İtalya’nın Açmazı
Katolik kilisesi dünyada sübyancılıkla yüzleşiyor. İtalya’da Vatikan kanunları İtalyan kanunlarından rahipleri koruduğu için bu yüzleşme daha çok engelle karşılaşıyor. Avustralya’dan Amerika’ya, Fransa’dan İspanya’ya papazların çocuk istismarı oranları yaklaşık yüzde 4 veya beş oranında. Yani yirmi papazdan biri, kısmen yıllarca kendine emanet edilen saf ve bakir çocukları kendi zevkine alet etmiş. İtalya’da bu hala hasıraltı ediliyor. Çocuk istismarı belgelense bile pedofiller papazlıktan atılmıyor. Mussolini zamanından kalma bir kanunla Vatikan mahkemelerinin ayrıcalığı var. Bazı vakalarda sadece ‘çocuklarla yalnız kalması sakıncalı’ denilerek geçiliyor. BBC ibretlik bir belgesel yapmış. İnsan tüyleri ürpererek izliyor.
Katolikler o veya bu şekilde sorunları ile ortada. Kuran kurslarındaki taciz olayları o denli ortada değil. Ama gerek Musevilerde, gerek Protestan gerek Müslümanlarda bu oranlar daha aşağıda, çünkü din insanlarının haydi sorunlu kesim ismi ile analım din adamlarının evlenmelerine bir engel yok. İnsanlık çocuklarını kişiye göre yorunlanan, anlamadıkları lisanda ezberler ile eğitmeye devam ediyor.
Uzaydan gelen bir gözlemci doğrusu bu alışkanlık ve inat karşısında insanoğlunun ne kadar iflah olmaz bir tür olduğuna hayret ederdi.
11 yy da kilisenin malı papazların çoluk çocuğuna kalmasın diye papazların evlenmesi yasaklanmış. Nepotizm yani kayırmacılık, cinsel dürtü kadar türümüze yakın bir sapma.
Bin yıldan fazla zaman geçmiş hala kısmen cennette tapu satılarak edinilen servet Katolik kilisesinde.
Martin Luther’e (1483- 1546) yani Protestanlığa kadar, kilise resmen cennette arsa satarmış.
Hoşgörü değil bu. Vurdumduymazlık. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Kısacık ömrümde başım daha da ağrımasın.
İnanç ve Kapital böyle, ya Enerji?
Bambaşka bir konu: araçlarımızın kaç beygir gücünde olması. Beygir gücü giderek artıyor.
Lise’yi bitirdiğimde ve ehliyet aldığımda 30-40 beygir gücünde araçlar vardı yollarda. E arabalar ortaya çıktı ama bakıyorsunuz 300-400 beygir gücünde araçlar. Tabii ki enerji daha pahalı olacak. Neden ise o beygir gücüne meraklıyız. Azalan iktidarımızı mı yedeklemeye çalışıyoruz? Gösteriş merakımızı mı tatmin ediyoruz? Hepsinden bir parça herhalde.
Halbuki güvenli sürüş için saatte 90-110 km hız hem yeterli, hem de artık yaygınlaşan bir yaklaşım. Pekiyi o zaman neden yüzlerce beygir gücü? Açgözlülüğümüzden?
Modern bir motor 6 litre benzin ile yüz kilometre yol kat ediyor. Bu altı litre benzinin, nakliye ve rafine edilmesinde gereken enerji ise bir elektro otomobilin yüz km gitmesi için gereken elektrik gücüne eşdeğer!
Bateri veya pil üretimi de epeyce karbon yüküne neden oluyor. Gelişen ülkeler gelişmiş ülkeler kadar enerji tüketmeye başlayınca yandı gülüm keten helva!
Sadece yukardaki cümleleri birkaç kez aklımızdan geçirsek çözümün büyük cihad yani nefsimizde ve nefsimize hakimiyette aranması gerektiğini kavrayacağız. Belki önümüzdeki yüzyıllarda?