Fena da bir şey değil gerçeklerle yaşamak. Sanki medeniyetin gereği. Lise bitince kitap yakmak moda idi bir zamanlar. Emekli olunca saati çıkartmak . Yani bir anlamda medeniyete tepki ile yaşamak. Halbuki barışıp faydalanmak daha olumlu bir yaklaşım.
Her şey daha iyi olacak diye yazmıştım: Harvard’ lı psikolog Steven Pinker araştırmış : 150 yıl önce devlet savaşları normal iken son büyük savaş 2. Dünya Harbi olarak gerçekleşti. Ondan sonra Kore savaşı , Vietnam falan oldu ama savaş oranları anlamlı azaldı bir tarihsel gerçek olarak. 2. Dünya harbinde yılda yüz bin insana 300 kişi ölmüş. Şu anda Suriye ve Afganistan’daki ölümlere rağmen bu oran 1.4!
1991 de ABD de 9.8 kişi ölmüş cinayetten her yüz bin insan başına yılda. Tüm okul katliamlarına silah çılgınlığına rağmen 2014 yılında bu rakam 4.5 a düşmüş.
Alman polisi 2000 yılında 1015 cinayet hakkında soruşturma yapmış, bu rakam 2014 de 624 e düşmüş. Şiddetten uzaklaşmayı öğrendiği gibi düşünmeden şov yapmanın da , hamasetin de çözüme yönelik bir yol olmadığını yavaş da olsa öğrenecek türümüz.
Üzülmek isteyince üzülecek şey çok tabii, neden bu araştırmayı ülkemizde araştırmacı veya gazeteci yapmadı? Neden ben aklıma gelip de araştırmadım? Neden hala yapmıyorum?
Bu gün de Türkiye ‘deki cinayet rakamları hakkında yazacağımı umdum. Önce bürokrat Türkçesi ile TUİK websayfasında bulunabileceği yazıldı. Sonra anladım ki net rakamlar veremiyorlar. 2011 yılı verileri Türkiye geneli 866 cinayet
Faillerin bulunma oranı %95 ( Faili meçhuller ?)
Dünya ort. %65-70
2011 yılında Hindistan 43.355 cinayet ABD.14.173
İstatistik kurumunun elinde tek kaynaktan ve yıllara göre bir rakam yok. Onlar da geçmişe dönük çeşitli veri tabalarından topluyorlar.
Şimdiye kadar il ve merkez ilçeler bazında farklı kurumlarca toplanmış bilgiler var. Yani Türkiye’deki rakamlar neyi gösteriyor kolayca bulup bu araştırmayı yapma imkanını bulamadım. Vatan sağolsun.
Daha iyi bir dünya için yapılacak çok şey olduğunun bir göstergesi daha.
Basit bir şekilde 1980 yılınca tüm ülkede kaç cinayet olmuş 1990 da kaç, 2000 de kaç ve 2014 de kaç cinayet bulabilirsem nüfus ile orantıyı kurabilirim. Bu araştırma gene daha sabırlı bir gazeteci veya bilim insanına kaldı.
2008 yılında su hakkında birkaç yazı yazmıştım. (http://www.akhisarhaber.com/ureyelim-arkadaslar-4yy.htm http://www.izmirizmir.net/mahmut-tolon-su-gibi–dr-mahmut-tolon-y234.html )
Dicle Fırat debisi ile Tuna, Amazon,Nil nehirleri debilerini mukayese etmek istemiştim. Diğer nehirlerin debilerini internetten kolayca bulurken Dicle ve Fırat debileri ni DSİ den bulamamıştım “devlet sırrı kapsamındaydılar! \” Konuyla ilgili bir dostum sağolsun bulup bana vermişti ülkemizdeki rakamları. Hani hep bir zihniyetten bahsediliyor ya. O zihniyet bizim devletimizde. AKP bu zihniyete karşı demiştik bir zamanlar, Demirel da karşı idi. Demek ki iktidar olununca insan bu vesayetçi devlet zihniyet’ine esir oluyor ve dünyayı o gözle görmeye başlıyor.
Dündar ve Gül’ün hapsedilmeleri de bunun bir dışavurumu. Gerçekleri açıklamak yerine gizlemek. Ve tabii daha farklı ve meraklı olan vatandaşa fırça çekmek. Sen vatan haini misin?
Bizde de sanıyorum ve umuyorum terör cinayetin ve trafik cinayetleri ve kadın cinayetleri de değerlendirilseler bile 30 yıllık sürede bir azalma vardır.