Ağaç Kesmek Günahtır

 

 

Yel değirmenleri yapılacak. Ağaçlar kesilecek. Aman tanrım! Hiç ağaç kesilir mi?

 

Hemen gidip kendimizi ağaçlara iple, zincirle bağlayalım. Ağaçları koruyalım.

 

 

Bu bir yaklaşım ki korkarım zaman zaman da belki  gerekli ama esasında saçma sapan bir yaklaşım.

 

 

Ağaçlar önemli. Doğa bizim için yaşamsal, bu adımlarda hemfikiriz. Ama olaya şehirli gözüyle “hiç ağaç kesilir mi? diye yaklaşırsak olayın suyunu çıkartmıyor muyuz?

 

Cevabı basit. Hayır ağaçlar kesilmez! Ne yapılı? Turşusu yapılır.   Tabii ki ağaç kesilir ve kesilecektir. Mesele en az kestiğin kadarını dikmektir.

 

Biz kesip dikmeyerek bu kurak bölgede çölleşmeye yol açmışız. Bu bilinç değişiyor. Geç olsa da. Ama çözüm kendini ağaca bağlamakta değil yeterince yerine dikildiğini kontrol etmekte. Yani teatral bir çözüm yok! Sürekli çalışmayı gerektiren, organize olmayı gerektiren, kararlı olmayı gerektiren bir çözüm var.

 

Ağaç kesmeyi kırtasiyeye boğarak da fazla bir yere varamıyoruz. Örneğin hiç kimsenin uygulamadığı 50-60 yıl öncesinden kalan “ceviz kesilmez” diye bir kanun var. Artık o denli fazla ceviz ekildi ki kesmekte de hiç bir sakınca yok.

 

Mesele hep dengeyi korumak.

Tiyatro oynar gibi bir yere bilmem kim hatıra ormanı diye tabela dikmek değil çözüm. Bir yere fidan ekince gidip sulamak, çapalamak.

 

Tarihsel ve de tabii evrimsel açıdan anlatayım hikayeyi. İnsan denilen hayvan dünya denilen bu cennet bahçesinde uzun süreler hep kesmiş,tüketmiş. Sonra Batı Avrupa’da yaklaşık 200- 300 yıl önce kestiği yerine dikmeye başlamış. Çünkü fark etmiş ki hep keserek sonunda kendi yakacağını tüketecek. 30 yıllık plan yapmış örneğin Almanlar 30 kareye bölmüşler ormanı bir kareyi keserken diğerini ekmişler. Evrimsel açıdan bakınca birkaç yüzyıl çok kısa bir süre. Bizde bu bilinç son 60-70 yılda gelişmeye başladı. .

 

Ağaçları tek tek sayarak, kimlik vererek de bir yere varamayız, olayı sadece kırtasiyeye boğar kendimiz de o kırtasiye içinde hapsoluruz.   Örnek ve anıt ağaçlara kimlik de vermek koruma altına almak da tabi gerekir ama bu apayrı bir konu. Yani korkarım nasıl insan var, insan var ise: at var, at var ve ağaç var ve illa farklı olan örnek olacak anıt ağaçlar var.

 

Urla’da yapılacak yel değirmenleri veya rüzgar enerji türbinleri için 400 metreküp ağaç kesilmiş. Yani 1800 kadar çam.   Mesele kesilmemeleri değildir.

Mesele yerine bu kadar veya daha fazlası dikilmiş midir?

Sadece Güzelbahçe Orman Müdürlüğü alanında yıllık büyüme oranı 26 bin metreküpten fazladır. Yıllık ortalama kesim oranı da 12 bin metreküpten fazladır!   İzmir Manisa bölgesindeki üretim ise 2015 yılında bir milyon metreküp üzerinde olmuştur.   Yani Ormanın sağlıklı gelişmesi için tımar, ürün alma vs için ağaçlar kesilmektedir ve kesileceklerdir. Bu işin ağaç kısmı ile ilgili , rüzgar enerjisi konusu biraz daha karmaşıktır, bu konuda daha önce yazmıştım. Bakınız “Dünyayı kurtaran adam, Yel Değirmenleri ve Rüzgar Tribünlerine karşı” tabii doğrusu türbin olacak ama hafif mizah da katmaya çalışmıştım. Kuşların göç yolları ve etraftaki böcek popülasyonu ile meskun mekan yakınındaki gürültü kirlenmesi ciddi sorunlar yaratabiliyor. Yani kolay siyah ve beyaz yok maalesef, hep denge arayışı var.

2 thoughts on “Ağaç Kesmek Günahtır”

Leave a Reply to umur daybelge Cancel Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *