Geçen Hafta http://www.yarimada.org/urla-adalari.html yazmıştım. Önümüzdeki günlerde umuyorum başka yazılar da yazılacak Urla Adaları konusunda.
Karantina adasını çok kez gezdim. Dokuz Eylül ve İzmir Ekonomiden öğrencileri götürdüm. Son yıllarda Tahaffuzhane bölümüne girmek daha bir zorlaştı sanki. Sağlık Bakanlığının kampı halka açık değil. Umuyorum yakında açık bir hale gelir. Tahaffuzhane 1865 de Fransızlar tarafından yapılmış. Yakında müze olacağı söylentileri var.
Tahaffuzhane “Vay be! Osmanlı ne denli yüce imiş ve neleri düşünmüş” genelde gibisinden takdim ediliyor.
Bilim tarihi açısından bakınca bırakın 1865’i ve bugün bile hastalıkların kaçakçıların sınırlarımızdan geçişine ne denli sahip çıkabildiğimiz gözönüne alınırsa bence bir veya birkaç vezirin zengin olmasına neden bir teknoloji transferi olmuş vakti zamanında; Mikrobiyoloji biliminin ve mevhumunun geliştiği zamanlarda. Nasıl sonra bilgişlem çağı başlangıcında 1980 lerde koskoca görkemli bilgisayarlar ve akabinde dünya piyasasında satılanın iki misli paraya MR lar ülkeye giriş yaptı ise onun gibi.
Urla’da yaygın bir rivayet Emine Erdoğan’ın ortak olduğu bir kuruluşun adayı turizm merkezine çevireceği ben bu “yakıştırmayı” teyid eden bir bilgi bulamadım. Yakında kanun ile adanın açılacağı söylentisi hakkında yetkililer demeçler verdi. Eğer belediye yıllarca İnciraltı’nda olduğu gibi yapamıyorsa belki kanun ile çözüm imar açısından Ada için de yolaçıcı olabilir. Umarım yaratıcı ve becerikli bir yatırımcı grubun eline geçer.
“Karantina adası gömülü olan ve taşlarının bir bölümü tahaffuzhane önündeki iskelenin yapımında kullanılmış olan anfi tiyatrosu ile malum SİT alanı. İngilizce “oturmak” teriminden mi türetilmiş bu SİT kelimesi emin değilim. Urla’nın yatçılık merkezi olacağı söylenmişti o da yatmak fiilinden türetildi anlaşılan.” Diye yazmıştım geçen hafta.
Karantina adası, Devlet hastanesi Torasan’da yapılan yeni binaya taşınınca Urla’nın geleceği demek. Çeşmealtı Yat limanı yanısıra küçük bir yat limanı ile beş yıldızlı bir otel Urla’da kesin bir ekonomik patlamaya neden olacaktır. Bu zamana kadar neden yapılmadı anlamıyorum.
Obeziteye kesin çözüm
Muhtar Kent, Mehmet Oz gibi bu toprakların adamı olan, sonra deniz ötesine gidip ünlü olan Sinoplu Diojen’in söylediği bizlere aktarılan söz: “İncirin resmini mi tercih edersin, yoksa kendisini mi?”
Sağlık Bakanlığı epey masraf ederek, TV reklamları ile bize vücut kitle endeksi nedir diye öğretmeye çalışıyor. Genelde sigara ila mücadeleyi çok başarılı bulmama rağmen bu kg çarpı boy hikayesini boşa harcanan para olarak algılıyorum.
Çok fazla numaralara, literatüre takılmamak gerek. Kilo sorunu olan insanlara basit bir tavsiye: tartının önüne bir iskemle çekin, oturarak tartılın ve istediğiniz numarayı tartıda görün. Fakat aşırıya kaçmayın, ancak ayda bir kez bu yöntemi kullanın. Fazlası ego şişmesine neden olur. Siz tartılırken, veya güneşlenirken binlerce insan sizin kilonuzu düşünüp çalışıyor, rahat olun, insanlar vakti gelince iklim değişikliği ile de başedeceklerdir, aşırı kilolarla da. Yapanlardan mı olacaksınız? Kullananlardan mı? Arada bir fark olacak tabii.
Haftaya: Obeziteye Çözümler