Evet sayın seyirciler ülkemizde su savaşları başladı. Vatana millete hayırlı olsun! Hayırlı tarafı belki bu tür üzücü mücadele olmadan anlayamayacağımız olayları anlamaya başlamamız olacak.
Arka planda “daha sen üç çocuk demeye devam et başbakan” melodisi çalıyor ve millet su için savaş veriyor.
Bence Rize Senoz HES projesi kapsamında çatışma, hukuku ve yerli azınlığı değil doğal olarak çoğunluğu düşünen hükümetle köylülerin karşı karşıya gelmesi ile başladı. Tanklar ortaya çıkmasa da tüfekler el altında. Şimşirli köyünde olanlar ve yüzlerle jandarmanın kadınları darp etmesi korkarım bir dönemi noktalayan olaylar dizesi olarak tarihe geçti bile.
Burada sıkılıp okumaya devam etmeyen okuyucuma bir kucak anlayış. Çözüm basit: 2 çocukla tedricen önümüzdeki on yıllarda bu ülke nüfusunu 70 milyonun altına çekmeyi hedeflemek. Ve dünyada da 7 milyarın altını hedeflemek. Bu bilinç ne zaman gerçekleşecek?
Çıkmaz ayın son çarşambasında veya deve tellal olunca ve pireler berber olunca bu bilince varacağız. Dam üstünde saksağan, gel bize bazı bazı. Sıkılan okuyucum seni eğlendirmek için fantazi yapıyorum çünkü bu tür söylemleri 70’li yıllardan beri aktif söylüyorum ve dilimde tüy bitti. Ben de en az sizin kadar sıkıldım sayın seyirciler, inanın!
Ne güzel emekli emekli seyahat edip, masal falan da yazmak vardı, hala ayni şeyleri allayıp pullayıp yazıyorum, napayım gari?
Türkiye’deki nehirlerin debisi yazımı 8 yıl sonra tekrar bloguma koydum. Nüfus ile karşılaştırdım. İsterseniz bakınız buraya ! Yetmişli yıllarda Nüfus Bombası kitabını kendi paramla yayınladım. Sonra gidip TBMM de her milletvekilinin posta kutusuna birer nüsha bıraktım. Artık sıkılmıyorum ve üzülmüyorum çünkü dalgalar umum müdürü oldum. Biraz dikkat etmezsem tsunami falan oluyor. Orhan Veli’nin bir karakteri gibi dalga geçiyorum artıkın. Bakınız.
Ben çocukken iki metre kazınca su çıkan Akhisar ovasında, Bursa ovasında 200 metrelere delmek gerekiyor tatlı su çıkartmak için. Tuz gölü, Bafa Gölü kuruyor. Ah benim kavgacı sempatik yurttaşlarım birbirinize olmayacak şeylerden doğrudan “vatan haini” falan demeyi veya Kardak adası gibi abuk yerler için kılıç çekip tehditkar şekilde bakmayı falan bırakın, esasa gelin lütfen!
Yani özetle: Kızlaaaar bez getirin, Cafer birşeyler yaptı! Yani çok üredik ve fazla geliyoruz bu vatana! Ne vatanı yahu? Bu dünya dediğimiz gemiye fazla geliyoruz ve başka da care yok.
Çözüm basit: 2 çocukla tedricen önümüzdeki on yıllarda bu ülke nüfusunu 70 milyonun altına çekmeyi hedeflemek. Ve dünyada da 7 milyarın altını hedeflemek.
Bu bilinç ne zaman gerçekleşecek? Lay lay lom. Bakın dalgalar umur müdürünüzü üzmeyin haaa! Bir görevimi savsaklarım, tsunami falan oluşur sonra.
HES ler mi? Korkarım çok geç. O lüksümüzü bazı yerlerde SİT falan ilan ederek korumaya çalışabiliriz ama can havli ile yenilenebilir enerjiye dönmemiz gerek.
Su da en bildiğimiz yenilenebilir enerji kaynağı, yettiği sürece yenilenebilir en azından!
Korkarım birçok nehir HESler ve barajlar ile içme suyu kaynağına dönüşmeye devam edecek ve nehir yataklarına denizi sokacağız. Ilıman deniz iklimini planlı bir şekilde, erozyonun az olmasını sağlayacak bitkileri yeni oluşturacağımız kıyılara dikerek, bu Anadolu yarımadasının iklimini yer yer değiştirmeye çalışacağız. Bakınız : susuzluk-kuraklik
Aman ha! Kanal İstanbul gibi tehlikeli projelere de kalkışmayalım.
Yaa işte böyle, sempatik türümün değerli mensubları.
KKTC’ye su Anadolu’dan su taşıyacak dev projede geri sayım başladı. Denizin 250 m altından 80 km mesafeye yekpare 500 metrelik borular döşendi. Alaköprü barajı bitmek üzere. Proje bittiğinde yılda 75 milyon metreküp su KKTC’ne iletilecek. Tarım patlaması, GKRY’nin su talebi en hafif getiriler. Meserya ovası 5 bin hektar kadar ve şu an atıl. KKTC’nin 50 yıllık su ihtiyacı karşılanıyor. Barajın yanına bir de HES yapılıyor. İçme, kullanma ve sulama suyu bakımından KKTC artık yeraltı kıt kaynaklarına muhtaç olmayacak…Allah razı olsun başbakanımız…
Sn.Tolon,Ülkemizin su ihtiyacı ve nüfus artışı konularında kötümser görüşlerinizi sık sık okuyoruz.Nüfus artışı
gelişmişlik ve zenginlik seviyesi ile bağlantılı bir durum.Zengin Almanyada nüfus her sene azalıyor.2000 yılı
öncesinde gelişip zengin bir ülke olacağımız konusunda hiç bir umdumuz yoktu.Şimdi ise 2023 te dünyanın
en geişmiş 10 ekonomisinden biri olabileceğimiz boş bir umut olarak gözükmüyor.Hedeflenen seviyeye ulaşma-
mız halinde,şu kadar çocuk yapın tavsiyeleri havada kalacak,belki biz de Almanya gibi her yıl nüfusu azalan bir
ülke olacağız…
Su konusuna gelince,bu konuda en geniş verileri elinde bulunduran ilgili Bakan,Veysel Eroğlu,hep içimizi ferah-
latan açıklamalar yapıyor.Ben,iyimserliğimi koruyarak,Eroğluna inanma eğilimi içindeyim.
Düşündüğünüz tehlikeler ,bence,insanoğlunun bertaraf edebilecekleri değil.Eğer siz yapılabilir diye düşünüyor
iseniz,reçetenizi memnuniyetle okuruz…
Zaman ile ilgili (2010) yazının il başındaki ODTÜ yu bilererek mı OTDU diye yazdın? Yoksa ben yorgunluk ve uykusuzluktan küçücük telefon ekranından oyle mı gördüm.
Cahaletimi bagişlayiniz.
Füsun
Sent from my iPhone.
>
Benim cehaletimden ve acull
üğümden kaynaklanmış özür dilerim mt