Evrim farkındalığı algısının kadınlarda daha fazla olması doğal. Çocuklarla kültürel olarak daha fazla zaman geçiriyorlar.
Biyoloji kürsüsüne “evrime inanmıyorum” diyecek denli bilgisiz insanlar atanıyor. Çocuklar da böyle yetişiyorlar sonra. Üniversitelerde hocalar evrimi anlatmaya (bilseler dahi ki, maalesef bu çağda hale bilmeyeni var) korkar hale geliyorlar.
Sonunda Üniversiteden geçimini sağlamak isteyen bir hoca evrim anketi yapmaya korkar hale geliveriyor.
Tabii ki evrime de inanmak gerekir. Evrim kuramının anlaşılması ile bilim insanları Mikrobioloji, Bioloji, Embrioloji, Antropoloji, Viroloji, Genetik, Bağışıklıkbilmi, Transplantasyon İmmunolojisi ve buna benzer 100 ayrı bilim dalı kurup çağ atlamadılar mı? Genetikte olduğu gibi bu kuram üzerine bilgi inşa edip mucizeler gerçekleştirmediler mi? Bu dalları okuyanlar basit biyokimya deneyleriyle kendileri birkaç gün içinde mikroplarda evrimi takip ve ispat edemiyorlar mı? Tüm bunlara cevap evet. Ve evrim tabii ki diğer kanunlarla mukayese edince anayasa niteliğinde. Evrim olmasa biz olmayacaktık ve tüm diğer kanunları da anlamaya gerek olmayacaktı, yer çekimi veya bunun izafiyeti gibi. Modern Psikoloji bilimi evrim olmadan mümkün mü?
Durum bu denli net iken neden inanç? Basit bir örnek vermeye çalışayım: Diyelim ki Türkiye’de 75 milyon insan yaşıyor. Bu rakama inanmak zorundayız. Neden? Saymaya kalkan tek kişi (yemek yeyip uyuması gerektiği için) yüksek sesle, aylarca sayar. Demek ki bu tür bilimsel veri için bile binlerle insanın organize edilmesi ve yeme içmelerinin sağlanması, verilerin kontrol edilmesi gerek. Sonunda bulunan rakam da o tarihte yapılan sayım ve artı eksi hata payı. Bulunduğu anda bilgisayar çağında bile bu rakam değişecek ve ülkeye yeni girenlerle ve yurtdışına çıkan ve yeni doğanlar ile farklı olacak. Sayıma, meslekdaşlarınıza, deneylere inanacaksınız, ve ondan sonrasını tahmin edeceksiniz. Onun için bir süreç gerek, ama lütfen başka düşünen var ise de yargılamayın. Kuran da oku diye başlamıyor ve düşmanına bile adil ol diye bitmiyor mu?
Kişinin en iyi yapabileceği tahsilli bir tahmin veya bilimsel verilere dayalı bir öngörü. Evrimi anlamaya başlamak için de yıllarca eğitim gerekiyor. Okumadan, düşünmeden, çalışmadan olmuyor. İki hap al yat evladım sabaha kavrayacaksın! diye olmuyor.
Çoğunlukla olmuyor bu işler ama çoğunlukla saf olursa daha güzel olur. Batı Avrupa’da artık evrime inananlar % 80 lerde. Evrimi Ebu Osman Amr bin Bahr el-Cahız (776-869) den, Biruni’nin çağdaşı İbn Miskeveyh’e (ölümü 1030) ilk sezen alimler de, doğru bildiklerini söylemişler.
Güzel tarafı evrimin inanı da inanmayanı da kapsaması. Zaten kırsal kesimde büyük bir sorun da yok, her köylü size biberiye, kekiğin yeğenidir deyiverir.
Hem din ile bilim arasındaki temel fark: birinde inanmanın esas olduğu, diğerinde ise şüphe etmenin. Bu lafımı anlamayanlar lütfen dinde şeriat safhasını aşan insanlardan yardım alsınlar.
Gazneli Mahmud’un veziri Ebu Reyhan al Biruni’nin önemine kısaca değineyim. Darwin, Wallace, Müller, Bates ve diğerleri çeşitli bitki ve hayvanları anlayıp değişimleri farkedebilmek için Linné klasifikasyonunu kullandılar. Bu klasifikasyon olmasaydı farklar anlaşılamayacak ve bilimsel olarak paylaşılamıyacaktı. Biruni binominal klasifikasyonu Linné den 700 yıl önce kurdu. 1974 de Birleşmiş Milletler tarafından universal dahi ilan edildi. Komplo falan, en azından, sanıldığı yuğunlukta yokmuş, görüyorsunuz.