Reçete

Muz bir yerde 10 Tl , diğerinde 17 Tl. İki satıcı da kazanıyor. Ekonomik olarak zor zamanlardan geçiyoruz. Ne zaman geçmiyorduk ki?   Eğitim sistemimiz sorunlu. Ah vah diye kötümser bir ruh haline düşmek yerine alın size iki küçük yapıcı  adım önerisi.

Birincisi : Generation Exchange program. Yıllardır Kaliforniyadan başlayarak yaygınlaşan bir sistem. Burada da yapılmaması için bir sebep yok. STK lar göreve.  50 yaşından büyük emekli gönüllü bir kısa eğitimre tabi tutuluyor.   Sonra 8-10 yaşında okulda sorunları olan bir çocuk ile eşleştiriliyor.   Ders yapaken, okula gidip gelirken vs haftada 9 saat bu çocuk ile geçiriyor. Çocuğun yaşamında bir parça oluyor. Haftada bir saat de  mentorlar gene bir değerlendirme toplantısında bir eğitimci ile bir araya geliyorlar.

Emekli insan haftada on saat olumlu bir işe vakit ayırıyor. Daha fazla değil. Program 8 ay sürüyor.

Eğitim kötü falan diye şikayet etmekten çok daha yapıcı bir eylem.  Üniversiteye gurbette gidenler de 60-70 üstü Mentorlar ile eşleştiriliyorlar. Bir erken akşam yemeği arada emekli biraz bilgisayar öğreniyor. Çocuk evinden uzak iken düzenli bir ilişkisi oluyor. Haftada,  dokuz haydi değerlendirme toplantısı ile on saat.

İkincisi ise aklıma abuk sabuk bir pimapenci ile bahar için sineklikleri elden geçirirken geldi. Bir dostumun tavsiyesi üzerine 3 pimapenciden teklif alıp, hata edip   Çeşmealtı’ndakini seçtim. Ağzıbozuk)belki de sağlık sorunu vardı?)ve kazıkçı çıktı. Urla’lı esnaf malum.  Elektrikçi, tesisatçı, Tv ci doğrusunu bulmak zor fiyatlar, şansınız yok ise  Güzelbahçe’de, Narlıdere’de olanın  birkaç misli.     Bu tabii hem kalite, hem fiyat açısından tüm ülkede mahalle bazında büyük farklar gösterebiliyor.

Bilgisayar programcısı gençler göreve     Esnaf değerlendirme Sitesi :  Şehir şehir, semt semt.

Lokantalar için olanın esnaf için olanı.   Google maps de benzer bir fonsiyon zaten var. Ama bunu biz yaştakilerin kolayca bakabileceği bir hale getirmek?   Urla’lı örneğin Türkiye’nin en pahalı pazar yerinin  İskele’deki pazar olduğunu biliyor artık.  Ama dükkan dükkan da tüketicinin  lokantalarda , otellerde olduğu gibi not verebilmesi hem de  esnaf için bir anlamda özendirici olur.

Arabanın lastiği patlamış, gidiyorsun tamir ediyorlar. Bravo. Yedek lastiği çamuruyla yerine koymakta bir beis görmüyorlar.

Reçete Peçete  başlıklı bir yazı  yazmıştım 1990 yılında Cumhuriyette,  doktor reçeteleri hakkında.  O zaman Maliye’de olan Kemal Kılıçdaroğlu birkaç gün sonra cevap vermişti ayni gazetede. O vesile ile tanışmıştık. Bu  seferki reçete yazısı ise devletle ilgili değil.   Küçük yapıcı adımlar ve çaba ile ilgili.

Normalde yapılan ise laf salatası ve şikayet.  Bakalım bu iki fikri alıp da uygulayan çıkacak mı?