Gençlik Fetişizmi ve Yaşlılık Korkusu

 

 

 

Gençler yaşlılardan çekinir. Bu tedirginlik güdüseldir. Yaşlılardan korku genelde onlu yaşlardan sonra başlar ve ellili yaşlara kadar sürer. Bu süreç de kendi başına bir değişim içinde doğal olarak yaşamın veya yaşam beklentisinin uzaması ile birlikte. Yaşlılardan çekinme ölüm korkusundan kaynaklanır.

 

Lisanlarda da bu çekince kendisini gösterir. Her gelişmiş ülkenin yani her dilin resmi dili yanı sıra konuşma dili vardır. Bu doğal olarak coğrafyadan kaynaklı olarak farklılıklar gösterir. Örneğin İngilizce İngilizcesi, Texas İngilizcesi, New York , Avustralya ve hatta Yeni Zelanda ağızlarında farklılık vardır. Ayni zamanda bu ülkelerin gençlerinin de konuşma tarzları farklıdır.

 

Örneğin Türkiye’de lisanın gelişmesinde Cumhuriyetin kuruluşundaki harf ve zihniyet devrimi denemesinden ziyade bu değindiğim genç yaşlı lisandaki farklılık etkin olmuştur. Basitçe benzer dönemler geçirmeyen ülkelerdeki lisanların gelişmesini 40- 80 yıl öncesinin gazeteleri ile bu günkü lisanı mukayese ederek kendiniz örnekleyebilirsiniz.

 

Filmlerde, reklamlarda değişen “güzellik” fetişizmi yanı sıra bir gençlik fetişizmi de görebilirsiniz. Yani gençlere, gençliğe tapınma. Basit nedenlerden biri ekonomik olarak gençlerin daha fazla harcama yapmalarıdır. Daha fazla sinemaya giderler, daha fazla giysi alırlar. Daha fazla lokantalarda kulüplerde görünmenin matah (genç Türkçesi ile “bir bok”,   belki daha zarifçe ve belki özentili bir deneme ile “in”) olduğunu sanırlar.

 

Bu sanrı sonunda bir sürü yaşlının zihninde de genç olmanın in olarak algılanması ile sonuçlanabilir. Örneklerini her yerde tespit edebiliyoruz. Doğal olarak verilen öneme ve gereksinime göre bazı fonksiyonlar bazı dönemlerde farklıdırlar. İnsan genç iken bedenen daha aktiftir. Daha hızlı koşabilir. Genelde daha olumludur her şeyi bir çekmeceye yerleştirdiği inancı kemikleşmeye veya kireçlenmeye başlamamıştır ama bu doğal olarak, kişiden kişiye değişir. Yani kişinin bastırılmış duygularına, zihin berraklığına, gereksinimlerine göre. Örnek kafasını genç iken kullanma alışkanlığı edinen genelde yaşlılığında da daha iyi kafasını kullanır. Gençliğinde iyi dağa tırmanan atletik boyutta olmasa da yaşlılığında da tırmanabilir, eğer mesela eklemlerinde bir hastalık yok ise.

 

Modern demografide yaşlılık sınırı artık 85dir. O yaşa kadar fazla da bu yaftayı kabullenmek ruh halini menfi etkileyebilir. Tıbbiyedeki gelişmeler ile bu sürecin fizik boyutu daha da ileriye itilecektir. İki merhale genelde 45 yaşında yakın okuyamamak ile başlar ve bu okuma yanı sıra, yürürken merdiven inerken bir tedirginliğe yol açar. İkinci merhale ise kulakların 65-70 yaşlarında daha az duyması ile giderilmediği takdirde tedirginliğe yol açacak bir gelişmedir bari iki örnek vermek gerekirse ki psikolojik etkileri fizik etkilerinden daha bariz olabilir.

 

Gençliğinde emekli olma hedefi ile ve kendisine “emekliliği” yakıştırarak yaşayan ve öyle davranan da bir çok insan vardır. Hep “genç kalacağım diye inanılmaz plastik ameliyatlar yaptıranlar da.

Halbuki yaşlanma eğer dengeli olursa, benim kestirebildiğim kadarı sağlıklı oldukça, güzel bir süreçtir.

Ben çocukluk ve erginlik çağını 20 yaşına kadar olan dönem olarak algılıyorum. Tabii bu dönemi de 3-5 farklı çağa ayırmak mümkün.

20-60 orta yaş ki burada da 3 ila beş ayrı grup oluşturulabilir ve bu gruplar arasındaki geçiş dönemleri her zaman kişiden kişiye değişebilir. 60-85 olgunluk veya bilge orta yaş dönemi ve 85 yaşı ötesini yaşlılık olarak kabul ediyorum. Bu klasifikasyon denemesi de tabii ki genellemelerin bir dışavurumudur. Yaşamında çok 100 yaşında genç orta yaşlı dimağlar gördüm ve 27 yaşında kireç ocağı gibi yaşlı, kemiklenmiş zihinler.

 

 

2 thoughts on “Gençlik Fetişizmi ve Yaşlılık Korkusu”

  1. Sündüz Tanergeç

    Modern demografiyi pek sevdim, yaşlılığı 85 e çektiği için !..Benim sınıflamam 20 yaşa kadar ergenlik, haklısın,
    20 ile 50 yaş arası genç, ( genç yaşı 60 a uzatsam mı acaba ? Yoksa Zafer ‘in dediği gibi 65 e mi ??
    50 ile 80 arası olgunluk,
    80 den sonra ise yaşlı..
    Gerçekten son zamanlarda görülen ve deneyimlenen de bu..
    Ama önemli olan klasifkasyon dışı yaşımız ; biraz bizim elimizde olan fiziğimizin ve de yüreğimizin yaşı, işte bizim esas yaşımız..Sevgiyle…

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *