Kediler, Köpekler ve Turizm

Ülkemizde sokak kedi ve köpeklerinin Turizme yılda 2 -3 Milyar dolar zarar  vermeleri epeyce tutucu bir tahmin.

Tunus ve Mısır dahil bu denli çok başıboş kedi ve köpek olan ülke görmedim. Hindistan’a gideli 40 yıldan fazla  zaman geçti ama yeni gidenler orada da bizden az kedi ve köpek gördüklerini söylüyorlar. Heyyt be! Herhalde dünya şampiyonuyuz sokak kedi ve köpekleri konusunda!

Yabancılar arasında ailece hele küçük çocuklarla tatil yapılacak ülke seçiminde önemli bir kıstas sokak kedi ve köpekleri. Bilinçli insanların para vererek plajda kedi köpek pisiliği olan yere gitmek istememeleri normal değil mi?

Yollardaki kedi ve köpekler sandığımız gibi “doğanın” bir parçasından ziyade “insanın” bir paraziti gibi. Vahşi doğada denge unsuru hakimdir. Türler arası yarış vardır. Burada insan unsuru ile yarış ortadan kalkıyor. Hayvanları besleyenler var. Cezasını serçe ve sincaplar çekiyorlar. Kediler avlanmaya devam ediyorlar. Artık neredeyse serçe, sincap göremiyoruz. İnsan çevresini düşüncesizce değiştiren bir yaratık. Lokantada dilenen kediyi besleyince kendisini tanrı gibi hissetmeyi seviyor ve “bakın ne kadar iyi kalpliyim” diye düşünerek, deniz kenarındaki lokantada balığın kafasını yere atıveriyor. Bunu yaparken hayvan eğitiminden, doğa bilincinden  bihaber olduğunu da etrafına ilan ediveriyor. Bir kelime söyle kavga çıksın!

Kedi ve köpekler sürü hayvanları ve eğer bir insanın onlardan çekindiklerini görürlerse gagalama düzeninde kendilerinden alçakta görüyorlar. Sahibine saygıda kusur etmeyen bir köpek kötü eğitim sonucu misafirlerin tabağından yemek almaya kendinde hak görebiliyor. Sonunda o köpeğin uyutulması gerekiyor. Gerçek bir olaydan aktarıyorum. Alaçatı’da gazete almaya giden bir arkadaşım köpekler tarafından ısırılıyor. Bisiklet binen, moped binene, köpekler sürü halinde saldırıyorlar. Ankara’da sabah koşusuna çıkan bir öğretmen sokak köpekleri tarafından öldürüldü ya’hu!

Yollar hayvan pisliği içinde. Hastalıklar konusuna girmiyorum bile!

Ayol insancıllığı had safhada, kedi köpek yemi veya yal lafları unutuldu varsa yoksa “mama” denilerek hem lisanımız iğfal ediliyor hem de bu ev hayvanları “bebekleştiriliyor”. Endüstrinin ve ülkemizin trajikomik bir psikolinguizmi bu “mama” lafı! Başka lisanlarda \”yem\”diyorlar! (Futter,fodder)

Kedi ve köpeğin varsa bir zahmet hayvan terbiyesi veya psikolojisi hakkında bir kitap oku. Pisliğini temizle! Aşısını yaptır. Sorumlu ol ve belediyelerce sorumlu tutul. Turistler veya bilinçli turistler, hem inanılmaz fiyatlar ödeyerek hem de bacağına sürtünen kediler ile deniz kenarında balık yemek istemiyorlar. Denize köpeklerle birlikte girmek istemiyorlar. Neden bize gelen turistler istatistiklere göre en ucuzcu turistler diye bir düşün.

Yeni Zelanda’da köpekler sabah saat 5 ile 7 arası denize girebilirler diye levhalar var plajlarda. Her köpeğin bir sahibi olduğundan ceza müessesesi işliyor. Bakın size Irlanda’dan geçen hafta çekilmiş bir resim: köpeğinin kaldırıma, plaja yaptığı pisliği temizlemeyene 3000 Euro\’ya kadar ceza diye bir belediye meclisi karar vermiş, ilan ediyor!

\"2015-07-17

Bu konuda biraz detay yazınca insan kolayca, bazı necip \”hayvan\”severler  tarafından “Ayol bu hayvan düşmanı !”

damgasını  yiyebiliyor. O nedenle ev hayvanı geçmişimden ve hali hazır konumumdan bahsedeyim kısaca.: Birkaç kedi köpek kitabı okudum.10 dan fazla  köpeğim oldu. Birkaçına eğitimi kendim verdim. Şu an iki köpeğim var. Kızımın kedisi var, oğlumun köpeği ve kedisi. İki kedim oldu, kanarya, balık dahil evcil hayvanım oldu. Kedim İbiş\’i hala özlüyorum.  Yani yukardakileri yazmak ve kedi köpek sevmek mümkün. Ama  ay çiçeği çekirdeği yemek ve kabuklarını yere atmamak nasıl mümkün ise öylesine mümkün! Belediyelerin esasen sokak kedi ve köpekleri konusunu halledecek   mevzuatları var. Para yetersiz bir de “kötü” olmak istemiyorlar. Esas gereken toplumda bir bilinç oluşması. Ay çiçeği kabuklarını, sigara izmaritlerini yere atmamak türünden. TVlere ve basına çok iş düşüyor.

5 thoughts on “Kediler, Köpekler ve Turizm”

  1. Sn.Tolon,”şeytanı gördüğün zaman alarma kapılma,çünkü onu tamamıyle bertaraf edeceğin bir alternatif bulunamaz”demişti bir düşünür.Kedi-köpek meselesi de böyle.Siz belediye başkanı olsanız ne yapardınız?Cevabı bulunamıyor.Urlanın düşünürleri bu konuda bir araya gelebilseler ne önerebilirler?Yaratıcı düşüncelere sahip bir insansınız.Çözüm için daha spesifik önerilerde bulunabilip Urla düşünürlerinin sizi destekleyip eyleme geçmesini sağlıyabilirmisiniz?

    1. Sn Sağcan, teşekkür ederim, şu an Ortak Yaşam Platformu çerçevesinde bu konu hakkında çalışıyoruz umarım bir netice çıkacak bilvesile iyi bayramlar dileklerimle mt

  2. Ali Ihsan Izbul

    Kalemine sağlık, hepsi çok doğru. Bu aslında tarihi yerleri, eski evleri koruyamayan, dökülen binalara müdahale etmeyen, modern şehir planlamacılığı yapamayan bakanlıkların/belediyelerin geriliğinin başka bir tezahürü.

    >

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *