Boşnak Sakso ve Cumhuriyet

 

 

Önce merak ettim bu kadar tepki niye diye ve sonunda “kusturan Boşnak saksosu” tabirini ilk kez duymuş oldum.  Düzey etkileyici!

 

Tepki tabii normaldir, bizim köyde de uyarırlar “eşeğin kulağına su kaçırma!” diyerekten.

Bir densizin bir spor programında ettiği laf. Yoksa hezeyan mı demeli? Mesele bu kadar orta karar insanların bu lafın sahibinin ve zevcesinin nasıl olup ta her daim tv lerde, gazete sayfalarında kendilerine yer buldukları. Onun cevabını ben bile verdikten sonra siz rahatça vermişsinizdir herhalde.

 

Başarılı yazan çizenlerin menfaat için taraf tutmalarını kolayca anlıyoruz da vasatların yıldız yapılmasını daha önce bu şekilde görmek herhalde her kula nasip olmaz.

 

Dediklerim çok açık ve net değilse sırasıyla Göz, KBB veya Nörolojiye görünmekte fayda olabilir.

 

Bu sorulara da yanıt bulunca zaten necip basınımızın genel seviyesi zaten ortaya çıkıveriyor.

 

Bir tabir de ben armağan edeyim isterseniz matbuattaki ve  politik seviyeyi karikatürize etmek amacı ile…  Laf ishalinde sörf yapmak. Sörf malum dalga veya rüzgar gerektirir . Rüzgarın da hangi kokularla geldiğini okuyucu takdir edecektir. Laf ishali ise malum logorhoe. Yani Logos kelime’den gelir ve yaşlandıkça artar. Dinleyen için eğer normal zekada ise yorucu bir semptomdur ve genelde \”ben- ben de, ben ben\” diye sürer gider. Genel konulara girince de ben reklamı ağır basar ama bilhassa gizli ben halinde fikirler belirtilir.

 

Ama hamaset kaçınılmazıdır. Örneğin : Şehitlerimizin kanı deyince insan kendi fikrini paylaşmaz, şehitlerin gölgesinden üfürür. Eh, şehit olan içinde Çerkez var Kürt var , alevisi var, sünnisi var, erkeği var, kadını var, demografik yüzdelere göre illaki eşcinseli var. Hepsinin ayni fikirde olduklarına inanmak biraz zor.

***

Emine Uşaklıgil’in “Benim Cumhuriyetim” kitabını okudum. İlginç, sürükleyici bir belge, hepimizin tarihine ve kendi aile tarihine ışık tutuyor. Gazete ile, el çantası ile darplar ve darbeler tarihi. Çoğu  70 – 80 darbeler sürecini yurtdışından yaşadığım için, ilgi ile,  çabucak okudum.

 

Saf tutmak kolay değil. Tutamaya, tutamaya öğreneceğiz herhalde saf tutmayı ve sadece Anadolu’da yaşayan insanlar olarak değil, tüm kıtadakiler. Bu arada tarafsız ve korkusuz haberciliğe, araştırmacı gazeteciliğe çok büyük görevler düşüyor. Da okuyucu desteği ile tüten bir  ocak  ve ekol fikri saf tutamayınca galiba hayal oluyor.

İlk değindiğim iki “gazeteci” örneğine dönecek olursam. Cumhuriyet gazetesi öyle veya böyle uzun zaman bu ülke için bir ocak görevi yaptı.

 

Teknoloji de çok yeni pencereler açıyor bu arada. Karamsarlığa neden yok. Yaşlılarda olduğu gibi gençlerde de açık zihinli bir yüzde beş var! Onlar da yaşayacak ve paylaşacaklardır. Seçim hakkı olunca da hızlanan iletişim sayesinde sap ve saman ayrımı giderek kolaylaşacaktır.

 

Haydi biraz da gır gır geçeyim: Bakın nasıl Trump kardeş twitter sayesinde inanılmazı başardı ve kıskanç münafıklara rağmen başkan seçildi?!

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *