Afet, Altyapı ve İzmir

 

Bir komşum zemin katta uyurken gece evin içine duvarları yıkan bir araba girdi sanmış, uyanmış. Meğer  bir kat yukarda,  tepedeki baca yağmur ve rüzgarda  düşmüş. Allahtan o saatte yoldan geçen birisinin üstüne düşmemiş.

 

Ben sabah üçe doğru derin bir uykudan çatıya yumruk vuruyorlar – neden  çekiç falan kullanmıyorlar?  diyerek uyandım. Boşanırcasına yağmur yağdığını anladım.

 

 Yağmur. Şükretmek gerek de, İzmir’de artık ayıp olmuyor mu anayolda, denize 75 metre uzaklıkta sel basmalar? 

 

Göztepe, Vali Konağı, Alsancak-Gündoğdu meydanı!   Ya’hu denize kısmen 50 kısmen 100 metre uzaklıkta suyun orada birikmesi için özel teknik  çaba gerek!  Tam mühendislik harikası!   Acep bir sorumlu Belediye başkanı veya İzsu Müdürü  utanıp istifa etmeyi hiç düşündü mü? Bir maaşını almamayı?

 

Bir Japon köprü yapımında bir hesap hatasından utanarak  intihar etmişti. Bizde elektrik kesilince  utancından hiç maaşını almayan Tedaş sorumlusu var mıdır acaba? Yoktur, genelde aldığı paranın çok az olduğunu düşünüyordur zaten.

 

Bu altyapı artık trajik durumda. Kim sorumlu?

 

Bir kere Balçova’da bir aile arabası ile su dolu çukura düşüp boğularak ölmüştü. Yirmi yıl mı geçti?

 

Uzun yıllar İzsu ve İski de Göknel skandalından sonra sorumlu “kurtarıcı\” olarak çalışmış Yılmaz Ayata’ya sordum. Bu doğal gaz için yolların köstebek yuvasına çevrilme olayında bir hesap kitap ve fizibilite yapılmış mıdır diye? Öyle ya bir sürü masraf ve sonunda gidip Rusya’nın kucağına oturacağız. Ukranya’da gördük Rusya’nın doğalgazı bir silah olarak kullandığını.

 

“Ciddi bir çalışma olsaydı en azından her sokakta  25 metrekare bir alanda bir doğal gaz santrali kurulur ve kolayca ısı oradan yollanırdı. Her ev kombi vs almak zorunda kalmazdı ve her ev kullandığı kadar ısının parasını öderdi” dedi. Ayata yakında hatıralarını yazacak ve o zaman dere yataklarına nasıl yol yapıldığını falan.

 

 Yıllar önce “Minik Yokoluş Öyküsü” diye Urla Kekliktepe’de bir dere yatağının hikayesini yazmıştım. Bulup  tekrar bu yazıdan sonra buraya yüklerim.  Tüm İzmir altyapısı hakkıda artık Ayata hatıratını yazınca daha fazla bilgi sahibi olacağız.

 

Yollar delik deşik.

 

Görünen ahmaklıklar var, görünmeyenler var. İzmirİn  Ana caddesinde  Valikonağı  /Göztepe Alsancak civarında denize 75 metre yakında uzaklıkta her büyük yağmurda sel olayı artık ayıp! 1995 de 65 kişi vefat etmiş bir yağmurdan sonra metrekare başına düşen yağmur 80 kg imiş. Bu gece 126 kg yağmış. Küresel iklim değişikliği ile,  giderek artacaktır. Tedbir almak gerek. Hepimize geçmiş olsun.

 

Şükretmek gerek . Yağmur bereket.

 

Tüm bu kazılar ve rahatsızlık anında Allahtan TV çalışıyor. Bir kayak merkezinde yüz küsur metre uçarak atlayan kayakçıları izliyorum. İlginç bir türüz vesselam.