Sedat Peker’in 8 youtube videosundan sonra;   Öyle veya böyle bir dönemin sonu geldi. Hukuksuzluk diz boyu.

Söylediklerini  bilmiyor muyduk?    Kısmen, ama  tam olarak değil ve biz 128 falan milyar sanıyorken olay çok daha vahim imiş anlaşılan.  Hayır, tanık ifadesi ile sabit olarak bilmiyorduk. Böyle tanıklar ortaya çıkabilsinler diye gelişmiş hukuk sistemlerinde  tanık koruma programları, whistle blower yasaları vs. var.

Birçok kişi çıktı Peker’in söylediklerini doğrulayan beyanlar verdi. Sanıyorm bundan sonrası uluslararası hukukun meselesidir.  Yıllardır yazıyorum: OGS HGS gişelerini tek gişeye çevirme becerisini gösteremeyen Ulaştırma Bakanının oğlunun gemilerine şaşırıp durduğumu. Terfien Başbakan oldu.   Herkesin gözü önünde oldu.  Bu belki bizim coğrafyamızda olan istilalardan  dolayı kültürümüzün içine girmiş bir çekingenlik. Hukuk ve Ahlak yazımda da, Kükreyen Maymun yazımda da değindim    Artık bundan sonra bu olay öyle veya dikiş tutmaz.

Anketlere de bakınca gari bu açık seçik.  İktidarının  ilk 6 yılında danışmanlarını dinleyen ve akıl mantık çerçevesinde   ülkeyi uçuran liderin,  herhalde eksik  eğitim, kişilk yapısı ve hırsı nedeni   ile  ayakları giderek yerden kesildi. Kimse ona söz geçiremez hale geldi anlaşılan. Bir görüntü gözümün önüne geliyor. Bir Hukuk müesesesi özel gününde,  Gül Cumhurbaşkanı, Erdoğan Başbakan ön sırada dinleyici,  Feyzioğlu ise kürsüde almış sazı eline sözün şehvetine kapılmış (boş?) konuşuyor da konuşuyor.

Başbakan Cumhurbaşkanı’na “kalk gidelim” deyip kalkıyor ve Cumhurbaşkanı Başbakan’ın peşinden kalkıyor. Nedir Gül’ü bu kadar ürküten? Diye düşünmüş ve şaşırıp kalmıştım. Devlette o an baş Gül idi ve bu hiçe sayılmaması gereken bir protokol hatası idi! Başbakan o anda karar verip icraate geçmişti!

“Bocalama kaptan ben gidemem” diyor anketler yelkenliyi  korkutarak vs rüzgara karşı sürmeye çalışan Kaptan’a.

Kralın hakkı krala, şeytanın ki şeytana, tanrının hakkı tanrıya ve Sedat Peker’in hakkı Peker’e.

Hukuk Guguk, Göç konulu   kitabımın son okumasını yaptım ve baskıya giriyor. İsmi “Bir Varmış”. İzan yayınevinden yakında dağıtımı yapılır. Kendi işini yapan bir vatandaşın varolan veya olmayan hukuk ile olan deneyimi.

Unutmamak gerek Peker’in deyimi ile  patron biz,  üretenleriz.  Diğerleri bizim memuran. Bir süre yolardayım. Yazılarım ve esas önemsediğim Büyük Soygun yazımın devamı için birkaç hafta izin.   Bundan sonraki  Peker Videosu Hollanda, ABD falan gibi bir ülkeden olur ise de şaşırmam doğrusu.    Karayib civarında bir yerden de olsa cep telefonumdan mümkün olursa  izleyeceğim.