Başlık fena olmadı sanki? Okuyucularımdan çoğu öyle veya böyle “beyaz Türk”; iyimserlik ve AKP’nin kazanması konuları yan yana olunca birçok okuyucu kaybedebilirim. Eh çok da umurumdaydı; bu yaştan sonra, ne yersen ye zamanı!
Geçen yüzyılın başındaki ortalamalara göre Batı Avrupa’da kırklı, Anadolu’da otuzlu yaşlarda insanlar ölüyordu. Nadir seçilmiş insan iyi giyinebiliyor, her gün yıkanabiliyor veya bir tiyatro, bir şarkı şöleni izleyebiliyordu. İnsanlar yasakçı zihniyet ile yönetiliyordu genelde. Haddini bil! Yerini bil! Kerametleri kendilerinden menkul “Üstün” insanlar “halkı” yönetiyordu.
“Aman başıboş bırakmaya gelmez okşadıkça şaşırır! “ Veya istatistik severseniz, diş fırçalayanlar o günlerde tahminen yüzde bir oranındayken, şimdi beğenmediğimiz günümüzde en az yüzde 40 oranında! ( ha bu arada br sır da vereyim: kim yönetirse yönetsin artık bu oran bilişim ve teknoloji sayesinde her sene artacaktır!) Geçen yüzyılın başında azınlık \”romantik\” mum ışığında veya gaz lambası ile gecesini geçiriyordu, çoğunluk da fakirlikten o da sadece kışın ocak ateşi ile yetiniyordu.
Şimdi elektrik ile aydınlanmayan yok. Televizyonda ne isterse izleyemeyen yok. Güzel bir pideleşme süreci değil mi? Daha bundan 25 yıl önce jeneratör almaya kalktığında özel elektrik üretimi yasaktır diye insanı bağlayan bir Tedaşı koruyan, tekelci bir zihniyet mevcuttu. Şimdi kimse takmıyor. Güneş enerjisi ile elektrik üretimini her kenarından genelgelerle bağlamaya çalışan “necip” bürokrasi’ye rağmen bu sorun da gelişen teknoloji ile önümüzdeki on yıl içinde illaki çözülecek ve ucuz yerel enerji bir hayal olmaktan çıkacak.
Evet sayın seyirciler nasıl olur da iyimser olmayabilirsiniz? Veya “ah nerede eski bayramlar, doğa elden gidiyor” vs diyebilirsiniz hala? Yukardaki oranlarda giderek artan daha fazla çevre duyarlılığı var ve bu zaman içinde çevre bilincine de dönüşecektir. Sokak kedi ve köpeklerini “doğanın bir parçası” sanmak gibi bir ayol insancıllığı döneminden geçiyoruz ve bu da bazılarını – ki bunlar kendilerini genelde “halkın” üstünde görenler, depresif ve agresif bir dar dünya görüşüne sürükleyebiliyor. Takmayın, üzülmeyin ve kanmayın. AKP bütün bu sütunlardan yazmaya çalıştığım hatalarına rağmen en çok hizmet eden ve nimetin tadını çıkartan parti ülkemizde.
Enflasyonu halletmek onlara nasip oldu. Sağlık sistemini bir az zapta rapta almak, meslektaşlarım ne kadar feryat ederlerse etsinler, gene onların zamanında oldu. Kalite açısından eksiklikler aşikar ve evrim hala liselerde ferahça öğretilmiyor, hala üç çocuk gibi şeyler söylenebiliyor amma velakin çok daha fazla insanımız uçağa binebiliyor, beş yıldızlı bir otelde bir hafta sonu için bile olsa, açık büfeli tatil yapabiliyor. Temiz arabaya biniyor. Yeni giysiler alabiliyor. Ve AKP abuk tartışmalar ve çekişmeler içinde olan diğer partilere göre, gerek bu hizmetinden ve gerek iktidarın nimetlerinden fiyaka yaparak faydalanıyor.
Başörtülü kadını beş yıldızlı otelde görüp de rahatsız olan zihniyet ise doğal olarak karamsar. Ve halk bunu görüyor ve seziyor. “Nasıl bir parti gerek?” der iken, vizyondan bahsetmeye çalışıyordum. Gizli saklı orada yazdığımı paylaşan insan çok da, kendi halkından korkarak, bunları açıkça bir süre savunacak ve kamuoyuna mal edecek yürekte seçenek sunan bir muhalefet ise yok. Halk dini istismarından dolayı AKP yi seçmiyor. Hizmetinden dolayı, aşikar olan hatalarına rağmen, anlaşılacak lisanda konuşan bir liderleri olduğu için seçiyor.
Aferin! Bak bu yazı iyi olmuş! Senin pidenin de artık iyi piştiği anlaşılıyor! Bir de boğazda yalı alıp, balkonunda biz dostlarına kahve içirirsen bu iş tamamdır! Sevgilerle,Umur
Başlıkta bir hata var. AKP değil Ak Parti :)))
Sn.Tolon,tüm yazılarınızı okuyorum.Geniş ve zengin bir bilgi hazineniz var.Anlaşılan,daha önceleri düşüncelerinizi açıklarken ”beyaz Türkler” ne der gibi bir kaygınız varmış.Şimdi,bu kaygıdan kurtulduğunuzu ifade ediyorsunuz.Ne güzel.Life is ”self improvement”.Better late than never”.Ak Partinin ülkemize kazandırdığı,yüzlerce değil,binlerce iyilikleri görmemek için ”beyaz Türk” olmak lazım ki,bunlardan Urlamızda mebzul miktarda mevcut.Bir de Ak Parti dini nasıl istismar ediyor anlıyamadım.Dini kullanarak menfaat temin edenler yüce Allah nezdinde cehennemliktir.Bunu da,ancak,dinden uzak olan ”beyaz Türkler”düşünebilir.Eski kominist Çinli liderlerin ,”Religion is Opium”,dedikleri gibi.
onu söyleyen Lenin idi:)