Şişkin mi şişkin! Bilinçsizce, tıksırınca çatlayıncaya kadar beslenmiş.  Olabildiğince  kırılgan.

Ramazan davulu gibi: ben, ben de, ben ben!

İki yabancı deyimi lisanımza almakta, tekrar tekrar içselleştirmekte  fayda var.

Birincisi deyim Almanların  ¨rende yapılan yerde yonga düşer!¨

Camdan ol, iyi de şeffaf ol ve  egonu o denli şişirip camın ortasında taşıma!

Koy taa derinlere, etrafını hep dinle. Evet de, hayır de ama hayır derken yargılama. Haddin olmayabilir.

Bilinç ile yönel ve  bak ne istiyorsun diğerinden.  Eğer her daim yağ çekmek zorunda olursan  belki istememek daha iyidir.

İkinci deyimi ise İngilizler 1800 lü yıllarda  Kinslake isimli bir yazardan almışlar. O ¨altın sopa ve taşlar¨ diye yazmış, halk ağzında evrilip yalınlaşmış.

Sopalar ve taşlar kemiklerimi  kırabilirler ama kelimeler bana dokunamaz!

Bizde de Yunus Emre’de takılmamak, akıcı olmak gibi öğütler var. Ayrıca Ziya Paşa: Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz! Burada eylem önemli. Yani kelime ve eylemi ayırmakta fayda var. Taşı gediğine koymak. Burada Laf önemli.

Sen ha, bana ha!   Benim kim olduğumu bilir misin? Tavuğuma kış dedi!  Bunlar daha sıkça karşılaştığımız tavırların dışavurumu  kültürümüzde.

 Puslu camdaki şişkin egolar  vasatlk ve yetersizlik  demektir, uzak durmak en iyisi.

Hiç kimse haksız olmaktan hoşlanmaz. En azından homurdanır.  Tersinden yani patronlardan bir örnek vereyim. Onların dediği dedik ne sorunları olabilir? Bir iş yeri, mesai saat dokuzdan akşam beşe kadar.  Kim önce gelip sonra gider? Kırk kişi çalışıyor. Geç gelenler, beşer dakika! Erken gidenler, eh anlaşılır nedenlerden, otobüs saati vs.  o da beşer dakika.  Otuz kişi yapsa günde 300 dakika. Ayda 125 saat.

Kritiği veya daha şahsi anlamda fırça’yı  paylaşabilen insanları tengri etrafımızdan eksik etmesin.  Tabii fırça çekmek için kızmak gerek.  Yani angaje olmak. Kızmak bir de yardım isteğidir hatta.

Kız kelimesi  kızmaktan gelir  diye bir yalan söyleyeyim. Yalandan kim ölmüş?  Kızlar (kadınlar) daha fazla kızar. Arada fırça çekmek iyidir, erkeklerde bu tanrısal hak eğer uyum isteniyorsa daha azdır. Kızlarda  daha fazla!

Birbirlerine uzunca süre, zaman zaman fırça çekebilenlere de dost, aile falan denir.