Populizm ve güler yüz ile bir yere kadar gidiliyor ülkenin geneline de örnek olabilecek adımlar atmak gerek. Urla bu yaklaşım ile duvara toslayacak. Hangi yaklaşım ile mi? \”İyi çocuk olmak\” ve suya sabuna dokunmama yaklaşımı ile.
Suya sabuna dokunurken bir kaç madde halinde toplamaya gayret edeyim.
- Trafik / Tabelalar : Şehir çemberi ve planlama artık şart.
(https://mahmuttolon.wordpress.com/2017/06/06/urla-enginar-festivali-pazar-yeri-sehir-cemberi/)
Ve denetim. DENETİM! Otoyol çıkışında İtfaiyeye doğru giderken sağda ve solda geniş araziler var orada en az bir 10 dönümlük park yeri yapmak. İskele’de Yelken kulübü civarında ikinci bir park yeri ve oradan şehre elektrikli minibüsler ile ulaşımın planlanması ve finansmanı.
Burada belki eski hayal olarak Akpınar’ın ( Veya daha sonraki ismi ile Tabaklar deresinin yatağının genişletilmesi ve iki kilit ile neredeyse Sanat sokağına kadar güneş enerjisi ile çalışan tekneler ile ulaşımın (shuttle) yapılması de çalışılacak bir proje.
Amma velakin önce şehirde tabela kirliliği ve yayalara yapılan haksızlıkları önlemek gerek ve dükkanının önünü kendi aracı için gasp eden dükkan sahiplerine karşı mücadele.
Yayalara karşı olan mı? Malgaça meydanına bakınız: sundurmanın altında masalar… halbuki oradan yayalar güneşten yağmurdan korunmak için geçecekler. Belediye bu masalardan para alıyor mu? Sağda solda manavlık için gereken vergileri ödemeden dükkan parası da vermeden sergi açan ve manav ile rekabet eden çiçekçiler sebze meyve satanlar?
Belediye bir karar almalı ve tavır koymalı. O tavır da bilinmeli ve uygulanmalı. Suya sabuna dokunmak işte bu. Dükkanının önünü kendi kullanımına tahsis edilmesini istersen ücretini öde, kirala. Resmen senin olsu , zorbalık ile değil. Şehir içi park yerleri için dükkanlardan bilet al, yüzde 20 si satan dükkanın olsun aracın ön camına koy. O bilet olmayan araca da ceza kesilsin. Akhisar’da yıllardır uygulanıyor. Yarım saat mal indirmek için mi gerek? Saat sabah 8.30 a kadar bedava 8.30 -20.30 arası ücret ile!
Tabela kirliliği had safhada. İsteyen istediğini istediği yere bedava asıyor. Hoop! Belediye para almalı! (htt
https://mahmuttolon.wordpress.com/2017/06/02/urla-yarimadasi-reklam-ve-gelir/) Örnekler sürdürülebilir. Bir zihniyet değişimi şart.
- Kedi ve köpekler : yakın zamana kadar ülke Turizm geliri kaybının yılda 2 milyar dolar olduğunu düşünüyor ve yazıyordum. Guatemala’yı gördükten ve sonra bizdeki sefaleti tekrar görünce ve Turizm gelirlerinin Turist sayısı artmasına rağmen nispeten azalmasının ana suçlularından birinin bu kedi köpek sefaleti olduğunu artık görmemek için özürlü olmak gerek. Soruna bir çözüm bulunması gerek. Bize maliyeti artık yıllık 4 ila 5 milyar dolar olarak görüyorum. Ciddi iki avukat ile çalışarak bir kararname teklifi ile Urla Belediyesi Çeşme ve Seferihisar’dan yardım alarak tüm ülkeye örnek olabilir. Belki İzmir Belediye Başkanı olan kardeşim de okur bu yazıyı!
Urla meydanında muayyen bir saatten sonra yaya gezmek zor. Belediyenin önünde bisikletle gezen bir arkadaş ısırıldı. Kocasahil veya Kumdenizi’nde de
Bisikletle veya
yaya gezemezsiniz veya köpek gezdiremezsiniz.
Bir turist neden para verip de sahilde köpek pisliği içinde çocuğunu
denize soksun? Kumda oynatsın? Neden deniz
kenarında lokantada dilenen ama taciz eden masaya tırmanmak isteyen kedilere rağmen acayip fiyatlara yemek yesin?
Çözüm mümkün. Yeterince düşündükten ve yasal alt yapıyı hazırladıktan sonra
suya sabuna dokunmak gerek. Ayol insanlığı ve populizm ile olmuyor. Kararlılık
gerek. Doğrusu bu konuya bir “Başkan”
kıçından ısırılmadan veya çocukları ısırılmadan, kediden köpekten geçen bir
hastalıktan hastaneye düşmeden ciddiye
alınmayacağını düşünüyorum. Da etraflarında o kadar koruma olmadan dolaşmayan başkanlarımızın
ısırılma olasılıkları düşük! Başkanlara rağmen bu konuya el atmak gerek!
3. Asayiş. Üstteki konularla elele. Ülkemizde hala genelde asayiş nisbeten gayet iyi! Daha da iyi olması için Urla Yarımadasında Emniyet güçlerinin içinde ve halkta bilinç geliştirmek gerek. Turist güvende olduğuna inandığı yere gelir. Bu da bu nüfusta tesadüfi olmaz.
Çalışma sonucunda olur ve beğensek de beğenmesek de Tarım ve Turizm bu yarımadanın veya hatta Anadolu yarımadasının kaderi. Asayiş de devletin tabela konusunda veya park yeri konusunda varlığı ile gelen bir öğe. Kararlı nazik, düşünülmüş ve dostça bir varlık. Urla yarımadasının tüm ülkeye örnek olması bilinçli çalışma sonucunda olur.
Sadece çöp toplamakla olmuyor yola çöp atmaya ceza da kesmek gerek kurallı kararlı bir şekilde!
Çöp sorununu mutlak çözmemiz gerek. Benim evimin köşesinde kapakları açık çöpler, içinde hastalıktan kırılan kediler, dünya kadar geri dönüştürülebilir malzeme, yerlere saçılmış yemek artıkları, bir kenarda tozunu hep birlikte yuttuğumuz başımızın büyük derdi kömür külleri… Urla’ya ve 21. Yüzyıla hiç yakışmıyor. Politikacıların halka birebir dokunabileceği bir konu bu! Hazır günü gelmişken bu konuda mahalle ölçeğinde kadınlarımızı eğitmemiz gerek. Hedef çöpü sıfırlamak olmalı. Çöp de trafik gibi bir kültür sorunu ve eğitim sorunu. Umarım sizin yazının yanısıra bu notum da okunur!