Sabah Ege –2. Aralık 2011/ Mahmut Tolon
Urla, İzmir ve Uzun yaşam
Merhaba. Egeli sayılırım gari. 11 yıldır Urla’da yaşıyorum. 21 yıldır Akhisarda çiftçilik yapıyorum. Aslen, yani baba tarafı esas alınacaksa İstanbul’luyum oraya Bergama’dan 18 yy da giden var daha önce Sivas’tan ve Kars’tan gidenler olmuş. Ana tarafım suyun ötesinden, Mora Yenişehir ve Filibe’den Bursa’ya göçenlerden. Şahsen daha ziyade Alamancıyım. Liseyi ve Tıbbıyeyi Almanya’da okudum.
Ünal Ersözlü ve Gökmen Küçüktaşdemir Sabah Ege de yazmamı istediklerinde doğrusu sevindim. Genelde ülkemiz gazetelerinde yazanlar sosyal bilimciler. Vesikalı bir çiftçi ve hekim olarak belki biraz farklı bir bakış açım olabilir. Şu vitamini alırsanız uzun yaşarsınız, böyle yerseniz cinselliğiniz artabilir gibilerinden pek yazmayacağım. Kımıl zararlıları hakkında da herhalde epeyce nadir yazarım.
Küçük çocukluğumda yazları Çeşme Ilıca’ya gelir ve büyük teyzelerimin evlerinde aylarca kalırdık. O zaman Yıldızburnu’nda ne yat limanı vardı, ne de denizin kenarında asfalt. Ilıca plajında olduğu gibi kumdu. Şantiye evlerinin inşaatına yeni başlanmıştı. Karabina oteli vardı. Alaçatı ise sakin bir kasaba idi.
Benim ilgi alanım artık çiftçiliğin yanısıra daha ziyade evrim ve nüfus. Ege’de şu günlerde doğan her iki çocuktan birinin 100 yaşına kadar yaşayacağını biliyor muydunuz? Bu epeyce çarpıcı bir gerçek. Yaşamımızı yavaşça önümüzdeki onyıllarda kökten değiştirecek bir gerçek. Yaşamda tek değişmeyen şey değişimdir derler.
Nüfus kaderdir. Nüfus hakkında bilgi sahibi olmak geleceği görmeye çalışmaktır. Nüfus ayni zamanda doğa ile denge için inanılmaz önemli bir ögedir. Eğitim ve nüfus geleceğimizin nasıl olacağını ekonomiden falan daha ziyade belirler. Dünyanın şu an yaşadığı ekonomik kriz zaten doğa’da dengenin bozulmasının şimdilik sadece küçük bir işareti değil mi?
İnsan ömrü son 30 yılda her yıl ortalama 2 ay arttı. Daha çarpıcı söylenecek olursa: Bugün doğan çocuk, geçen ay doğana göre, daha uzun yaşama şansına sahip. Yaşlanan nüfustan kaçamayız. Gerçek ile uzlaşmak ve ona göre plan yapmak gerek.
Tevratta örneğin 500 yıl, 800 yıl yaşayan insanlardan bahsedilir. Abartma zaten türümüze has bir davranış biçimi değil mi?
Erken Osmanlı zamanında Urla Pazar yeri olarak yerleşime açıkmış. Urla İskele bölgesi bundan bir 8-9 bin yıl daha eski bir yerleşim bölgesi.
Limantepe kazıları çerçevesinde yapılan jeolojik etüdlerden sahilin yaklaşık, bir buçuk km daha ilerde olduğunu biliyoruz. Tam ne zaman İskele Urla’nın bir parçası olarak görülmeye başlandı kestirmek zor. Önce bugünkü Urla Merkez herhalde Klozemenai veya daha önce preionik dönemde ismi her ne ise, İskele’nin bir parçası idi.
Osmanlı Arşivlerine göre:
1467 de Urla nüfusu 1000 civarında sadece hane sayılıyor hane başına 5 veya 6 nüfus hesaplamak doğru olabilir. Urla 191 hane iken Çeşme 92 hane, yani yaklaşık yarısı. % 75 Rum. % 25 Türk. Bugün de Çeşme’deki nüfus Urla’nın yaklaşık yarısı. Ama İzmir farklı:
1478 deki Osmanlı kayıtlarında Urla’da yaklaşık 800 hane var: 642 Rum 149 Türk. İlginç olan o zamanlar İzmir de 600 hane olması. Urla nüfusu 5000 civarındayken İzmir’de 3500 kişi yaşıyor.
Mukayese için yazıyorum: Dünya nüfusu yaklaşık 500 milyon o zaman – şimdi 7 Milyar. Bir an bu satırları okuduğunuz mekanda 14 misli fazla insan olduğunu düşünün. Su, gıda yetecek mi? Kavgalar başlayacak mı? Demografi denilen nüfusbilimin heyecanlı dünyasına hoşgeldiniz.
Pingback: Dr Mahmut Tolon Türkçe Özgeçmiş « Mahmut Tolon