Urla’ya Anaksagoras Heykeli ve Meydana Saat Hikayesi

Dün Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, Deniz Şarman ile bir toplantıya katıldım. Başkan ile ilk kez bu kadar uzun süre görüşüyorum. Dobra ve kararlı bir Hanım. Urla’ya bir Anaksagoras Heykeli gerektiğini söyledi, meydana bir saat gerektiğini.

Bir Urla’lı kendisine “saatsiz meydan olur mu?” diye sormuş. Ben de fırsatı değerlendirip Talat Kutlukaya’nın saat kulesi projesinden ve çizimlerin kendisine sunulmak üzerine hazırlandığından kısaca bahsettim. Urla’da yakında sevindirici gelişmeler olacağı umuduyla ayrıldım. Zaten görüşme sebebimiz dilekçemizde paylaştığımız gibi bir metin ile bir Anaksagoras heykelinin Urla’ya armağan edilmesi idi.   Urla kalesi, Urla isminin  Tanrının kadını  anlamı,  Selami Gürgüç\’ün Yahşi Bey külliyesi ve hamamı ile ilgili çalışmasından bildiğim kadar bahsettim. Ve turistlere bir zamanlar yarımadanın merkezi olan Arasta yanındaki yeni belediye meydanı ve şu an restore edilen hamam ile Yahşi Bey külliyesine ve hamamına kadar olan haritalanmış bir yürüyüş yolu ile merkezde de bir gezintiye olanak verecek bir parkur hazırlanmasının Urla için gelir demek olduğunu. Başkan anladığım kadar zaten gayet faal bu konularda.

Saat deyince  kısa bir meydan ve saat hikayesi ni de paylaşayım.  Beş yıl kadar önce Malgaça esnafı bir büyükçene saati Urla belediyesinin girişine bir daha küçük olanı da Malgaça da saatçinin üstüne yerleştirmişti. Saat Belediye girişinde 4 ay kadar kaldı. Sonra bir aklıevvel itiraz etmiş :

” Bu saat deprem olursa birisinin kafasına düşer!” diye.

Saatin sağlamca girişin üstüne monte edildiğinin kontrol edilmesi yerine saati kaldırdılar. Son gördüğümde Tansaş Urit Toplantı salonunda Türk Bayrağının arkasında saatin beşte biri (!) görülebilecek şekide nihai yerini bulmuştu.

Selçuk Başkan dostumdur ama bir şekilde bu Anaksagoras heykelinden çekinmişti nedense.  Verilen 3 dilekçeye, yapılan imza kampanyasına  yanıt bile gelmedi. Son Abbas Güçlü’nün davetlisi olarak bir restorandaki akşam yemeğinde İlber Ortaylı ve İyte Rektörü ile birlikte ben kendisini görünce ve fırsat bilip Anaksagoras’ı tekrar anlatınca “bu iş tamam!” diye söz vermiş, gene de başkanlığının kalan 7-8 ayında Meclisten geçirmemişti.

Sibel Başkan’dan çok farklı bir yaklaşım gördük. Allah razı olsun.   ABD de bir bankta oturan insanların bronz heykellerini görmüştüm, sanki yanına ilişiverilecek normal bir insan gibi. Artık betonite mi, bronz mu yoksa büst gibi mi  sorular ve  çalışmalar sonunda umuyorum bu yıl veya en geç önümüzdeki ilkbahara kadar sonuçlanır.

Fikir meclisten geçtikten ve yer belirlendikten sonra. Lütfen değerli okuyucular ve hemşeriler de fikir heykeltraş çizim gibi paylaşımlarını mt@yarimada.org adresine yollasınlar.

En   ünlü (http://www.yarimada.org/dogabilimlerinin-urlali-atasi.html ) ve cesur ( http://www.sabah.com.tr/Egeli/2013/01/04/mahmut-tolon-en-unlu-urlalinin-cesareti ) Urla’lın adı ve bunun getirdiği özgüven ile yetişir artık genç nesiller umuyorum.

Biliyorum ismi hatırlamak zor geliyor ama biraz mizah katarak aklınızda kalmasına katkıda bulunayım. Bakın başbakan  uçağına bile O’nun isminin ilk üç harfi verilmiş! ANA!

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *