Haddini bilmek gibisi yok. Kibirli ve ahmak bir türün temsilcileriyiz. Bir sosyal bilim memuru hoca efendi \”namaz kılmayan hayvandır\” deyince epeyce bir tepki aldı. Adamcağız gazetelerden okuduğum kadarı da sonunda özür dilerken bile söylediğinin tam anlaşılamadığından bahsetmiş. Kendisi ne söylediğini biliyorsa mesele yok zaten. Pes pozisyonu veya teslim pozisyonu tabir edilen pozisyon hayvanlar aleminde de bolca vardır. “Demutshaltung” diye arama motorundan arayın, gördükleriniz resimlere bir göz atın ben bir resmi arama motorundan aşağıya alıyorum:
Köpeklerde de bunu sırtüstü yatmak veya yan yatıp göbeğini korumasız bırakmak olarak gözlemleyebilirsiniz.
Öz kültürüm olarak addettiğim “batı” dinlerinin sonuncusu olan İslamiyet’te esas bence esas bir ruhban sınıfının olmaması ve saf tutma özelliğidir. Fakat tabii işe bilimsel yaklaşmak istiyorsanız on bin mümin’e “Allah” veya “İslam” deyince ne anladıklarını sorun, netice itibariyle on bin farklı anlayış bulacaksınız.
“Bizim” inandığımız İslam İran’daki değil, Suriye veya İrak’ta İşid’inki değil, Çağlayan’da ramazanda plakçı basan değil, Madımak’daki değil, Afganistan’daki değil, pekiyi neredeki?
Bu kadar insan bu din esasında her ay maaş alırken artık yavaştan bir reform yapma vakti gelmedi mi? Evrim bilimin nimetlerinden faydalanırken bir öcü görmüş gibi bu konunun okutulmaması ne demek bu çağda? Sınırlar net olmayınca Suudi Arabistan’da olduğu gibi bir “alim” satranç oynamanın “ibadetten alıkoyduğu “ nedeniyle “mübah” olmadığını söyleyiveriyor. On bin farklı İslamiyet anlayışının tezahürleri. Gündem bu mu, bu çağda?
İyi niyetle bile olsa, tertemiz bir anlayışla bile artık çokseslilik çağında olduğumuzu kavrar isek yol alırız. Ben marazi bir şekilde bu günkü iktidara muhalif bir insan değilim. Tam tersine ilk sekiz on yıl bu ülke için epeyce anlamlı işler yaptıkları kanaatindeyim.
Taksim ismini su dağıtım sarnıcından alır. Muhtemelen Roma döneminden beri çevredeki ormanlardan su buraya taşınır ve “taksim” edilirdi. Sarnıcın yerine bir “fetih” camii yapılması fikrini anlayamadım. Sarkaç bir bu istikamette bir diğer istikamette gidiyor. Tarihi açıdan bakınca İslamiyet, Hristiyanlık ile ilk semavi din olan Musevilik arasında önemli bir fark var: Museviler her insanın kendi dinlerine girmesini istemiyor ve yaygınlaşmacı bir yaklaşım yok.
YANGIN
İki ayrı konuya kısaca değinmek istiyorum. Yangın felaket, tüm ortaçağı ateşi ve yangını anlamak ile geçirmiş insanlar. Şu anlar da bir yanarak atılan sigara bile onlarca, yüzlerce dönümün yanmasına neden olabiliyor.
EKG
Gençken yoğun bakımda görev yaparken yüzlerce saat ekranlarda EKG izleyerek geçirdim. Aktif görevim sırasınca kendi cebimden 5000 dolar kadar harcayıp bir portatif EKG cihazım olsa diye de düşünmedim değil, konu komşu’da bir acil duruma çağrıldığımda vaka’ya rahat müdahale edebileyim diye. Dört beş kilo olan cihazı habire taşıyamayacağımdan vazgeçtim. Şimdi artık cep telefonumda 100 dolara damadımın bana hediye ettiği bir EKG var. Bir mutluluk nedeni. Cep telefonuma ultrason takabileceğim zamanları heyecan ile bekliyorum.
Abdest,namaz,oruç …sayılarla oranı buranı yıkamak,yatıp kalkmak,sabahtan akşama aç kalmak mı?
Sözde dinî eğitim veren pislik yuvalarındaki feci durumlara bakınız.
milletimizi Kuran’ı ve İslam dinini anlamaması için Arapçayı dayatan hantal ve tahakkümcü DİYANET İŞLERİ’ne, yeter artık yaptığın zulümler diyebilecek makamlar,bakalım ,ne zaman ortaya çıkacak…