Samut baba türbesi ve Birgi eskiden Çeşme’ye giden karayolunda subaşını
tutan mola yerleri imiş. Samut baba restore edildikten sonra belediye görevlileri için sürgün yeri olmuş. Esasen din ve devlet ayrılmalı der iken tam da bunu kastediyorum. Cemaatlere devredilmeli bu tür yerler. Ayrıca Samut baba türbesinin altında olan su da kurumuş. Korkarım genel iklim değişikliğinin bir dışavurumu daha!
Yeniasır’da Mehmet Demirci’nin yazısından Çeşme Tekke Plajında ve Karaburun\’da 2 Samut Baba türbesi daha olduğunu ve 16.YY başlarında bu türbelerin kayıtları olduğunu öğreniyorum. Başkaca da bilgi yok. Zarif ve güzel restore edilmiş türbenin önündeki tabela’da 15.YY yapıldığı düşünülmektedir diye yazıyor.
Altınköy’e gider iken sol tarafta Kuşçularda hep beylik dönemi camiini görürüz.
HELVACILAR CAMİİ
Mehmet Emeç beni Urla Kalesinin yolunu gösterdiği gezide hem o camiye (Helvacılar camii) hem de ilersinde ormanın içinde kaybolmuş olan Akpınar köyü yerleşim alanına götürdü. Akpınar köyünde de pınar kurumuş. Çeşmeden su sızıyor en fazla. Aşağıda bir zamanlar köy meydanı olan yerden bir resim var. Ayrıca yıkılmış olan camiden 2 resim.
AKPINAR KÖY ÇEŞMESİ
AKPINAR CAMİİ
Devederesi köyü de beylik zamanından kalma bir köy. Ormanın içinde. Köyden pek bir eser yok en azında kazı olmadan görülecek şekilde. İlerde bir değirmenden arta kalanlar muhtemelen bir yel değirmeni? Zeytinyağı işliği? Kazı olmadan karar vermek zor.
AKPINAR CAMİİ 14-15 yüzyıl
Değirmen veya Zeytinyağ işliği kalıntısı
Daha ilerde Gazi deresi hamamı var, orada kayıtlara göre Kanuni’nin annesi Hafze Sultan vakfiyesine geliri giden hamam yıkıntısı mevcut.
Emeç anlatıyor: Tayfun Caymaz tarihöncesi uzmanı, Ferhan Erim genç bir Sanat Tarihçisi ve Mehmet Emeç yöreleri dolaşıp kaydedip, kütüphane çalışması yapıp eski eserlere bilgi verip oradaki görevli insanları alıp buluntu yerine götürüp kaydedilmelerini de sağlamışlar. Kalenin arkasındaki buluntu açısından zengin bir yer örneğin sitenin parkı olmuş. Bir zaman sonra oraya bir havuz falan yapılırsa o bulgular da yok olup gidecekler. Tabii Anadolu’da tarih bol. Nüfus artıyor. Öncelikler doğal olarak tarihten yana olmuyor.
Hayaldeki yürüyüş yolları için inanılmaz güzel bir parkur. Ama kim bürokrasiyi yenebilecek? Hep ayni hikaye. Kendi arazimden bir bölümün intifa hakkı hariç mülkiyetini oğlum ve kızıma devrettim. Harçlar hesaplanırken Belediyede yanlış hesaplamışlar. Belgeledik. Tapu kolayca iade eder Vergi Dairesi dedi, onlar da gerekli belgeyi verdiler. Mart ayında. Bu gün gittiğimde Müdür Bey daha araştırıyoruz dedi. Ben tabii vatandaş ve devleti soyan o da koruyan. Olmazsa da dava açabilirsiniz dedi. Dayanamadım her ay maaş almasını biliyor musunuz? diye sordum . Bir yaştan sonra kamu menfaati için de kendi menfaatin için de zor geliyor bu git geller. Ne ilgisi mi var? Var kardeşim var. On küsur yıl evvel yürüyüş yolları için Eski Eserler, Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna gittiğimizde yol planları ve GPS koordinatları ile, Orman idaresine gittiğimizde de ayni mantık ve şüphe ile karşılandık. Memur da tedirgin, kendi geleceği iş yapmayınca tehlikede değil ama yaparsa zorda kalıyor. Belediye Başkanı , Kaymakam hallederiz diyor ama neticede birşey hallolmuyor. Hep merkezden yönetilmeye alışmış memurin karar veremiyor. Bu yürüyüş yolları ve yörenin haritası vs türü işler bir genç milletvekilinin bu işi üstlenmesi ile olabilir belki. Emeç’in grubunu bu nedenle kalpten takdir etmek gerek. Urla Kalesi Kitabı çıkınca ayrıca duyuracağım.
Bu güzelim Akpınar, pınarı gari kurumuş olan Akpınar köyü yapılmadan yaklaşık 1700 yıl önce burada doğan Anaksagoras’ın gençlere tanıtılması bir heykelinin dikilmesi vs için kaç yıldır uğraşıyoruz, kaç dilekçe verdik. Heykelin parası da hazır!. Tabii kaymakam’dan izin alıp İmza kampanyası yaptık, yüzlerle imza alıp Belediyeye teslim ettik! Lokma döktük. Giderek anlayış ile karşılandık ama hala bir karar yok. Hani devlette devamlılık vardı?
Ulan, babamın oğlu mu Anaksagoras? Urla’lı gençlerin ayda bir kratere ismi verilmiş bir hemşerilerini, bir doğa bilimleri atasını tanımalarında ne sorun var? Kendi isimlerinizi yollara vermeyi beceriyorsunuz değil mi? Lütfedip dilekçeye yanıt bile veremiyorlar. Aynen devam !
Emeç ile dolaşmak, bakın sayı ile söylüyorum, yaşınızın iki misli adet başkan ile veya vali veya kaymakam ile konuşmaktan daha verimli bence. Kalan ömrümü kimseyi ısırmadan tamamlamak istiyorum ya’hu!
Dur, yazarken aklıma geldi. Yeni Başkan’a ve Kaymakam’a ayıp olur gidip bir yerde ısırırsam, bu dilekçelerden belki haberleri bile yoktur, tarih bilgileri, hepimizde olan ego sorunları hakkında bir fikrim yok.
En iyisi ben şu ısırma işine ahpablarımla başlıyayım: İkisi de Meclis Üyesi, konuyu da yakinen biliyorlar, muhteşem tarih bilgileri var, Muzaffer Tunçağ ile Yılmaz Karakoyunlu size yıl sonuna kadar mühlet , 12.11.2013 tarihi ile evrakta kayıtlı Hayat Erkanal ile verdiğimiz dilekçeye yazılı yanıt bekliyorum. O arada dişçimle konuşayım, öğreneyim Uruguaylı futbolcu gibi Meclis Üyesi ısırmak bu yaşta caiz midir?
Tam bu düşünceler içinde iken Muzaffer Tunçağ aradı. Karşıyaka sırtlarını yeşillendirme projemiz vardı. Milli Emlak veya Orman’dan izin almak gerekiyormuş. Özel idare ortadan kalkınca Jeotermalin Belediyeye devri mevzubahis iken ve örneğin Trabzonda bu böyle iken İzmir’de Çannakkale geçilmez! Şehirdeki Milli Emlak arsalarının yoğunluk arttırılarak satılmasından ve bunun komşu arsalar için haksızlık olduğundan örnekler verdi. Her yerde yerel yönetim güçlenirken, İzmir’de merkeziyetçilik. Zor işler zor. Allah hepimize kolaylık versin.
Anaksogaras ile ilgilenen ve bir dilekçe daha vermek vs isteyenler son verdiğimiz dilekçeyi alttaki linklerden görebilirler.
http://www.yarimada.org/anaksagoras-yildiz-parka.html
http://www.yarimada.org/abbas-guclu-ve-ilber-ortayli-urlada.html
http://www.yarimada.org/urla-iskeleli-klazomenaili-atalarimdan-anaksagoras.html
http://mahmuttolon.wordpress.com/2013/10/27/anaksagoras-ve-hazerfen-ahmet-celebi/
http://www.gozlemgazetesi.com/HaberDetay/265/115256/aydaki-urlali.html
http://mahmuttolon.wordpress.com/2012/12/13/neden-anaksagoras-gerekli/
http://www.yarimada.org/dogabilimlerinin-urlali-atasi.html
Tarihe sahip çıkmak, tarihi değerlerimizi gelecek nesillere ulaştırmak çok güzel bir uğraş olsa gerek. Ancak, bürokratik bazı engeller çıkınca insan yaptığı veya yapacağı işlerden vazgeçiyor.