Geçen yazımda keşke Bahçeli kendi isteği ile MHP yi daha genç, modern, daha bir güleryüzlü lidere devretse, devredebilse MHP nin önü açılır ve Türkiye Politikasında anlamlı bir mesaj verilir gibisinden yazdım. Yeter artık Muhterem her mevkide hizmet ettiniz, biraz da dinlenseniz bu yerel seçimlerden sonra?
Neden bizdeki liderler alçakgönüllü değiller? Neden ancak başka seçenek kalmayınca, yani “anlamadan,anlayamadan ve zorla” politika sahnesinden çekilebiliyorlar?
Bir felsefi olgunluk eksikliği mi sözkonusu? Yağdanlıkların dediklerine taparcasına inanmak mı?
Neden liderler örneğin bir gazeteciye, genel müdüre, seçmene “sen” diye hitabetmekte bir sakınca görmezler?
Neden hekim yardımı ile zorla ayakta durabilirken prima ballerina veya assolist havalarından kendilerini alamazlar?
Bildiğimiz, lider diyebileceğimiz tüm ünlü yerli politikacılar için geçerli bir acı gerçek var burada.
Genelde İnönü desen ayni, Demirel desen ayni, Ecevit desen ayni ve tabii Erdoğan.
Cumhurbaşkanı Gül de korkarım dolduruşa gelip aktif politikaya incelen sesi ile dönecek. Yeter yahu!
Erdoğan’on can havli ile güçten ayrılamamasının bedelini hepimiz, hep beraber şu anlar ibret ile seyrederek ödüyoruz. Bu kadar iş yapmış bir insan geriye bir “I have a dream” e benzer bir seda bırakacağına debeleniyor.
Penguen mecmuası çok güzel kapak yapmış: Erdoğan’a benzeyen bir karikatür: “Bir hayalim var” diyor.
“ Kabataş’ta benim başörtülü bacıma ellerinde bira şişeleriyle saldırtıyorlar..”
“Üstleri Çıplak!..”
Ne kadar acıklı!
Tüm vatandaşlar size hayran mı sanıyorsunuz muhteremler? Sizden başkası bu işi yapamaz mı sanıyorsunuz? Nedir bu gücün verdiği sarhoşluktan ayrılamamak? Genelde böyle de, yerelde farklı mı?
Sadece konjünktürden yani genel ortam nedeni ile Anap’tan seçilen ve CHP ye geçen Selçuk Karaosmanoğlu Urla’da aday gösterilmeyince DSP ye geçti. Tabii ki seçilemeyecek ama deneyecek. İyi bir Belediye –Başkanı değildi. Randevu bile vermekten aciz bir yönetim gösterdi. Gelen yazılı başvurulara cevap verme becerisini gösteremeyen bir Belediye yönetti, müdürleri habire değişti ve hala tekrar oy isteyecek kadar güç sarhoşu.
Bir son can çekişme, bir vakur şekilde ayrılamama durumu. Belki ayrılınca okumak istedikleri kitaplar yoktur? Belki makam arabasından vazgeçmek zorlarına gidiyor?
Başkan iken veya güç oranları elindeyken stadyumlara, Üniversitelere yollara isim verilmeleri. Ayıp yahu! Anadolu kültüründe dinginlik, tevazu vardır.
Neden Gülen bu denli başarılı diye hala anlayamıyor insanlarımız. Bilhassa ulusalcı kardeşler. Sen bin kadar okul yaptır, birinin ismi “Gülen” olmasın. Derin bir gerksinime hitabediyor da ondan başarılı.
Araba satıcısından, garsonuna, bankerinden, memuruna
( hepsi adı üstünde hizmet sektörü mensupları !) “size yardım edeyim” diye üstünüze gelen kompleksiler ordusu yanı sıra Gülen hareketının ismi “hizmet” hareketi!
Ne var hizmet etmekten bu denli gocunulacak? Yardım bedava yapılanıdır. İngilizce memur kelimesi civil servant yani sivil hizmetli kelimelerinden oluşur. Bir genel müdür de örneğin sivil hizmetlidir. Kompleks ve cehalet üstüste binince de ortaya “ben (lütfedip) yardım ederim ve tabii iki adım sonra : ebedi liderim” havaları çıkıveriyor.
Nasıl mı değişecek? Vallahi örneğin daha çok sayıda seçmen, yazar, çizer, milletvekili Sn. Gül’e :
“Cumhurbaşkanlığı gibi en üst makamdan sonra herhalde emekli olacaksınız Muhterem? ” diyebildiği zaman.
Daha fazla insan gerek Bahçeli’ye, gerek Selçuk Karaosmanoğlu gibilerine “komik oluyorsunuz artık” dediği, diyebildiği zaman.
Daha fazla delege Kılıçdaroğlu’na önümüzdeki yerel seçimlerden sonraki genel seçimlerde iktidara gelemezseniz herhalde çekileceksiniz, yerinize kimin geçeceğini veya bu koltuk için kimlerin yarışacağını öngörüyorsunuz?
Diye sordukları zaman.
Ama kendimizi aldatmayalım. Lider sultası oldukça bu devam edecektir. Seçmen kimi meclise gönderdiğini bilmelidir. Değişim de ancak yeni bir seçim kanunu ile gelecektir, önümüzdeki onyıllardan birinde.
Bahçeli’den başladım onunla bitireyim: Tabii ki bu tür bir tevazu ve bilgelik yaparak bu yerel seçimlerden sonra çekilerek hepimizi şaşırtmasını beklemiyorum. Keşke!