Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ABD ziyareti münasebeti ile, geçen ayın sonunda bir açık mektup yazmışsınız. Açık mektup veya Open letter diye arayınca internette kolayca bulunuyor. Okudum ve birkaç en az sizlerin eğitiminde olan* yurttaşıma yolladım. Genel tepkiyi belki sizler de okur ve ders çıkartırsınız diye sizlerle, ben de izninizle bir açık mektup ile paylaşayım.
(*İşareti ile işaretlediğim insanlar sadece sizler gibi sosyal bilimciler değil, kısmen sizlerin okullarınızda girişi en zor bölümleri bitirip dünya çapında başarılı olarak adlandırılabilecek insanlar.)
Ben ABD yi severim. Başkanımıza olan mektubu imzalayanların çoğundan daha fazla ülkenizi gezmişimdir herhalde. ABD nin bize benzediğini düşünürüm, eh evrim bilinci konusunda dünyada hemen hemen ayni sıralardayız. İnsanlarımız hapsetme oranında sizlerden epeyce daha başarılıyız. Yani anlamlı oranda daha az insanı hapsederek yaşayabiliyoruz. Kesin daha az “evsizimiz” (homeless) var.
Bir ABD li ziraatçi dostum, Bush zamanında İrak işgali öncesi “ya bizimlesiniz, ya bize karşı\” falan türünde kabadayı edasını doruğa çıkardıklarında “utanıyorum “ demişti biz de arada “lider” diye ortada dolaşan yurttaşlarımızın laflarından “utanmıyor” değiliz.
Sizi sevme nedenlerimden biri belki eskiden Mad magazine okurken artık sizin \”comedy central\” TV programınızı izlemem.
Ama doğru oturalım ve eğri konuşalım şu Irak konusunu epeyce yüzünüze gözünüze bulaştırdınız. Keşke şişkin egolarla ve ben bilirim edası ile “oyuncak kitle imha silahlarının\” resmini çekip oraları istila etmeseydiniz. Faturayı sizden başka komşu ülke olarak biz de hala ödüyoruz. Keşke yüzlerce yıl o yörelerin yönetiminden kalan birikmiş tecrübeye daha fazla güvenebilseydiniz.
Bush’un Florida seçiminden sonra sus pus oldunuz, acep Al Gore\’ a karşı oradaki sandıklarla biraz oynandı mı hissine hiç kapılmadım desem yanlış olur.
Erdoğan konusunda benzer ve hatta sizin aklınıza gelmeyen bir sürü kritiği, yazdıklarım arasında biraz geriye doğru giderseniz göreceksiniz ama sizler, değerli dostlar illaki Türkiye’ye ders verecek konumda gerçekten hiç mi hiç değilsiniz.
Bakınız sizin onda biriniz büyüklükte bir ülkede sizin dörtte biriniz nüfus ile yaşıyoruz ve sizden epeyce bin yıl daha fazladır tarım yapılan bir ülkede durumu idare etmeye çalışıyoruz. Bize örnek olabilmek için epeyce daha fazla alçakgönüllülük ve israf konularında kendinizi düzeltmeniz gerek . Elinizdeki inanılmaz verimli toprakların kıymetini bilin. O coğrafya sayesinde dünyada lider konumundasınız.
Bush, Rumsfeld falan gibi sığ insanlardan olsa bile, laf dinliyordu. Trump gibi laf dinlemeyen veya kısmen anlayabilemeyen bir lider sizin hiç başınıza gelmeyecek diye de bir şart yok gelecekte. Ama takdir ederek yazayım önlemek için güzel çalışıyorsunuz. Biz de “our boyz did it” türünden müdaheleler olmasa idi ve Demokrat Parti’ye şişkin egolarınız ile tahammül edebilseydiniz belki de daha iyi bir yerde olacaktık. Sonra açıkça kendi boyz (çocuklarınızın) yaptığını kabul ettiğiniz müdaheleler oldu. Yanlış anlamayın gazetecilerin hapiste olmasına Zaman gazetesindekiler dahil hep karşıyım, ama Fetullah hocanın dinleme başarılarında hiç mi ABD’nin parmağı yoktu?
Ben Fetullah hocaya veya tarikatlere bile karşı değilim, ne kadar çok o kadar iyi diye düşünüyorum sizdeki FSM tarikatına da sempati duyduğumu saklamıyorum bile. Ama hür düşünür olmaya devam etme kararındayım. Bizdeki şu an biraz aşırıya kaçmış gibi olan Vahabi islam anlayışının gelişmesinde hiç mi sizin yeşil kuşak projenizin veya kadim Suudi dostlarınızın etkisi yok? Merak etmeyin bu yaştan sonra geçici antropolojik kültürel değişimlerden etkileneceğimi pek sanmam. Ama tuğla gibi ofset kalın evrim aleyhtarı kitapların basılıp bedava dağıtılmalarında hiç Suud parası olmadığına inanmam da herhalde Fetullah kardeşimizin dinleme becerisinde sizin “derin boyz” etkileri olmadığına inanmam kadar zor. Genelde çok başarılı da değiller sizin “derin boyz”. Kibir böyle bir şey maalesef, keşke daha fazla Mark Twain okusalar sizinkiler. O.Henry bile okumuyorlardır korkarım artık.
Sıkça ABD ye geliyorum iki torunum orada doğdu. Bu tür tepeden bakışla oluşan paylaştığınız kaygılarınız, doğrusu benim gibi birçok insanın neredeyse kendisini Erdoğan\’a daha yakın hissetmesine neden olacak. Ayrıca sizin çok takdir ettiğim başka bir Başkanınızın sözlerinin bir varyasyonunu akla getiriyor: “Speak softly..” “Yumuşak konuşun ve taşıdığınız sopayı kendi tatmininiz için kullanmayı deneyin”. Belki bir faydası olur. Derin saygı ve sevgilerimle.
geçenlerde 0kuduğum bir büyük ankette dünya ülkelerinin %90’ından fazlasında Amerika en SEVİLMEYEN ülke olarak belirlenmiş.Orada eğitim gördük,orada burslar aldık,orada nezih insanlar tanıdık,orada güzel kızlar sevdik,oranın pek çok güzel şeylerine şahit olduk.Amma,oranın ”ugly American”larını da gördük.Bize dost-müttefik diyenlerin, nasıl PKK ve FETO terör örgütleriyle, bizlere saldıran iki yüzlü hipokrat Amerikalıları da müşahede ettik.Dünyanın en güzel ve en çirkinlerinin Amerikada bulunduğunu idrak ettik.İki eski Amerikalı Büyük elçinin ,geçenlerde nasıl iç işlerimize,sömürge valisi gibi,karıştığını da gördük.
Amerikanın Dış İşleri Bakanlığı (State Departman)Makyevelin torunlarıdır.Amerikanın milli menfaatleri için her türlü pislik yapmak onlar için mübahtır.Onun için buradaki Amerikan büyük elçilerini yadırgaya değmez.Onlar kendilerine verile görevleri ahlakı kurallara uymadan yerine getiren ”pathetic Creature”lardır…
Kendileri bir şey yapmaya aciz aydınımsıların onca Amerikan düşmanı tavırlarına rağmen, böylesi durumlarda için için sevinip, oradan medet ummaları karşısında bu dik duruşunuzu çok seviyorum Mahmut ağabey…
Sevgili Mahmut,
Senden baska durumu saptayip acik mektup yazacak medeni cesaret sahibi var midir? Mazallah Trump lehine biten bir secimi dusunmek istemiyorum. Richard Dawkins ‘ in kitaplarindan biliyorum ki evrim calismamis bir toplum… Her ikisi de… Her ne kadar lisede soz edilir ise de… Devletlerin dostu dusmani yoktur, yalnizca cikarlari vardir. Ingiliz parlamentosunda duvarda yazili. Hep soruyorum devlet adami nerede yetisir? Ve de nerede, varsa eger, devlet adamlari?
Mahmutcum toplatı tarihini unutma…..
8 Nisan 2016 Cuma tarihinde, Mahmut Tolon yazdı: