Gri sincapların ülkeyi istila etmesi tehlikesinden bahsetmiştim. İtalya’da coğalmışlar, ama bizi istila etme olasılıkları bence düşük.
Çünkü kediler var, her tarafta ve şimdilik bizim sincapların neslini tüketiyorlar. Bizim sincaplar neredeyse bitecekler ondan sonra gri sincapların da üremesini önlerler alimallah! Sonunda bizim sokak kedilerimiz vatansever mi vatansaever! Sokak köpeklerimiz var, bazen sürü halinde insanları öldürüyorlar (geçen yıl Ankara Çankaya’da spor yapan öğretmeni öldürdükleri gibi).
Bizim kedi köpeğe karşı hoşgörülü tavrımız bir uç noktada, halk sağlığı boyutunda, belki yetkililerin el atması gerekir artık.
Kuduz kedi görülüyor ve kedilerden türlü parazit insanlara geçiyor ve insanlar bu nedenle ölüyorlar. Masum, şirin gururlu gibi yaklaşımlarla kedileri sanki biraz fazla seviyoruz. İnsanlararası ilişkilerde şaşıran oluyor, al sana bir kedi kopek anası veya babası daha ve bu insanlar iş ediniyor sokak hayvanlarını beslemeyi.
İşler o boyuta varıyor ki kuş türleri, sincaplar tükenmeye başlıyor, insanlar ölüyor ve evler satılıyor.
Kedi ve köpek evcilleştirilmiş hayvanlar. Bakılmadığı ve sokağa salındıkları zaman insanların dörtayaklı parazitleri oluyorlar ve epeyce pisliğe yol açıp, hastalıklara davetiye çıkartıyorlar.
Çare batıda olduğu gibi: her köpeğe veya kediye kimlik ve bürokrasiyi sırtımıza yüklemeyecek kadar da vergi.
Sokak hayvanları turizmi anlamlı bir şekilde baltalıyorlar. Birçok varlıklı yabancı sırf kedi veya köpek yüzünden ülkemize bilhassa çocukları ile tatile gelmek istemiyor. Bu kaybın boyutu milyarlarca dolar mertebesinde. Umurumuzda değil. Bunları yazınca da ben hayvansevmez oluyorum. Yuh olsun ya’hu! Anlamak ve tedbir almak zor geldiğinden duygu sömürüsü,düzeysiz saldırganlık ve ayol insancıllığı.
Bir dostumun şehir içinde bahçeli bir evi ve özendiği bir bahçesi varmış. Karşı komşusu sempatik hanım’ın da bir kedisi. Komşu hanım eşini kaybedince kedi sayısı artmış, önce 2 sonra üç, sonra sokaktaki kedileri de beslemeye başlamış.
Dostum da sonunda 37 hergün beslenen kedi saymış.
Ailece, ultrason kedi kovucudan tutun, kedisavar toz bulup buluşturup yurtdışından almışlar. Ama sokak kedileri cahil, okusalar bu yabancı aygıtlardan kaçacaklar, bilmediklerinden “bana mısın” dememişler.
Sonunda bizim aile de bahçelerinde çocuklarının, hafif gömülmüş kedi pisliğine basmasından tedirgin olup, evi satıp Urla’ya, bir siteye göçmüş.
Bir de kuyruklu kapan kaplumbağa türü var (Chelydra serpentina snapturtle) Normali birkaç kg da, 40 kg kadar olabiliyorlar (Timsah kapan kaplumbağa Macrochelys temminckii diye bizim basında adı geçen hayvandan çok farklı, o denli büyük değil bunlar).
Amerika’dan Avrupa’ya da birkaç hayvansever getirmiş. kapan kaplumbağaları. Sonra yasa Almanya’da böyle hayvanların evcil hayvan olarak bakılmasını yasaklamış.
Kırtasiye ile uğraşmaktansa “HAYVAN-severler “ bunları ormanlara bırakıvermişler. Bizde kedi kopek bıraktıkları gibi. 40 yaşına kadar da yaşayabiliyorlarmış. Bir metre yüksekliğe kadar çalılara da tırmanıp artık ne bulabilirlerse hart diye kapmaya başlamışlar. Eh iştahlı ve güçlü yaratıklar maşallah, bazen bir kapışta üç ayak parmağı falan kökünden gidebiliyormuş.
Bize gelene kadar Allah kerim. Hem yakında bizde göl, akar su falan kalmayacağından fazla da üreyemezler!
Dan Gogerty’nin Farmlines kitabından: onların yakınındaki bir gölde bu kapan kaplumbağalardan varmış: yöre çiftçileri de tedbir olarak o gölde tek kolla yüzme stilini geliştirmişler. Ayakparmakları falan neyse de, bir elle kulaç atarken diğer eli de aile yadigarı mücevherleri korumak için kullanırlarmış!
Gümrüklerimizde küçük bir kapan kaplumbağayı ev hayvanı diye getirmek acaba serbest mi? Aman bir HAYVAN-sever sonra sıkılıp, bir göle falan atmasın?
Muhteşem…..daha fazla yazınıza ihtiyac var…..sevgiler…..ngunduz
Sn.Tolon,Kedi ve köpek nufusu Urlamızda her yıl artıyor.Bazen,evinizin önünde iyi vatandaşlar tarafından bırakılan kedi ve yavrularını buluyorsunuz.Yaratıcı düşüncelerizle,sizce bu sorun Urlada nasıl çözülür?