Sadakat veya Lıyakat

Bir şeye layık olmak ile laik olmayı gülümseyerek bile lütfen karıştırmayalım.

Laik olmak aklımızın ermediği yerlerde çoğunluk bazı şeyleri söylüyorsa saygı duymak ama gene de izan, insaf ve sağduyu ile karar vermektir devlet işinde.

Veya geçer anlamı ile din ile devlet işlerini ayırmak. Bunu bize son yıllarda hep beraber yaşadığımız kantarın topuzunun kaçması veya kaçmaması konuları ile paralel dikdörtgen vs. ve ayakkabı kutuları olayları bir kez daha öğretti umalım.

Batıda bu epeyce daha fazla bedel ödeyerek 600 yıl önce mezhep savaşlarında ödendi sanırsın ama sonra geçen yüzyılda daha tam öğrenilmediği ortaya çıktı ve devam eden hırsla Musevi dinin mensupları milyonlarla sistematik olarak öldürüldü.

Basit soru kilise çanı çok yüksek sesle çalınırsa devlet müdahale eder mi? Ezan çok yüksek sesle okunursa devlet müdahale eder mi? Herhangi bir grup ayni ses yüksekliğinde kendi inancını tebliğ edebilir mi?

Devlet kuran ve kuramayan kavimler diye ayırt etmekte fayda olabilir. Türkler devlet kuran kavimlerdendirler. Ama önce doğal olarak kendi yakınlarına (güven!) sonra egosantrik yaklaşıma göre daha uzakta olanlara görev ve nimetler dağıtılır.

Basit örnek ile kasabanızda bir hastane var buraya başhekim hangi kriterlere göre atayacaksınız? Bizden olan birini mi seçeceksiniz? Sadakat prensibi ile yani örneğin cumaya giden arada bakara suresinden cümleler sıkıştıran hekimi mi?

Yoksa can derdine düşerseniz size daha iyi müdahale edecek hekimi mi?

Bundan beş altı yıl önce bir kasaba devlet hastanesi başhekimi ile konuşurken adamcağız “ben o evrim teorisine inanmıyorum” deyivermişti. Hekimin genel biyoloji bilgisi ve kültürü hakkında bu basit bir itiraf ve gösterge beni daha fazla evrim konusunda yazmaya motive ediverdi.

Köprü ihalesini kime vereceksiniz? Bu işle uğraşan ve en fazla köprü hakkında bilgi ve tecrübe sahibi olana mı yoksa sizin düşüncelerinize en yakın bulduğunuz ve belki de el altından size gizli bir pay yollayabilecek olana mı?

Basitçe toplum çıkarına olan işi hazik ellere, yani layık olana, bilgi ve beceri sahibine vermektir. Sağduyu bunu gerektirir. Daha güvenli bir karar verirsiniz. Size “sadık” olduğuna inandığınıza ama işi daha az bilene değil!

Özgür basının kontrol görevi nedeniyle önemi çok büyük. Dünya görüşüne göre bazı basın mensuplarının bazı etkinliklere davet edilmeleri veya edilmemeleri de bu nedenle önemli. Askeriye zamanında malum bazı gazeteciler Genel Kurmay Başkanı Basın toplantılarına davet edilmezlerdi. Liyakatin sadakatten çok daha fazla toplum çıkarına olduğunu anlama sürecindeyiz diye ummak gerek.

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *