Temel İdari Sorun : Bürokrasi

 

 

Bence bürokrasi Osmanlı’dan bize geçen bir hastalık. Kısmen azınlıkları kontrol için devleşmiş, kısmen beceriksizlikten, kısmen de istemem yan cebime koy demek için.  Tabii bir  de hakimler dahil kimseye inisiyatif ve sorumluluk almak kültürümüzde öğretilmediğinden. Çözümü de belli, Faik Rıfkı Atay Zeytindağı kitabında güzelce yazmış.

 

Okunası bir kitap . Devlete vatandaş bir dilekçe verince bir memur vatandaşın derdinin çözümünü bürokrasi içinde takiple görevlendirilir. İşi neticelendirirse de neticelendiremese de en fazla 15 gün içinde vatandaşa yazılı bir rapor verir. Bu cevaba göre vatandaş da devlet dairesini ve amir de memurunu denetler. Yani vatandaşın işini memur takib eder vatandaşı oradan oraya kendisi çay içerken yollamaz. Çünkü kendisi maaş alır, vatandaş onun maaşını dolaylı olarak öder. Memur hizmetlidir. Osmanlıda memur amirdir ona (yukarıya doğru) arz edersin o da yukardan aşağıya rica eder!

 

Batıda, gelişmiş ülkelerde bu çözüm on yıllardır uygulanır. Arabayı satmak bir basit kağıdın el değiştirmesi demektir. Eposta bile yeterli. Maaş alan memur inanmaz ise eski sahibine telefon eder ve sorar ve evrağa telefon görüşmesi hakkında not düşer. Mesele memura yetki vermeye korkmamaktır yani bir zihniyet meselesidir!

 

Bizde nasıl? Oraya git, bunu ara, şuradan bu ek raporu al, git buraya evrakı imzalat.. Arada yokuş kısım amirliği, Salı gel,   olmadı Cuma günü tekrar gel. Saat 13 de gel , yetişmedi ertesi gün saat 11 e doğru gel , olmadı bir dahaki Çarşamba tekrar gel.. Hepimizin her an başından geçmiyor mu?

 

Özal bu ülkede 1983-89 arası Başbakanlık sonra Cumhurbaşkanlığı yaptı. Neden sevilirdi? Bürokrasiyi azaltacağım diye meydan meydan dolaşıp söylediğinden. Özal araç alış satışında TC ye has bir ucube olan Noter’den satış olayını kaldıracağını söylemişti. Söylediği ile kaldı. Özal gitti, araçlar hala noterde alınıp satılıyor. Yahu ben Polisteki Trafik Tescil bölümüne gidip aracı filancaya sattım diye imza versem bana bir de noter masrafı yüklemeseniz?   Olur mu? Olmaaz, vatandaşa kolaylık olur.

 

Özal gitti , Faik Rıfkı Atay gitti, bizler de gitmekle meşgulüz. Bu tip reformları yapacağım diye AKP geldi sonra tam devletçi oldu çıktı başımıza. Muhalefet mi dediniz? Liderler koltuklarına tutunmak için yeni tutkal türleri aramakla meşguller.

 

Har an her birimiz yaşamımızda bürokrasinin çiçek açmasından örnekler verebiliriz. Git, gel bürokrasi yanıt bile vermeye tenezzül etmiyor kısmen. Kanun mu dediniz? Yaaa aynen öyle, uygulayın bakalım yaşamınız, nefesiniz gücünüz, paranız yetecek mi?   Özal kanunları da basitleştireceğini söylemişti. Hatta bir komisyon da kurdu. Bu komisyonların nasıl çalıştığını Vehbi Koç hayat hikayesinde güzelce anlatır. Günlük iş takibini Aziz Nesin de güzel anlatır.

 

Almanya’daki ehliyetimin Türkiye’de tanınması 3 haftalık bir gel git sonunda olmuştu. Oradan getirdiğim ilk arabanın da gümrük meselesinin bitmesi bir iki ay. Almanya’da oturan oradan ABD de bir burs ile giden bir öğrenci olarak orada kullanılmış bir araba alınca tüm kırtasiyenin 30 dakikada bittiğini görüp şaşkına dönmüştüm bundan 40 yıl kadar önce.

 

Ben bu işleri yazmaktan sıkıldım ki bir genç öğrencimin isteği üzerine tekrar bürokrasi yazdım. Umarım yeni nesil bu işi çözer artık.

 

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *