz yapılmıştı yadellerde.  Genelde buradaki hocalar birbirlerine belge vererek ve 3 ay altı ay gibi süreler yurtdışına çıkıp “nefrolog” olmuşlardı. Benim tüm belgelerim yurtdışından idi. Diplomamın tanınması (Almanya’da, Fransa’da tanınıyor da Türkiye’de tanınması) şu an Yargıtay/ Anayasa Mahkemesi- Avrupa İnsan Hakları  arasında da, o ayrı bir konu. Yurda bir diyaliz makinesini  bir üniversiteye götürmek üzere yetmişli yıllarda arabamda çamaşır makinası diye gümrükten (kaçak) geçirmiştim. Bu itiraf ve hikaye daha önemli ve güncel bir tesisat işi için altyapı olsun diye.  Kul işi tesisatı hep nispeten basit bir olay olarak görme kibrinde ve yanılgısında   idim.\"Screen

Fransa’da su tesisatI işlerini genelde Polonyalılar yapar. AB denince sınırlar kalkıyor nasıl sınır olmayan yurdumda  Karadenizli inşaatı ün saldı ise benzer bir şekilde.

Son altı haftayı kibirden arınmakla geçirdim. Kul dediğinin yaşamı zaten kibirden arınmak değil mi?  Gazdan, ısı pompasına geçeyim dedim, 13 yıl sonra.  6 haftada  genelde sıcak susuz,  sıkça  ısınma fonksiyonu da olmadan 4 (dört)  adet boyler, termosifon veya her neyse, markalı, markasız tek veya çift serpantinli cihaz girdi, çıktı deneme yanılma metoduyla. Durun daha başını unuttum, önce bir akış şeması istedim, tabii kimse veremedi veya vermedi teklifleriyle birlikte.  Elle çizilen bir şemayı da yayınlamıyorum.

Üç yollu vana nedir bilmeyen, gereğinden fazla devridaim pompası takmak isteyen epeyce tesisatçı meslektaşımla bolca vakit geçirip, yaşam felsefeleri hakkında bilgi sahibi oldum. Üç yollu vana: üç ayrı girişi  olan, üç ayrı boruya bağlanan ve suyu bazen şu, bazen de öteki istikamette yollayan bir aygıt. Basit sanırsınız, bunun elektrik kablosu  da su borusunun içine sokulmuş hali dahil en az dokuz yanlış bağlama yolu var.  Sabırla, bir kaçı  denendi. Bir ara yeni bir 3 yollu vana gerekir gibi oldu, ben aramaya çıktım, Urla\’da yokmuş .. Gıda çarşısında var dediler (gidiş geliş buradan 90 km) sonra bağlantının yanlış olduğu anlaşıldı..

Altı hafta sonunda “bu gece, yarın gece” derken, sonunda hem yerden ısıtma, hem de  sıcak su  çalışacak umuyorum evimde; ne saadet!  Ama arada  evin önüne arabasından yağ döken, girişi bloke eden  pikuplara  alıştım sanki . Ne yapacaksın? Malzeme bu!   Bu arada tabii dostlardan  İSKİ, İZSU hikayeleri dinledim. Bir evin tesisatı bu denli zor oluyorsa bir kentin su tesisatı nicedir diye de düşünmedim değil.

Acaba bizde de  yakında, sonunda AT ye girince  Polonyalı tesisatçılar mı bu işleri yapacaklar Fransa\’da olduğu gibi?

\"ScreenTesisat böyle de ceryan işi farklı mı? Neden yadellerde aletrik on yılda bir kesilince manşetlik haber olur da, bizde haftada bir kesilir acep?  (Şeytan kulağına kurşun ve abartmıyayım: altı gündür kesilmedi!)  yazı yolladığında 6 gün idi ama son 2 gün önce tüm yarımada\’da kesildi. Bakım yapılıyormuş!

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *