Nasreddin hocanın eşeği gibi yaşlandıkça öğreniyoruz da ne kadarını eski tabirle kuvveden fiile geçirebiliyoruz? Yani yeni Türkçe: düşten gerçeğe? Nasreddin hoca biliyorsunuz eşeğini az yem ile yaşamaya alıştırmaya başlamış, tam alışacak gibi olmuş eşek az yem ile yaşamaya ki ölmüş.
Yıldız savaşları rekorlar kırıyormuş.Toplam kırk milyar dolarlık bir artı değerden bahsediyorlar. Al sana ekonomi. Ne kadar eğlendirici. Bir tanesini sonunda merak edip baştan sonra izleyeceğim. “Niyet ettim”. Tvler reklamları ile dolu. Güzel konuşan güzel artizler çekim “deneyimlerini paylaşıyorlar”.
Arka plan ise şu bilgi: 1900 lü yılların en çok satan yazarı kim biliyor musunuz? Söyleyeyim: Edgar Rice Burroughs.
Kültürümüzü derinden etkileyen şeyler yazdı biliyorsunuz canım. En azından bir resimli romanını veya filmini görmüşsünüzdür. Kahramanı kim mi? Tarzan.
Artık nüfus artışı ve küresel ısınma hakkında yazmıyorum. Birincisi hakkında yaklaşık otuz -kırk yıl önce yazıyordum, ikisi hakkında ise 8-10 yıl önce; şimdi başkaları bu konularda konferanslar veriyorlar, yazılar yazıyorlar. Tekrar tekrar yazmaktan ben sıkıldım.
Yıldız savaşları ve Tarzan ile ilgileneyim bari. Başka çok satan kitaplar da var bir tanesi Das Kapital, diğeri İncil ve Kuran. Mesele insanların anlayacağı dilde anlamak istediklerini yazmak. Cennet, Cehennem, iyiler ve kötüler ve illaki savaş. Savaşa savaşa, savaşı aşmayı öğrenmek. Belki okuya yaza okuyup yazmayı da aşmak? Uzlaşmanın bedava olmayacağını, kızarak bağırarak olmayacağını öğrenmek. Sadece savaştan az biraz daha ucuza olabileceğini.
Ne olursa olsun güzel vakit geçirmek. Bonoboların genleri israrla bunu talebediyorlar bizlerden. Karbon ayak izleri ve uzaya doğru kaçış. Kaçarken içimizdeki melekleri ve şeytanları da beraberimizde götürmek ki aman uzayda da canımız sıkılmasın. Yahu şu kendi evimizi bir düzene koysak, birbirimizle olan ilişkilerimizi düzenlemeyi denesek taaa gökkubeye kaçmayı düşleyeceğimize?
Uzaya giderken artiracagimiz karbon ayak izleri ne olucak,5000 km uctugumuz zaman adam basi 1 ton CO2 yaratiyoruz! Uzaya giderken “Eh geride kalanlar dusunsun”mu diyecegiz😀😀