Liderler evrimsel psikolojinin gereğini yaptılar. Almanlar herhalde Urla’daki Anaksagoras heykelini çok kıskandılar ki bu kadar heyecan oldu. Arabalar yakıldı.
Suudlar örneğin dört yüz küsur kişilik bir ekiple gittiler. Yani böbürlenme, gösteriş şatafat. Eh biz de yanılmıyorsam 300 küsur kişi idik. Ve halk da bu tür gösterişe tepki koydu. Ye kürküm ye vaziyetlerine gençler daha kolay tepki koyuyorlar. Allaha şükür bile diyebiliriz.
Bütün bunlara rağmen işin özüne inince G20 iyi oldu. Bu “liderler” öyle veya böyle başa geçmişler. Herhangi birinin en zeki, en güzel, en olgun, en bilge, en iyi lisan bilgisi olan falan olduğu elbet söylenemez. Ama baştalar. Ve dünya halkının yüzde 60 ını ve ekonomisinin yüzde seksenini bir şekilde “temsil” ediyorlar.
Birbirlerini halklarından daha sık görme fırsatları olması mühim. Bu esasen her yüz milyon nüfusa koruma, tercüman dahil 10 kişilik ekipler halinde olsa ve senede 4 kez olsa daha iyi olur. Bir şekilde buna doğru evrilecektir umalım. Bakın söyleye söyleye, Suriye\’de güvenli bölge fikrini anlatabildik en sonunda. Kişisel temas olmasa bu daha zor.
Çok daha az şatafat ve Beethoven ve kısa öz iki günlük toplantı. Misafir eden devlet koruma işini üstlenir. Bu insanlar birbirleri ile görüşürler.
Bir biri ile göz göze gelen ve 20 dakika bile konuşan birbirine kolayca ateş etmez.
Bakın huylu huyundan vazgeçmez ama Trump bile Merkel’i bir gerçek olarak kavradı. İlk görüşmelerindeki hasmane tavır TV den görebildiğim kadarı ile yumuşamıştı. Trump bir de şimdiye kadar “lider konumunda olan ABD nin” bu toplantıda grubun dışında kalan ülke olduğunu da umalım hissedebildi.
Çıkan basın bildirileri tüm insanlığa atmosferik bir titreşim gibi yayılıyor. Ne kadar içerikten ar olsalar bile. Malzeme bu. Buna bile şükür. BM de veto etme vs ile daha az nüfus kemikleşmiş bir şekilde temsil ediliyor. Madem teknoloji ve ticaret ile küçülen ve küreselleşen bir dünyada yaşıyoruz. Güç sahibi olanların arada birbirinin yüzüne bakması önemli. Yoksa Kuzey Kore Lideri gibi sapıkların oluşması şansı daha fazla. Öyle böyle birbirlerini tanıyorlar. Etrafları doğal olarak daha fazla evet diye hitabediyor liderlere. Biraz da hayır tadıyorlar bir araya gelince.
Ne abartılı beklentileri olması gerek gençlerin ne de hüsrana kapılmaları. Küçük adımlarla bir dünya parlamentosuna doğru gidecek bu toplantılar.
Birbirini tanıyan daha zor birbirine ateş eder! En azından anlama fırsatları olur birbirlerini. Anlayabilirler mi? Anlayabilecek kültürel altyapıları var mı? O bambaşka bir konu.