“Aman Allah’ım nereye varacak bu iş!” demeyin hemen. Birkaç örneğe bakalım önce! Mesele Diyanetin 50 Üniversiteye cami yapması değil.
Mesele buradaki bilim insanlarının dik durup Evrim kuramını öğretememesi.
ABD de birçok Üniversitenin bırakın camii bazen katedrali bile vardır. Hatta bazı üniversiteler cemaat Üniversitesidir. Örnek mi istiyorsunuz? Brigham Young Üniversitesi Mormon’larındır.
Bir arkadaşımın mektubundan:” Mezun olduğum Stanford Üniversitesinde de, diploma merasiminin cüppelerimizle üniversite kilisesinde yapılacağını duyunca, merasim öncesi Türkiye\’ye hareketi uygun görmüştüm.”
ABD de en uygun binanın törenler için kullanımında bir sakınca görülmez.
İngiltere’de de örneğin Darwin Westminster Katedraline gömülmüştür.
Almanya’da durum biraz daha farklıdır. Katolikler ve Protestanlar arasında olan “Din savaşlarında” (1618-1648) bazı kentlerde nüfusun yarısı telef olmuştur. Tabii o zaman da çıkarlar ön planda idiler ve din bahane idi. Almanların Atatürk’ü Bismarck 1800 lü yılların sonuna doğru artık din ile devletin net bir ayrımını gerçekleştirmiştir. Gene dini okullar vardır ama “Devlet
Okulunda” ibadethane var ise tüm dinlere açıktır ve resmi törenlerde dinin yeri giderek azalmaktadır.
Bizde savaş yerine merkezi bazı kararlar alınmıştır ve zorla uygulanmıştır. Zaman değiştikçe bu zorla uygulanan kararlar göreceli olarak toplumun gereksinimine göre yeniden düzenleneceklerdir. Bu konuyu yıllardır Diyanet ve Din ve Askeriye başlıkları altında yazıyorum. Belki bir gün daha genel ilgi görecektir bu düşünceler.
Evrim kuramına gelince bugün birçok Üniversite Evrim konferansları verilmesi konusunda tedirgindir. Toplumumuzda hala “Atatürk” üzerinden veya “Muhammed” bahane edilerek saçsaça başbaşa kavgalar olabilmektedir. Gazeteler “Evrim safsatası” diye başlıklar atabilmektedirler. Ölen kişileri sevgi ve saygı ile anıp zamanlarındaki gerçeklere göre değerlendirdiğimiz zaman daha yapıcı ve proaktif yaklaşımlar sergileyebileceğiz diye umuyorum. Zamanımız artık yavaş yavaş bazı tabuların aşılması zamanıdır. Tabular toplum için çok pahalı birer fren görevi görüyorlar.
Özetle: Cami veya Cem evinin veya bir Sinagogun bir Üniversite içinde olmasında ben bir sakınca görmüyorum. Ama mahalle baskısının kaba kuvvete dönüşmesi ile din bilim gibi öğretilmeye kalkışılırsa bunun vahim sonuçları olur.
Doğal olarak tarih boyunca istilalara maruz kalmış coğrafyamızda, çekingenlik akıllı bir yaklaşım olabilir ve doğruları söylemek hep kolay olmayabilir. Ama eninde sonunda dokuz köyden de kovulmak bahasına doğruyu söyleyenler ışık tutabileceklerdir topluma.
Önümüzdeki haftalarda birkaç yazı ile tekrar “Darwin Türk düşmanı mıydı?” “Evrim nedir?” konularına değinmeye çalışacağım. Bu konularda ülkemizde bıkmadan usanmadan bilgi vermeye çalışmak gerek.
“Ama mahalle baskısının kaba kuvvete dönüşmesi ile din bilim gibi öğretilmeye kalkışılırsa bunun vahim sonuçları olur.” Çok güzel özetlemişsiniz.
Maalesef gidiş o vahim yöne doğru.